Sokaklarda bulunan elektrik direklerinde sıkça gördüğümüz bu parçalara ‘izolatör’ deniyor. Makarna benzeri şekle sahip olan izolatörler, basit bir deyişle elektrik akımının kafasına göre hareket etmesini engelliyor.
İzolatörler, direklerde bulunan ve yüksek gerilime sahip olan kablolardaki elektriğin, direk aracılığıyla toprağa inmesini engelliyor. Böylece elektrik akımı yalnızca kablolar üzerinde kalıyor ve güvenli bir şekilde yoluna devam ediyor.
Sadece direklerde değil, akımın izole kalması gereken tüm yerlerde kullanılıyorlar:
İzolatörler, elektrik direklerinin tepesinde taşınan kabloların yanı sıra topraklama ve akım şiddetini ayarlayan araçların (transformatör) uçlarında da görülebiliyor.
İzolatörlerin buradaki görevleri de aynı oluyor: Kablodan geçen elektriği etrafa yaymamak.
Bu ufak parçalar sayesinde pek çok yere güvenle dokunabiliyoruz.
Peki neden bu parçalara ihtiyaç duyuluyor? Kablolar halihazırda yalıtımlı değil mi?
Elektrik direkleriyle taşınan kabloların büyük çoğunluğu çıplak ve hiçbir yalıtım malzemesine yer vermiyor. Bu kabloların yalıtım ile kaplanması, kabloların ağırlığını artırıyor ve havada kalmalarını zorlaştırıyor.
Bununla birlikte kabloların yalıtımla kaplanması, yüksek akımla oluşan ısının da hapsolacağı ve kabloya zarar vereceği anlamına geliyor. Yalıtımsız kablolar doğrudan havayla temas ettiğinden ısıyı doğal bir şekilde kontrol altında tutuyor.
Şekilleri neden makarna gibi?
İzolatörler, birden fazla disk şeklinde yapının birleşiminden oluşuyor. Bu disklerin her biri, içinde yalıtkan malzeme bulunuyor. Bu parçaların şeklinin böyle olmasının ardındaysa basit ama önemli bir neden yatıyor.
Toz, pislik ve özellikle su, izolatör yüzeyinde biriktiğinde izolatörü bir iletkene dönüştürebiliyor. İzolatörlerin şemsiye gibi disklerden oluşması da bu birikimi engellemek için kullanılıyor.
Tabii bu konuda hiçbir zaman %100 başarı elde edilemiyor. Akım, sürekli olarak izolatörlerden dışarı taşabiliyor. Birden fazla disk kullanılması da aslında bu noktada devreye giriyor.
İzolatörlerin uzunluğu, kaçak akımın kat edeceği yolun uzunluğunu belirliyor. Bu sayede akım havaya ya da başka bir yüzeye gitmeden izolatörde hareket etmeye devam ediyor, en sonunda da yeniden kabloya aktarılıyor.
İzolatörlerin ıslak olmasıyla akımın %50’ye varan kısmı kaybedilebilirken, bu tasarım sayesinde kaybedilen akım miktarı çok düşük seviyelerde kalıyor.