Ormanlar, geçim kaynaklarını, temiz su ve havayı sağlarlarken, bir yandan da iklim değişikliğine dur diyebilen alanlar. Anadolu Ajansı, Gıda ve Tarım Örgütü’nün “Ormanların Durumu 2018” ismiyle paylaştığı bir raporu grafik olarak yayınladı.
Rapora göre, ormanlar bahsi geçen süreler dahilinde dünya arazilerinin yüzde 31,6’sını kaplamaktan, yüzde 30,6’sını kaplayan bir hale geldi. Aynı zamanda bu ormanlar 2000 yılında 4,1 milyar hektarlık bir araziye yayılıyorken, 2015 verilerine göre 4 milyar hektarlık bir araziye çekildi. Dünyadaki ormanların değişimlerini madde madde inceleyecek olursak:
- Avustralya ve Yeni Zelanda bölgesindeki oran yüzde 17,4 iken, yüzde 17’lik bir orana düştü.
- Sahraaltı Afrika’da oran yüzde 30,6 iken, yüzde 27,1’lik bir orana düştü.
- Latin Amerika ve Karayiplerde bu oran yüzde 51,3 iken, yüzde 46,4’lük bir orana düştü.
- Avrupa ve Kuzey Amerika’da yüzde 40,3’lük orandan, yüzde 41’lik orana artış gözlendi.
- Doğu ve Güney Doğu Asya’da yüzde 28,5’lik orandan, yüzde 29,6’lık orana artış gözlendi.
- Orta ve Güney Asya’da yüzde 9,5’lik orandan, yüzde 10’luk orana artış gözlendi.
1999 ve 2013 yılları arasında, dünyanın bitki örtüsüyle kaplı yüzeyinde 5’te 1’lik bir gerileme görüldü. Bu gerileme oranı, yaklaşık 1 milyar insanın geçim kaynağını etkileyecek düzeyde. Bu gerilemeye dahil alanlar olan meraların yüzde 28’lik, tarlaların yüzde 19’luk ve çayırların yüzde 19’luk kısmı yaklaşık 24 milyon kilometrekare arazi ediyor.
Bu olaylar sonucunda, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin yayınladıği Küresel Kırmızı Liste Endeksi, türü tehlike altında olan hayvanların oranı 0,82’den 0,74’e gerilediğini gösterdi.
Dünya Sağlık Örgütünün 2017 yılı baz alınarak hazırladığı bir rapora göre, içme sularının hijyen seviyeleri “yer üstü”, “işlenmemiş”, “kısıtlı”, “temel”, “güvenli işlenmiş” olarak düşükten yükseğe doğru 5 maddede sıralanıyor.
Bu sıralamaya göre dünya nüfusunun yalnızca yüzde 71’lik kısmı “güvenli işlenmiş” seviyede içme suyu tüketebiliyor. Yaklaşık 844 milyon insanın “temel” seviyede içme suyu tüketebildiği dünyamızda, yaklaşık 159 milyon insansa “yer üstü” seviyesinde bulunan içme sularıyla hayatını devam ettirmeye çalışıyor.