Transformers filminin tutkunları belki de hatırlar. Mariana Çukuru, ilk film sonunda başta Megatron olmak üzere Decepticon'ların atıldığı çukurdur.
İşlerin karıştığı nokta tam da burası. Mariana Çukuru'na atılan bir kilogramlık cismin dibi görme süresi saatler sürer. Ancak biz insanoğlu olarak, çok daha hafif atıkları bile çukura ulaştırmayı başardık.
İngiltere'deki Newcastle Üniversitesi'nden bir ekip, dünyanın en derin çukurlarının (Pasifik Okyanusu'ndaki Mariana Çukuru ve Yeni Zelanda yakınlarındaki Kermadek Açması) derinliklerinde amfipod denilen küçük karides benzeri kabukluları araştırıyor. Amfipodlar, 7 ile 11 kilometre arasında yaşamını sürdürebiliyor. Ne yazık ki Mariana Çukuru'ndan toplanan amfipodlar 11 kilometrede varlıklarını sürdürebilmelerine rağmen toksik maddeler nedeniyle zehirlenmişler. Üstelik 11 kilometre derinde yapılan diğer ölçümler de suyun aşırı kirli olduğuna işaret ediyor.
Mariana Çukurundaki amfipodlarda bulunan şey, kansere neden olduğu tespit edildikten sonra 1970'lerde yasaklanan kimyasal maddeler olan poliklorlu bifeniller. Zehirlenme seviyesi, Liaohe Nehri sisteminin yakınında bulunan yengeçlerin seviyesinden 50 kat daha fazla. Bu seviye, Japonya'daki Suruga Körfezi ile yani "rezil bir kirlilik kara noktası" ile yarışıyor...
Alan Jamieson, araştırmacı ekibin değerli üyelerinden biri. Jamieson, "Derin okyanusun hala insan etkisinden uzak, bozulmamış bölge olduğunu düşünüyorduk. Ancak araştırmamız gösteriyor ki ne yazık ki, insanoğlunun karanlığından uzak durabilecek bir nokta yok." ifadelerini kullandı.
Durum öyle tuhaf düzeydeki, 11 kilometre derinlikte bile bira kutuları ve konserve ambalajları bulunuyor.
