Heykeltıraşlık oldukça meşakkatli bir meslek fakat aralarından bazılarının adı ve eserleri dünya çapında etki yaratabiliyor. Bu tarz durumlarla çok karşılaşmasak bile dünya genelinde adından bahsettiren birçok heykeltıraş mevcut.
Tabii ki eserlerin bu denli ünlü olmasının tek nedeni onu yapanlar değil. Birçok heykeltıraş, yaptığı eserin arkasında güzel bir hikâye veya gizem bırakıyor. Tasvir edilen temalar kendi dönemlerinden günümüzde kadar insanların ilgi odağı olmayı başarabiliyor. Gelin şimdi bir kere bakınca bir daha unutmanın zor olduğu o ünlü heykellere bakıp hikâyelerine değinelim.
Dünyanın en ünlü heykelleri:
- Azize Teresa’nın Vecdi
- Pieta
- Bronz David
- Büyük Sfenks
- İsa Mesih
- Manneken Pis
- Düşünen Adam
- Milo Venüsü
- Davut heykeli
- Özgürlük Anıtı
Kederli temasıyla göz dolduran: Azize Teresa’nın Vecdi
Teresa, herkes gibi sıradan İspanyol bir rahibeydi fakat günlerden bir gün Tanrı'nın sevgisini hissettiğini, yüce bir duruma yükseleceğini ve ilahi vizyonlar gördüğünü iddia etmeye başladı. Bu iddiasını da yazdığı yazılarında dile getirdi. 1622 yılında ölümünden tam olarak 40 yıl sonra Papa Gregory XV, Teresa’yı azize ilan etti. Yapılan bu heykel ise Teresa’nın tarif ettiği vizyonlarından birine hitaben yapıldı. 17. yüzyıl civarında ortaya çıkan barok stilinin oldukça başarılı bir örneği olan Azize Teresa’nın Vecdi, dramayı ve duyguyu oldukça yüksek bir miktarda yansıtarak tüm zamanların en etkileyici heykelleri arasına adını yazdırdı.
Genç bir dehanın elinden çıkan: Pieta
Michelangelo, şüphesiz ki tüm zamanların en iyi heykeltıraşlarından bir tanesi. Özellikle Rönesans döneminde aktif bir şekilde eserlerini ortaya koyan Michelangelo, aynı dönemde dünyanın en büyük başyapıtlarından biri olarak kabul edilen Pieta’yı yaptığında henüz 24 yaşındaydı. Genç dehanın ortaya çıkarttığı eser herkesi şaşkınlık ve hayranlık gibi karışık duygular içerisine sokmuştu. Hristiyan bir temaya sahip olan Pieta, Meryem Ana’nın kucağında çarmıha gerilerek öldürülen İsa’nın bedenini tasvir ediyor. Bu ünlü eser aynı zamanda Meryem Ana’nın İsa için tuttuğu yası da anlattığından dolayı oldukça kederli bir heykel olarak biliniyor.
Narin ve estetik duruşuyla: Bronz David
Donatello, Rönesans dönemindeki eserlerin kurucularından biri olarak kabul ediliyor. Bu dönemin en önde gelen heykeltıraşlarından biri olmasının yanı sıra toplumun önder kişilerinden de biriydi. Bronz David, Rönesans dönemindeki bronz döküm tarzının ilk desteksiz bir şekilde ayakta duran çalışmasıydı. Bunun yanı sıra uzun yıllardan beri ilk büyük ölçekli ve serbest duran çıplak heykel oldu.
Heykelde Davud ve Goliath’ın hikâyesinden esinlenildi. David kılıcıyla birlikte afili bir poz verirken ayağı da mağlup ettiği Goliath’ın kafasının üstünde duruyor. David’in kendisi ise giydiği şapkası ve bir çift çizmesi dışında tamamen çıplak. Heykeldeki dikkat çeken özelliklerden biri ise David’in bu kadar narin bir vücuda sahipken, kılıcının kendisine kıyasla çok orantısız olması. Aslında burada akıllara getirilmesi istenen mesaj ise şu: Bu başarıya ulaşmasında Tanrı’nın yardımı mevcut.
Ardında birçok gizem barındıran: Büyük Sfenks
Büyük Giza Sfenks’i, tarihteki en büyük ve en etkileyici heykellerden bir tanesi. Sfenks heykeli, aslan gövdeli ve insan başlı efsanevi bir yaratık olarak biliniyor. Pençesinden kuyruk kısmına kadar 73 metre uzunluğunda, taban kısmından başının en tepesine kadar 20 metre ve arka kalçaları ise 19 metre genişliğinde. Büyük Sfenks, tarihî eserlerle dolu Mısır'da yapılan en eski heykellerden biri fakat bu kadar ünlü bir heykel olmasına rağmen hikâyesi oldukça muamma. Ne yazık ki anıt hakkında pek fazla detay bilinmiyor. Bilim insanları ise kimin için yapıldığı konusunda büyük bir tartışma içerisindeler. Bu görüşler arasındaki en popüler olanı Eski Krallık dönemindeki 4. hanedanın firavunu Khafre’yi temsil ettiği, bu nedenle kendi saltanatı esnasında inşa edildiği yönündedir.
Hristiyanlığın büyük sembolü: İsa Mesih
Rio de Janeiro’daki Katolik topluluklar Rio’nun Corcovado Dağı'nda bir İsa Mesih heykelinin yapılmasını önerdi. Yüksekliği ortalama 700 metre boyutunda olacaktı ki bu sayede heykel Rio’nun her tarafından rahat bir şekilde görülecekti. Tasarım için Brezilyalı Mühendis Heitor da Silva Costa seçilirken, Fransız heykeltıraş Paul Landowski de eserin yaratımından sorumluydu. İş sadece bununla da bitmedi. Fransız mühendis Albert Caquot da işin içine dahil oldu ve bu esnada Romanyalı heykeltıraş Gheroghe Lenoida da heykelin yüzünü şekillendirdi. Kurtarıcı İsa dünya çapında Hristiyanlığın en yaygın temsili olarak bilinirken Rio de Janeiro’nun ve Brezilya’nın kültürel bir mirası haline geldi.
İlginç teması ile birlikte: Manneken Pis
Evet, okurken yanlış bir düşünceye kapılmadınız. Heykelin ismi gerçekten tam anlamıyla 'İşeyen çocuk' veya 'İşeyen küçük adam' anlamına geliyor. Tasvir olarak ise yine haklısınız. Bir çeşmeye idrarını yapan küçük bir çocuğu anlatıyor. Brüksel’de yer alan bu heykel, şehrin asi ruhunun bir yansıması olarak kabul ediliyor ve şehrin cazibe merkezlerinden biri olarak görülüyor. Popülaritesinden dolayı birçok değişik efsaneye de konu olan heykeli, 17. yüzyılın sonunda büyük bir önem kazandı ve dünya çapında tanınır hâle geldi.
Güçlü bir bedenin ardında gizlenmiş düşünceler: Düşünen Adam
Auguste Rodin, kendi döneminin oldukça önemli insanlarından biriydi. Modern heykel konusunda ise parmakla gösterilen bir figürdü. Rodin heykeli ilk tasarladığında tema tam olarak böyle değildi. İlk düşüncesi 1880 yılında 'The Gates of Hell' komisyonunun bir parçası olması yönündeydi. Rodin bunu Dante’nin İlahi Komedyası’na dayandırdı. Bunun sonucu olarak bazı eleştirmenler Düşünen Adam’ın aslında Dante’yi tasvir ettiğini söylüyor. Düşüncelere dalmış bir şekilde duran görüntüsüne rağmen fiziksel özellikleri ve duruşuyla güçlü bir tavır sergileyen Düşünen Adam, şimdiye kadar bilinen en ünlü heykellerden bir tanesi oldu.
Mitolojik temanın büyük eserlerinden biri olan, Afrodit'in temsilî: Milo Venüsü
Yunan mitolojisindeki aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’i temsil ettiğine inanılan bu heykel, söylentilere göre 8 Nisan 1920’de Yorgos Kentrotas isimli bir köylü tarafından keşfedildi. Heykelin Ege Denizi’ndeki Yunan adalarından biri olan Milos’ta parçalar halinde bulunup Fransa Kralı XVIII. Louis’e hürmet amaçlı sunulduğu biliniyor. Kral ise günümüzde hala sergilenmeye devam ettiği Louvre Müzesi’ne armağan etti. Heykelin Helenistik dönemin yükselen heykeltıraşlarından biri olan Alexandros tarafından yapıldığına inanılıyor.
Beklentileri aşan: Davut heykeli
1501 yılında Michelangelo’ya bir görev verildi. Bu görev ise Floransa’nın katedral kubbesinin çatısını süslemesi için bir heykel yapmaktı. Fakat heykel bittiğinde beklentileri o kadar aşmıştı ki hükümet heykelin çok daha iyi bir yerde sergilenmesine karar verip Floransa belediye binası Palazo Vecchio’nun yanına geniş bir alana yerleştirmeye karar verdi. Heykel David’in Goliath’la savaşmadan önceki halini tasvir ediyor. Heykel 1873’te Floransa’daki Akademi Galerisi’ne taşındı. 1910’da ise orijinali yerine bir replika yerleştirildi.
Fransızlardan ABD'ye 'özgürlük' hediyesi: Özgürlük Anıtı
Özgürlük belki de dünya üzerinde en çok farklı şekilde yorumlanan kelimelerden biri. Özgürlük Anıtı da ismini bu kelimeye borçlu. Fransız Devrimi’nden bu yana Fransa Cumhuriyeti’ni nitelendiren bir sembol olarak görülen bu bakır heykel, Fransız heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi tarafından tasarlandı ve kuruluşunun 100. yılı sebebiyle Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) hediye edildi.
Eyfel Kulesi'nin yapımından hatırladığımız Fransız Mühendis Gustave Eiffel'in elinden de geçmiş bu heykel, sağ elindeki meşaleyle Roma tanrıçası Libertas’ı tasvir ediyor. Sol elindeki tablette ise 4 Temmuz 1776 tarihi (Amerikan Bağımsızlık Bildirisi'nin tarihi) yer alıyor. Amerika’nın simgelerinden biri olan heykel, ülkenin madeni paralarında ve pullarında da kendini gösteriyor.
Heykellere dair diğer içeriklerimize de göz atabilirsiniz: