Elektrikli sandalyenin bilim insanları veya mühendisler tarafından tasarlanabileceğini düşünebilirsiniz ancak gerçek, bundan çok farklı ve şaşırtıcı.
Kim derdi ki elektrikli sandalye bir diş hekimi tarafından icat edilmiş olsun? Bu hikâyenin tam olarak nasıl ilerlediğine yakından bakalım.
19. yüzyılın sonlarında Amerika, asılmaya kıyasla daha “insancıl” bir infaz yöntemi arıyordu.
O dönemlerde ölüm cezası korkunç şekillerde uygulanıyordu. Kurşuna dizme, baş kesme, zehirli gaz verme… Daha sonra Amerika, daha “insancıl” ve verimli bir yöntem aradı. Ne kadar da düşünceli, değil mi?
Dr. Alfred Southwick, yeni bir infaz yöntemi geliştirmeye başladı.
1881 yılında sarhoş bir adamın yanlışlıkla elektrik jeneratörüne dokunup anında ölmesine şahit olan Dr. Southwick, bu olaydan etkilendi ve ölüm cezasına çarptırılacaklar için elektrikten yararlanabileceğini düşündü.
Dr. Southwick, önce hayvanlar üzerinde pek çok deney yaptı. Yüksek voltajlı bir elektrik akımının sinir sistemini bozabileceğini ve hızlı bir ölüme yol açabileceğini varsaydı. Bu yönteme de “elektroksiyon” adını verdi.
Doktorun önerisi ilgi gördü.
1887’de dünyanın ilk elektrikli sandalyesi New York’taki Auburn Hapishanesinde kullanıldı. 6 Ağustos 1890’da, katil William Kemmler’e yapılan infaz, ölüm cezası tarihinde yeni bir dönüm noktası oldu ancak planlandığı gibi gitmedi.
Kemmler, gözle görülür bir şekilde mücadele ediyor ve acı çekiyordu. Hani “insancıl” bir yöntem arıyorlardı ya, bu pek öyle değil gibiydi. Tüm bunlara rağmen elektrikli sandalye ABD’de yaygınlaştı ve daha “verimli” ve “daha az acı verici” hâle getirilmeye çalışıldı.
Günümüzde elektrikli sandalyenin kullanımı pek yaygın değil.
Tartışmalı olsa da elektrikli sandalye uzun yıllar boyunca ABD’de ölüm cezası yöntemi olarak kullanıldı; Ted Bundy gibi tanınmış seri katillerin bazıları da elektrikli sandalyeyle idam edildi.
Günümüzde bu kullanım büyük ölçüde azaldı ve alternatif yöntemler geliştirildi. Hatta bazı eyaletler tamamen kaldırdı.
İlginizi çekebilir: