Plastik atıkların denize ve deniz yaşamına büyük zarar verdiğini biliyoruz. Peki bizim suda gördüğümüz o büyük plastikler yalnızca buzdağının görünen kısmıysa ve bu plastikler, denizdeki plastiklerin yalnızca %1’lik kısmını oluşturuyorsa? O zaman görmediğimiz %99’luk kısma ne oluyor?
Bugüne kadar görülen en büyük yığın:
Yapılan araştırmayla birlikte ‘aşırı fazla’ sözünün yerini kaplayan miktar ortaya çıkarıldı. Araştırma sonucunda deniz tabanında yalnızca bir metrekare içinde 5 santimetre kalınlığa ulaşan 1,9 milyon mikroplastik parçası keşfedildi. Bu seviye, bugüne kadar okyanusta tespit edilmiş en yüksek mikroplastik seviyesi olarak tarihe geçti.
Mikroplastikler dünya çapında deniz tabanlarında bulunuyor olsa da araştırmacılar, bu plastiklerin oraya nasıl geldikleri hakkında net bir fikre sahip değildi. Yapılan araştırma çerçevesinde mikroplastiklerin boyut ve yoğunluklarına göre parçalanacağını düşünüldü. Ancak plastiklerin bazılar su üstünde kalırken bazıları da suya batıyordu.
Su yüzeyinde kalan plastiklerse yosunlaştıkça suyun dibine iniyordu. Son yapılan araştırmalar, nehirlerin de okyanuslara mikroplastik taşıdığını ortaya koydu. Hatta laboratuar deneyleri sonucunda deniz tabanında biriken mikroplastiklerin denizdeki kanyonlara kadar inebileceği görüldü.
İtalya’nın Akdeniz kıyılarında çalışma gerçekleştiren araştırmacılar, deniz tabanında bulunan mikroplastiklerin kumaş ya da tekstil ürünlerinin parçası olduğunu söyledi. Bu tür mikroplastikler canlılar tarafından besin olarak tüketildiğinden onların sağlığını bir kumar oyununa dönüştürüyor. Zira birçok çalışma, bu tür plastiklerde biriken toksinlerin canlılara zarar verdiğini ortaya çıkardı. Yapılan keşif, mikroplastiklerin nasıl okyanuslara ulaştığını açıklamış ve bunun üstündeki sır perdesini kaldırmış oldu.
