Akıllı telefonların hayatımızın tam merkezinde yer almasına alıştık. Giderek işlevsel olmaları dolayısıyla her geçen gün daha çok ihtiyacımızı karşılıyorlar. Artık biliyoruz ki cebimizde birer telefondan daha fazlası var. Hatta kendi telefonumuza bakmadığımız anda bile artık çoğu yerde akıllı telefon görüyoruz.
Filmler, diziler ve reklamlar, pek çok amaçla akıllı telefon kullanımına yapılan vurgular içeriyorlar. Kimi zaman ana karakterin bir telefon konuşması yaptığını kimi zaman da o telefonun arkasındaki logonun gözümüze sokulurcasına vurgulandığını görüyoruz. Aniden duyulan zil sesiyle kullanılan telefonun hangi marka olduğunu anlayabiliyoruz. Hatta porselen reklamında bile akıllı telefonları görmek mümkün. En alakasız anda, en alakasız şekilde karşımıza çıkıyorlar.
Peki bizim ekranlarda gördüğümüz akıllı telefonları neye göre seçiyorlar? Bu sorunun birden fazla cevabı var. O cevaplar aynı zamanda yazının başlığını da karşılayan noktalar içeriyorlar. Genel olarak Apple’ın iPhone modelleri karşımıza çıksa da bazı durumlarda Samsung, Huawei’nin de telefonlarını görmek mümkün. Bu durumun temel olarak 3 farklı sebebi var.
1. Tabii ki de ürün yerleştirme:
Matrix filmindeki Nokia ürün yerleştirmesi
Bir akıllı telefon üreticisi için en güzel reklam doğal, organik reklamlardır. Sevdiğiniz bir dizi ya da film karakterinin elinde iPhone görürseniz, farketmeden de olsa bilincinizde bu detay yer alacaktır. Aynı şekilde reklamlardaki insanların iPhone ya da Samsung kullanmaları da benzer farkındalıklara sebep oluyor.
Bilincimiz, pür dikkat ya da umursamaz şekilde izlediğimiz görsel içerikleri anlamlandırıyor. Bu anlamlandırma sırasında gördüklerimiz, gerçek hayatta elde ettiğimiz deneyimlerle birleşiyor. Beynimiz sonucu yorumluyor, bunu bir yere kaydediyor.
Akıllı telefon üreticilerinin pazarlama birimleri bu zincirleme ve etkili reklam stratejisini kullanmak için dizi ve film üreticileriyle, reklam ajanslarıyla sözleşmeler yapıp ürün yerleştiriyorlar.
2. İtibar paylaşımı:
Captain America: Winter Soldier filminde doğrudan bir Apple Store'u ürün yerleştirme olarak kullanmışlardı.
İtibar ve deneyim, aslında akıllı telefon firmalarının en çok sattıkları şeydir. Tıpkı Starbucks’tan kahve satın aldığınızda nasıl sadece kahve satın almıyorsanız, bazı telefon modellerini satın alında sadece telefon almamış olursunuz. Yaptığınız harcamanın önemli bir kısmı itibara yöneliktir.
Dizi, film ve reklam yapımcıları da bu durumun farkında. Bu nedenle çoğu zaman yüksek itibara sahip, marka değeri olumlu yönde gelişen, insanlar tarafından daha çok değer gören markaları içeriklerde kullanıyorlar. Dolaylı yoldan da olsa, ilgili firmanın itibarını paylaşıyorlar. Bu yönteme daha çok etki çağı düşük dizi, film ve reklamların yapımcıları başvurabiliyor. Eğer yapım güçlüyse bu kez işler ürün yerleştirmeye dönüyor.
3. Statü belirtisi:
12 Mart 2014'teki Oscar Ödül törenlerinde çekilen bu selfie, Samsung'un ürün yerleştirmesiydi. Aynı zamanda ödülle birlikte bir statü çağrışımız yapılıyordu.
Aslında bu madde, bir önceki madde ile bağlantılı bir durumu gözler önüne seriyor. İnsanların kullandıkları her türlü ürün ve marka, tüketim toplumunda birer statü göstergesi olarak bilinçaltına kodlanıyor. Örneğin iPhone kullanan birisinin orta ya da düşük gelirli olduğunu düşünme ihtimaliniz çok çok az. Ya da üst segment bir Samsung veya Huawei kullanmak, yine aynı şekilde bir statü belirtisi olarak yorumlanıyor. Bu da daha çok kurgulanan karakterlerin statüsünü göstermek adına vurgulanıyor. Eğer bir dizideki düşük gelirli bir karakterin elinde iPhone görürseniz, bu durum algısal açıdan negatif bir izlenim oluşturuyor.
Fi dizisineki Samsung ürün yerleştirmesi. Aynı zamanda ana karakter için bir statü belirtisi olarak kodlanmıştı
Bir diğer boyut ise bireylerin ya da kurgulanan karakterlerin değil, markaların statü belirtisi. Zengin görünmek ve itibar paylaşımı yapmak isteyen firmalar, üst düzey statü belirtisi olarak pahalı ve yüksek fiyatlı cihazları reklamlarında kullanabiliyorlar. Hatta bir e-ticaret sitesinin uygulama reklamı için hazırladığı broşür tasarımında bile iPhone görebiliyorsunuz. Bu durumda firmalar, biraz da popüler olanın çağrışımını kullanarak insanları etkilemeye çalışıyorlar.
Gördüğünüz üzere saniyeler içerisinde gördüğümüz “akıllı telefon” içeren dizi, film ya da reklam sahneleri aslında o kadar basit bir arka plana sahip değil. Elbette bu tarz durumlardan etkilenmeyen, tek derdi işlevsellik olan bir kullanıcı kitlesi de var. Nitekim çoğunluk, bu değerlendirmeler sırasında fark etmeden bilinçaltına kodlanan mesajları kullanıyor.