Peki ilk insanlar, tırnak makasının olmadığı dönemde tırnaklarını nasıl kesiyordu? Bu probleme nasıl bir çözüm bulmuşlardı?
Gelin, binlerce yıl öncesine bir yolculuk yapalım.
Aslında bu sorunun cevabı oldukça basit.
Tırnaklar, muhtemelen kendi kendine incelmiş veya aşınmıştır. Şöyle ki tırnaklar, büyük oranda keratinden oluşur. Bu sertleşmiş protein, ciltte ve saçta da bulunur. Ancak keratinin dayanıklı bir madde oluşu yine de tırnakların kırılmayacağı anlamına gelmez.
100.000 yıl öncesine geri gidelim. İlk insanlar, avcı-toplayıcılar gibi hayatta kalmak için zorlu fiziksel aktivitelerde bulunuyorlardı. Muhtemelen topraktan yumrular kazıyorlar, ilkel bir mızrağı keskinleştiriyorlar, derme çatma barınaklar taşıyorlar ve ateş yakmaya çalışıyorlardı.
Eller, dolayısıyla tırnaklar da tüm bu işleri yaparken zarar görüyor, kırılıyor veya aşınıyordu.
Yani eski insanlar, hayatta kalmak için bu işleri yapmak zorunda kalıyor ve hâliyle tırnakları da neredeyse hiç uzamadan yeniden aşınıyordu. Böylece tırnak makasına ihtiyaç duymuyorlardı.
Ancak zaman içinde binlerce yıl önce yapılan tüm bu işler, yerini makinelere bıraktı. Avcı-toplayıcılık, günden güne kayboldu ve farklı iş olanakları ortaya çıktı. Böylece insanların tırnakları ciddi anlamda uzamaya başladı ve tırnak makası ortaya çıktı.
İlginizi çekebilir: