İnsanlığın elektrikle tanışması statik elektrik sayesinde oldu. Ebonit çubuk denilen kehribar malzemenin belli nesnelere sürtüldüğünde kimi ufak nesneleri kendine çektiğinin keşfedilmesi M.Ö.'sine dayanıyor. Doğru akım ve alternatif akım ise, statik elektrikten çok daha sonra, 18. ve 19. yüzyılda keşfedildi.
İlk çağlardan beri hayatımızın bir parçası olan statik elektrik çarpmasını zaman zaman herkes yaşasa da son günlerde bundan şikayetçi olanların sayısı epey artmış durumda. Bu durumun çeşitli nedenleri bulunuyor.
İnsan vücuduna statik elektrik yüklenmesi sürtünme ve bulunulan ortam nedeniyle gerçekleşiyor.
Giydiğimiz pek çok nesne polyester ve naylon gibi sentetik malzemelerden yapılıyor. Dahası, plastik yönü ağır basan ayakkabılar giyiyoruz. Bunlar da vücutla herhangi bir şekilde sürtünmeye uğradığında vücudun negatif yükle yüklenmesine sebep oluyor. Plastik ayakkabılar giydiğimiz için de bunu toprağa aktaramıyoruz. Kışın giydiğimiz kat kat giysiler bu etkiyi daha da artırıyor.
Ayrıca, elektrik yükü çok fazla olan ofis ortamlarında, bilgisayarlarla, akıllı telefonlarla iç içe çalışıyoruz.
Bunun sonucunda da iyonlarla yüklenmiş olan bedenimiz, nötr ya da elektrik yüklü bir nesneye, söz gelimi bir kapı kolu, otomobil kapısı, hatta bir başka insanla karşı karşıya gelince, "spark" denilen kıvılcım atlamasıyla bütün yükü boşaltıyor. Bu da elektrik çarpmasına benzer nahoş bir his oluşmasına sebep oluyor.
Bu durum kuru hava şartları altında (genellikle kış aylarında) daha fazla meydana geliyor.
Çünkü kuru olan hava yalıtkan özelliktedir ve yük birikmesine olanak sağlar. Ortamda bulunan nem yaratılan gerilimi doğrudan etkilemektedir. Bu yüzden çalıştığınız, yaşadığınız ortamı nemlendirmeniz önemlidir.
Kapalı alanlarda pozitif yük, açık alanlarda, ormanlık bölgelerde ve doğal ortamda negatif yük daha fazladır. Dolayısıyla doğal ortama çıkmak da statik elektriğin atılmasına yardımcı olur. Bundan başka klima gibi araçlarda, ortama negatif iyon salan cihazlar tercih edilebilir. Çıplak ayakla toprağa basmak da iyi bir yöntemdir.
Statik elektrik çarpması yer yer 8-10 bin volt gerilime kadar ulaşabilmesine rağmen ciddi bir tehlike oluşturmuyor.
Ancak özellikle yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı maddelerle ve hassas elektronik cihazlarla çalışan insanların son derece dikkatli olması gerekiyor. Söz gelimi akaryakıt istasyonlarında çalışanlarda böyle bir durum yaşanması halinde, akaryakıtın parlaması veya patlaması sonucu büyük facialara sebep olunabilir. Ayrıca hassas elektronik cihazlar bozulabilir. Bu nedenle buralarda çalışanların statik elektriği atabilecekleri bir düzende, söz gelimi karbon yapılı bir bileklik ya da elektriği toprağa iletebilecek ayakkabılarla çalışmaları çok isabetli olur.
Halı sahalarda spor yapan kişilerin, açık ve toprak sahalarda spor yapanlara göre çok daha stresli ve kavgaya meyilli bir yapı sergiledikleri gözlemlenmiş.
Bunun üzerine yapılan bir çalışmada, buralarda spor yapan kişiler üzerinde ciddi bir statik elektrik yükü oluştuğu ve bunun da sinir sistemini etkilediği saptanmış.
Kişisel olarak bu durumdan korunmak için sentetik kıyafetlerden mümkün olduğunca uzak durulması gerekiyor.
Ayakkabıda iletken malzemeleri, kıyafetlerde ise doğal malzemeleri, örneğin pamuklu ve keten ürünleri tercih etmeliyiz. Ayrıca ortamın nemlendirilmesi gerekiyor.
Kaynaklar: Biyofizik Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Tunaya Kalkan, Kimya Yüksek Mühendisi Yusuf Mert Sönmez