Bu tedarik sıkıntısına çözüm için bakanlık tarafından çeşitli çözümler getirilmeye çalışılsa da eczacılara göre bunlar sadece geçici olarak rahatlama sağlayacak.
Konu hakkında fikirlerini aldığımız Eczacı Özge Ekmen Dutlulu, merak edilenleri Webtekno'ya anlattı. Detaylara bakılırsa eczane raflarında ilaç bulamamaya devam edeceğiz.
İlaç tedariği konusunda güncel durum nedir, neden böyle bir sıkıntı yaşıyoruz?
"Maalesef aralık ayında yapılan kur güncellemesine yani %37,66'lık ilaç zammına rağmen ilaç tedariğindeki sorun devam etmektedir. Şüphesiz bunun en temel nedeni, içerisinde bulunduğumuz ekonomik krizdir. İlaç fiyat kararnamesinde yer alan ve ilacın fiyatının belirlenmesinde kullanılan yöntemin yanlışlığı, bu ekonomik kriz ortamında kendini ilaç krizi olarak yeniden ortaya koymuştur. Yıl içerisinde yapılan üç ilaç zammına rağmen bakanlığın belirlediği euro değerindeki kur rakamı 10,75 Türk Lirası'na ancak ulaşmış olup, reel kur seviyesinin hala çok gerisindedir. Artan ilaç ve ambalaj maliyetleri, hammadde yetersizliği ve global ölçekteki krizin doğurduğu lojistik sorunlar da krizi iyice derinleştirmiştir."
Özellikle hangi ilaçlar bulunmuyor? Düzenli ilaç kullanan kişiler bu dönemde ne sıkıntılar yaşıyor?
"Şu anda Türkiye’de ilaçlar Avrupa'nın en ucuz ülkesine göre bile %40-50 civarı daha ucuz. Bu da ithal ilaç firmaları için Türkiye’yi ‘karlı’ bir pazar olmaktan çıkardığı için özellikle ithal ilaçların temininde büyük sorun yaratıyor. Yerel ilaçlarda ise artan ambalaj maliyetleri nedeniyle özellikle şişede muhafaza edilen çocuk ilaçlarında (ateş düşürücüler, ağrı kesiciler, antibiyotikler, öksürük şurupları vb.) erişim problemi yoğun olarak yaşanıyor. Şu anda piyasada maalesef her dört ilaçtan biri yok. Tüm hasta grupları, ilaca erişimde ciddi engellerle karşılaşmakla birlikte, düzenli ilaç kullanan hastaların mağduriyeti maalesef çok daha fazla. Düzenli ilaç kullanımının çok daha hayati öneme sahip olduğu, tansiyon, diyabet ve kanser gibi hastalıklarda maalesef ilaç krizi tedaviyi aksatacak boyutlarda. Bu da ilaca erişimdeki güçlüklerin ne denli büyük bir halk sağlığı problemine dönüştüğünü bizlere gösteriyor."
Doktorların kendi elinde olmayan sebeplerle hastalarla sık sık karşı karşıya kaldığını gördük, eczacılar için de böyle bir durum söz konusu mu?
"Basında çok daha az yer alsa da biz eczacılar da özellikle nöbetlerimizde olmak üzere hastalarla karşı karşıya gelip, ciddi güvenlik problemleri yaşıyoruz. Bunun en güncel sebebinin hastaların ilaca erişimde yaşadığı güçlüklerin yarattığı çaresizlik hissi ve artan ilaç fiyatları nedeniyle eczaneye ödenen rakamların yükselmesi olduğunu düşünüyorum. Şu anda artan maliyetler nedeniyle hasta dört ilaçtan birini alamıyor maalesef."
"Bu ekonomik kriz döneminde ilgili bakanlık tarafından en azından hasta katılım payı oranlarının ve hasta muayene ücreti tutarlarının aşağıya çekilmesiyle bir nebze de olsa hastalara ekonomik bir destek olunabileceğine inanıyorum."
İlaç kurunda bir güncelleme yapıldı. Hem eczacılar hem de ilaç stokları açısından bu nasıl etki etti?
