Dönemin güvenlik yönetmeliklerine uyum sağlamak amacıyla geliştirilen bu tamponlar, sadece işlevsel değil; araçlara karakteristik bir görünüm kazandırıyordu.
Bu akıllıca tasarım, olası bir kazanın da önüne geçebiliyorken şu an neden böyle tasarıma sahip araçlar göremiyoruz?
1970'ler ve 1980'lerde araçlarda aracın ön ve arka kısmında bir bariyer görevi gören tamponlar kullanılıyordu.
Güvenlik, birincil sebepti. Amerika’da NHTSA (National Highway Traffic Safety Administration) tarafından 1973’te araç tamponları için yeni güvenlik yönetmelikleri getirilmişti. Araçların 5 mph'ye (yaklaşık 8 km/s) kadar olan çarpmalarda hasar görmemesi gerekiyordu.
Bu yönetmeliklere uymak için otomobil üreticileri büyük, çıkıntılı ve çoğunlukla metal ya da kalın plastik kaplı tamponlar kullanmaya başladı.
Çarpışmanın getirdiği hasarı minimuma indiriyordu.
Bu eski tamponlar, çarpışma enerjisini dağıtmak ve düşük hızlardaki kazalarda araç gövdesini korumak için tasarlanmıştı. Bu dönemde teknolojik malzeme ve üretim yöntemleri günümüz kadar gelişmediği için, tamponlar daha kalın ve sağlam görünüyordu.
1970'lerden 1980'lere kadar dünyadaki birçok otomobil üreticisi, özellikle ABD pazarına uyum sağlamak için benzer çıkıntılı tamponları benimsedi. Avrupa ve Japonya'da ise tamponlar daha minimal olsa da yine de benzer çıkıntılı formlarda üretimler yapılmıştı.
1990'larda aerodinamik tasarımlar ön plana çıktı.
Zamanla daha ince, esnek ve gövdeyle bütünleşik plastik tamponlar yaygınlaştı. Eski çıkıntılı tasarımlar yerini göze daha hoş gelen modern formlara bıraktı. Bunun temel sebeplerinden birisi de yaya güvenliğini sağlamaktı.
Bu tip çıkıntılı tamponlar bir dönemin standardıydı. Özellikle 1970'ler ve 1980'lerde ABD'nin güvenlik yönetmeliklerinden etkilenerek yaygınlaştı. Ancak gelişen teknoloji, aerodinamik ihtiyaçlar ve güvenlikler nedeniyle zamanla bu tasarımlara elveda durumunda kaldık.
İlginizi çekebilir: