Elektrikli arabalar, kamyonlar, pikaplar derken her geçen gün yeni bir elektrikli taşıt daha yollardaki yerini alıyor. Bu da akıllara hemen şu soruyu getiriyor: Gökyüzünde de elektrikli taşıtları görebilecek miyiz? Ticari uçaklar, özel uçaklar ve tabii ki birçoğumuzun çocukluğundan beri hayal ettiği uçan arabalar. Bu konuda sayısız, tutkulu girişim mevcut ve tabii ki hedef çok daha uzun mesafeleri çok daha ucuza gidebilmek.
Uçan Arabaların Yararlı Olacağını Gösteren 5 Detay
Bir elektrikli uçak üretmede yaşanan asıl zorluk, uçakta yer alacak olan bataryanın ağırlığı ve o ağırlıkta olan bir bataryanın ne kadar miktarda bir enerji üretebileceği. Mevcut durum ve günümüz teknolojisinde, jet yakıtı lityum-iyon bataryalara göre tam 14 kat fazla enerji üretiyor. Üretilen enerjinin, jet yakıtına kıyasla az olmasının yanı sıra, kullanılacak olan bataryaların ağırlığı da negatif bir tablo oluşturuyor. Havayollarının zaten en büyük problemi olan ağırlık konusu, yakıt tüketimini artırarak, havayollarının giderlerini de çoğaltmakta. Bu nedenle mevcut düzenlemelerde bile, yolcuların bagajlarına kısıtlamalar getiriliyor.
Yapılan araştırmalarda görülüyor ki, elektrikli kamyonlar özellikle yeni nesil teknolojilerle birlikte 800 km kadar bir mesafeyi, tek sefer şarj edilerek bile kat edebiliyor. Aynı zamanda bunu yaparken ciddi oranda bir yük taşıyor. Yakın geçmişte Tesla şirketinin tanıtmış olduğu Semi Truck bu konuda verilebilecek en iyi örneklerin başında geliyor. Tabii ki büyük yükler taşımak üzere tasarlanan bu kamyonlar için, elektrik enerjisi üreten bataryaların ağırlıklarının çok da bir önemi olmuyor. Fakat bu durum uçaklarda pek de öyle değil. Özellikle uçakların iniş ve kalkışlarda ihtiyaç duydukları enerji dikkate alındığında, elektrikli uçaklarla ticari yolculuk yakın gelecekte bile mümkün gözükmüyor.
Aslında kısa mesafe, alçak irtifalarda taşımacılık yapan, küçük bataryalardan güç alan drone'lar mevcut. Fakat konu insan taşımacılığına geldiğinde tam 10 kat daha fazla enerji gerekiyor. Uçakların havalanabilmeleri için belirli bir mesafeyi düz giderek hız kazanmaları ve gerekli hıza ulaştıktan sonra havalanma işlemine başlamaları gerekiyor. Aynı şekilde bir uçak piste teker koyduktan sonra da, yavaşlayıp tamamen durabilmesi için belirli bir mesafeye ihtiyaç duyuyor. Tüm bu süreç ciddi bir enerji tüketimi gerektiyor. İşin ilginç bir tarafı ise tıpkı pilotlar için olduğu gibi, uçaklar için de en az enerji uçak havadayken sarf ediliyor. Eğer uçaklar da helikopterler gibi dikey kalkış ve iniş yapabilselerdi, çok daha az enerjiye ihtiyaç duyacaklar ve pervaneleri döndürecek kadar bir enerjiyi bataryalardan alabileceklerdi.
Elektrikli uçakların semalarda yer almasına engel bir neden daha mevcut ve bu neden havayolu taşımacılığının en büyük iddiası olan "en güvenli ulaşım" mottosuna zarar verecek cinsten. Kullanılması gereken bataryalar, gereken büyük enerjiden dolayı fazla ısınıyor. Bu ısınma yolculuk esnasında yangınlara veya sistem hatalarına neden olabilir. Kara taşıtlarında seyahat esnasında içeri giren hava sayesinde bu şekilde bir durum söz konusu değilken, hava taşımacılığında ise başlı başına çözülmesi gereken bir başka problem olarak gün yüzüne çıkıyor.
Görünen o ki göklerde daha ucuz, daha hızlı ve daha güvenli seyahat edebilmek için uzun bir süre daha beklemek zorunda olacağız.