"Normal koşullarda yılda bir kez yapılan kur güncellemesi, ekonomik kriz nedeniyle kurdaki artış ve buna bağlı gelişen ilaç teminindeki sıkıntıları giderebilmek maksadıyla 2022 yılında üç kere yapıldı. Bu üç zamma rağmen kur ancak 10,75 TL değerine ulaşabildi. Şu anda euro değerinin 20 TL civarında olduğunu düşünürsek bu kur güncellemesinin ilaç yoklarını ortadan kaldırmaya yetmeyeceği aşikar. Yapılan her yeni zamla hastanın ilaca erişimi ekonomik nedenlerle güçleşeceği için maalesef zam da gerçekçi bir çözüm olmaktan çok uzak. Tüm pazarlarda olduğu gibi ilaç pazarının da çözümünün, ülkenin akılcı ekonomik politikalarla yönetilmesiyle mümkün olacağına inanıyorum."
İlaç fiyatlarının kur farkıyla Türkiye’de daha ucuz olduğu için yurt dışından çok fazla alım olması hakkında ne düşünüyorsunuz?.
"Evet, az önce de belirttiğim gibi Türkiye’de ilaçlar Avrupa’nın en ucuz ülkesine göre bile %40-50 civarında daha ucuz olduğu için ciddi bir ilaç çıkışı var yurt dışına. Ama bu durumun ilaç krizini derinleştirecek boyutta bir çıkış olduğunu düşünmüyorum."
Bir de SMA konusu var. Onun da ilacı çok pahalı ve son yıllarda aileleri çeşitli kampanyalarla çare ararken görüyoruz.
"SMA tedavisinde kullanılan onay almış üç ayrı ilaç var. Bunlardan Zolgensma 2,1 milyon dolarlık fiyatıyla tarihte üretilmiş en pahalı ilaç. Tek seferde damar içi enjeksiyonla uygulanan, virüs aracılığı ile çalışmayan genin çalışanla değiştirilmesini sağlayan gelişmiş bir gen tedavi yöntemi. Tedavi, hastalığın ilacın kullanımından önce yol açtığı zararları geri döndürememesi nedeniyle hastalar için zaman çok önemli. Maalesef yükselen kur nedeniyle bağışlarla bu paranın toplanması her geçen gün daha da zorlaşmakta. Kesin tedavisi olan bir hastalık karşısında sadece maddi nedenlerle bir evladın kaybı ailesi için kabul edilmesi çok zor bir durum. Bu nedenle sosyal devlet anlayışıyla ilacın bir an önce geri ödeme sitemine dahil edilmesi gerekli. Bildiğim kadarıyla ilgili bakanlık, firmayla bu kapsamda görüşme halinde. Dilerim en kısa sürede olumlu bir şekilde sonuçlanır ve daha fazla evladımız bu kötü hastalığa kurban edilmez."
Peki son olarak çözümü nerede aramalıyız, neler yapılmalı?
"İlaç fiyatını belirlemede kullanılan euro kuru ile güncel kur arasındaki makas kapansa dahi, Türk Lirası'nda değer kaybı yaşanmaya devam ettiği sürece ilaç krizine dair bir düzelmenin olmasını beklemek hayalperestlik olur. Yani en temel çözüm, akılcı ekonomi politikalarında yatıyor. Bunun yanında ilaç sanayisinde dışa bağımlılığı önlemek adına yerli sanayinin desteklenmesi de çok önemli. Uzun vadeli olarak ise bilimsel anlamda üniversitelerin eczacılık fakültelerindeki araştırmalara daha fazla kaynak yaratılması ve özerkleşmesi yönünde desteklenmesi önemli. Bu sayede global ölçekteki ekonomik krizlerden belki bir nebze de olsa kendimizi koruyabiliriz."
Sorularımızı yanıtlamak adına zaman ayırdığı için Eczacı Özge Ekmen Dutlulu'ya ve Hürriyet Eczanesi'nde görevli tüm ekibe teşekkür ediyoruz.