Gözden kaçırdığımız veya yanlış anladığımız bazı toplumsal gerçeklerin aslında doğru olmadığını öğrenmeye hazır mısınız? “Aa bu da mı gerçek değilmiş?” diyeceğiniz bilgilerle yeniden aydınlanacaksınız.
Bazılarının doğrusu bilinse de unutmayın ki hâlâ yanlışı doğru kabul edenler var. Bilgilerinizi tazeleyeceğiniz örneklerimize geçelim.
Saçları kazımak, daha gür çıkmasını sağlar. (Yanlış)
Saçı az olanların yıllardır kandığı yalanlardan biri de saçların kazıtılması ile daha gür çıkacağı. Aslında bunun doğru olmadığı 1928 yılında kanıtlandı. Ancak muhtemelen saçının daha çok çıkmasını isteyen dedelerimiz böyle bir şey ortaya attı ve kimse de “Ne alaka.” demedi.
Yapılan klinik deney sonrasında tıraş olmanın saç büyümesinde hiçbir etkisi olmadığı gösterildi. Tıraş sayesinde yeniden büyüme oranında veya kalınlığında da hiçbir etki bulunmadı. Biraz düşününce aslında nasıl da boş yere kandığımızı anlayabilirsiniz. Çünkü tıraş olunca sadece derinin ölü kısmı gider. Bu da büyüme hızını ve gürlüğünü etkileyecek bir durum değildir.
İğne ile verilen ilacın etkisi, hap olarak alınandan daha etkilidir. (Yanlış)
Aslında buna yanlış demek olmaz. Ancak bazı durumlarda bunun tam tersi olduğunu da bilmekte fayda var. Yani her gördüğünüz iğnenin haptan daha çabuk tesir edeceğini düşünmeyin. Örneğin bağırsak kurdu için oral yolla alınan ilaçların etkisi daha fazladır. Yine de enjeksiyon ile alınan birçok ilacın daha hızlı etki ettiği doğrudur. Ama genellemeye bazı ilaçların dahil edilmemesi gerekir.
Sirkeli su ile yapılan kompres, ateş düşürür. (Yanlış)
Ateş düşürmede sıklıkla yapılan hatalardan biri de sirkeli su, kolonya veya alkol kullanmak. Yıllardır hastalık dönemlerinde özellikle sirkeli su kullanımı yaygın olsa da bu iyi bir şey değil. Sirkeli su, kolonya ve alkol gibi uygulamaların ateş düşürmeye faydası olmadığı gibi damarları büzerek kan dolaşımının azalmasına neden olduğu için zararları vardır. Bu uygulamalar çocuklardaki iç ateşin daha da yükselmesine neden olur.
Develer hörgüçlerinde su depolar. (Yanlış)
Yıllardır develerin hörgüçlerinde su depoladığına inandırıldık. Hörgüçlerin aslında ne işe yaradığını öğrenmek için ilgili içeriğimize göz atabilirsiniz.
Çok yakından televizyon izlemek gözlerin bozulmasına neden olur. (Yanlış)
1967’de yeni çıkan bazı televizyonlardaki üretim hatası, aşırı X ışınları yayıyordu ve güvenli bir mesafede televizyon izlenmesi gerektiği yönünde uyarılar yapıldı. Televizyonların geri toplatılması ve tüplerin kurşunlu cam kalkanlarla kaplanması ile sorun çözüldü ama gözlerin bozulacağı efsanesi kalıcı oldu.
Günümüzdeki televizyonlarda geleneksel katot ışın tüpleri kullanılmıyor. Bu yüzden de göze zarar verecek herhangi bir sorun kalmıyor. Yakından televizyon izlemek, göz yorgunluğu veya baş ağrısı gibi göz hasarlarına sorun olabilir. Ancak gözlerin dinlendirilmesi ile bu sorun ortadan kalkar. Yani dememiz o ki yakından televizyon izlemek gözde kalıcı bir hasar bırakmaz.
Ampulün mucidi Thomas Edison'dur. (Yanlış)
Bu kısmen doğru değil. 19. yüzyılın başlarında Alessandro Volta, Humphrey Davy, James Bowman Lindsay, Warren de la Rue ve William Staite; ampulün icadında rol aldı. Ancak onların icat ettiği ampuller çok çabuk yanıyordu ve bu da ampulün pahalı olması demekti.
Thomas Edison ise taslak çalışmalar üzerinde yaptığı deneylerle bu işi çözdü ve ince karbon filament tasarımını daha iyi vakumlarla birleştirdi. Bu da Edison’a ticari açıdan en uygun ampulü geliştiren kişi ünvanını getirdi.
Alexander Graham Bell, telefonun mucididir. (Yanlış)
Alexander Graham Bell'in telefonu icat ettiği ise tarihi tartışmaların bir diğer konusu. Başkasından mı örnek aldı yoksa patentinde önce mi davrandı öğrenmek için ilgili içeriğimizi inceleyebilirsiniz
Kristof Kolomb, Amerika’yı keşfetti. (Yanlış)
Tarih kitapları, bizi Amerika’yı Kristof Kolomb’un keşfettiğine inandırdı. Ancak gerçek öyle değil. Kolomb’un Amerika’ya gittiği dönemde yüzlerce küçük ulus orada zaten yaşıyordu.
Ayrıca Kolomb, Amerika’yı deniz yoluyla bulan ilk kişi de değil. Viking kaşifleri 10. yüzyılın başında zaten Kuzey Amerika’nın doğu kıyılarını ziyaret etmiş. “Peki ne yapmış bu Kristof?” derseniz de adam sadece Amerika’nın küçük bir bölümünü fethetmiş ve bunun üstüne kölelerin ve malların taşınması için ticaret yolu oluşturmuş.
Yıldırım çarpan birisine dokunursan sen de çarpılırsın. (Yanlış)
Bu da bir diğer yıldırım efsanesidir. İnsan vücudu elektrik depolamaz. Bu yüzden de yıldırım çarpan birine dokunmak güvenlidir. Düşünsenize, buna inanıyorsunuz ve yıldırım çarpan birini belki de ölümle baş başa bırakıyorsunuz!
Hapşırınca kalp atışınız durur. (Yanlış)
“Çok yaşa” dediğinizde hapşıran kişinin kalbinin bir anlığına durduğunu düşünürsünüz ama bu da doğru değil. Yeri gelmişken “çok yaşa”nın nereden geldiğinden de kısaca bahsedelim. Kara Veba’nın belirtilerinden biri de hapşırmaydı ve hapşırma ölümün engellenmesi olarak kabul görmüştü. Hapşıran kişinin enfeksiyona yenik düşmemesi için ise “çok yaşa” denmeye başlandı.
Gelelim asıl konumuza. Hapşırmadan önce alınan ilk nefes ile göğüsteki basınç artar. Hapşırırken güçlü şekilde nefes verdiğinizde ise basınç düşer. Basınç ve buna bağlı kalbe giden kan akışındaki değişiklik sebebiyle kalp atış hızı etkilenebilir ama kalpteki elektriksel aktivitede bir değişiklik olmaz yani kalbiniz durmaz.
Balık yanında yoğurt yenmez. (Yanlış)
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Önder Ergönül ve Beslenme ve Diyet Uzmanı Gözde Şahin, bu konuya açıklık getiriyorlar. Balık ve yoğurt taze ise her ikisini aynı anda yiyebilirsiniz. Bayat balıklarda artan histami miktarı ile yoğurdun birleşimi sonucu olumsuz tepkimelere yol açabilir, özellikle alerjik bünyelerde. Histamin de bir kenara zaten bayat balık da zehirlenmeye yol açar. Yani bazen bunun sorumlusu yoğurt değil.
Ispanak yersen Temel Reis gibi güçlü olursun. (Yanlış)
Ispanağın çok fazla demir içerdiği ve bu yüzden de yiyenin güçleneceği konusu sağ olsun Temel Reis sayesinde zihnimize işledi. Ancak durum hiç sandığınız gibi değil.
Çok fazla şeker tüketenler şeker hastası olur. (Yanlış)
Bunun yanlış olduğu Tip 1 diyabet için tamamıyla doğru. Çünkü Tip 1 diyabetin neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor ancak yaşam tarzı ile bağlantılı olmadığı kesin. Yani şeker tüketerek Tip 1 diyabet hastası olmazsınız.
Tip 2 diyabet için ise durum bu kadar net değil. Tip 2 diyabetin ortaya çıkmasının doğrudan sebebi şeker değil. Ancak başka bir bağlantı var. Aşırı kilolu insanların fazla kalori alması bu diyabete yakalanma riskini arttırır. Şekerli yiyeceklerin çok fazla kalori içermesi de kiloya neden olur. Yine de söylemek de fayda var. Tip 2 diyabetin tek sebebi şeker değildir.
Özellikle besinlerin dışında alınan şeker tabii ki sağlığa birtakım zararlar verir. Kanserin sorumluları arasında yer alan şekeri, bilinçli ve dozunda kullanmanızda fayda var.
Kelebeklerin ömrü 1 gündür. (Yanlış)
Bütün kelebeklerin ömrü 1 gün değildir ama bütün kelebekler bir yıldan fazla yaşamaz. Çoğu yetişkin kelebek bir veya iki hafta yaşar. Bazıları ise kış uykusuna bile yatar ve aylarca yaşayabilir. En kısa ömrü olan sineklerden biri mayıs sineği bile birkaç gün yaşar. Ancak bu sinek türünün larva süresi de su altında yaklaşık 2 yıldır.
Kâğıt 7 kereden fazla katlanamaz. (Yanlış)
Bu yanılgının sebebi tüm dünyada yaygın olarak A4 boyutunda kâğıt kullanılmasından kaynaklanıyor. A4 civarındaki kâğıtları evet 7 kereden fazla katlayamazsınız. Ama ya peki daha büyük bir kâğıdı? Bunun cevabını aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz. Videodaki devasa kâğıt 11 kere katlanıyor.
12 kere katlama rekoru ise 2002 yılında lise öğrencisi Britnet Gallivan tarafından kırıldı. Gallivan, Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi ve bu rekoru kırabilmek için matematikten faydalandı.
Galatımeşhurların bazılarını derlediğimiz içerikte kaçının doğrusunu biliyordunuz? “Bu da yanlış biliniyor.” dediğiniz konular varsa yorumlara bekliyoruz.