Teknolojinin hızının gittikçe artması; bir yandan yeni teknolojileri takip etmeyi zorlaştırıyor (neyse ki Webtekno var), bir yandan da aslında neredeyse hiç de değişmiyor.
Günümüzdeki pek çok şey yalnızca aynı işlevi daha farklı ve daha verimli şekilde gerçekleştiriyor. Gelin, bugünün gözünden geçmişin icatlarına bakalım.
Bozulan farelerin içinden topladığımız mouse topu
Fare hassasiyeti düştüğünde farenin alt kısmındaki kapağı açıp, topu çıkarıp silmemizin gerektiği bir zaman vardı. Günümüzdeki modern farelerin hassasiyetini arttırmak için lazerleri silmemiz gerektiğini düşünün. Bir de bu top düşer kaybolurdu, ortalık karışırdı.
Oyunlara sürekli baştan başlamak istemeyenlerin hayali olan PS 1 hafıza kartı
Bundanı olan kraldı, efsaneydi, mekanın sahibiydi. PlayStation 1’in sabit diski yoktu, oyunlarınızı hafıza kartına kaydetmeniz gerekiyordu. Yoksa her seferinde oyunlara en baştan başlamanız gerekirdi.
"Kestaneci" ile özdeşleşen internet bağlantısı CD’si
Günümüzde internet 2 saniye kesilse eli ayağı buz kesenlerden misiniz? 90’lı yıllarda internete bağlanmak için mini CD’ler ile bağlantı yapardınız. Bu bağlantı sayesinde interneti kullanabilirdiniz ancak bir limitiniz olurdu.
"The Bilgisayar": Commodore 64
Commodore tamamen kişisel sebeplerden dolayı seçtiğim bir örnek ancak kendisi bilgisayarların geniş çapta evlere giren ilk örneği. 0.9 mHz’lik bu küçük canavar, en basit oyunu bile 10 dakikada açardı. Bir nesle “kafa ayarı” yapmayı öğretmişti. Tüm zamanların en çok satan bilgisayarı oldu.
Pokemon yoktu ama o vardı: Sanal bebek
Tamagotchi adı da verilen sanal bebek, özellikle bir dönem çocukların gözdesi olmuştu. Herkes bir sanal hayvanın sorumluluğunu alıp onu besler, büyütürdü. Adilik olsun diye birbirinin oyuncağına reset atan çocuklar olmuştu.
Bilişim dünyasının en önemli ikonlarından olan disket
CD’lerin atası olan disketlerin pek bir kapasitesi yoktu. Sistemler geliştikçe kapasitesi yetmemeye başladı, bu yüzden de üreticiler disketlerden uzaklaştı. Disketlerin yazılabilirliğini açıp kapatmak için bir düğmesi vardı. Günümüzde kaydetme ikonu haline geldi. Öte yandan disket tamamen ortadan da kalkmadı, kullanımının devam ettiği alanlar bulunuyor.
Biplemesiyle heyecan yaratan çağrı cihazı
Kenan Doğulu’nun “Ara beni lütfen” şarkısının ilham kaynağı. Birine bir çağrı gönderirdiniz, onlar da o çağrıyı görünce sizi ararlardı. Cep telefonunun olmadığı dönemde herkes sabit telefon kullandığı için, kime hangi sabit telefon numarasından erişebileceğinizi bilmek önemliydi. Zamanla mesajlaşılabilen, mail falan alan versiyonları türemişti.
El konsollarının ülkemizdeki adı haline gelen Game Boy
El konsolları savaşının ilk büyük yıldızı, ilk kralı. Game Boy, öyle bir başarı yakaladı ki ülkemizde insanlar el konsollarına Game Boy demeye başladı. Bugün bütün akıllı telefonlarımızda yer alan bu özellik, el konsollarına ilgiyi azaltmış olsa da bir dönem hemen her oyunseverin hayali bir Game Boy idi.
Akıllı saatlerden önce o vardı: Hesap makineli, kumandalı saat
Nereden bulduğumu hatırlamıyorum ancak bende bundan bir tane vardı. Temel olarak bir kol saati olan bu cihaz ile evlerdeki televizyonları kontrol edebilirdiniz. En eğlenceli olan kısım ise saatinizin bu özelliğini bilmeyen insanların evlerine gittiğinizde trollük yapabilmekti. Sürekli kumanda kaybedip çocuğunu kumanda olarak kullanan babalara karşı da birebirdi.
Tek kişinin kontrol edemediği TV anteni yükselticileri
Yer yer çatallardan, alüminyum folyodan ve regülatörlerden destek alan TV güçlendiriciler, antenlerin gücünün yetmediği yerde devreye girerdi. Tatil yörelerinde antenin yönünü değiştirerek başka ülkelerin kanallarını da izlemek mümkün oluyordu. İşin ilginç yanı ise aslında TV sinyal güçlendiricileri hâlâ var ancak tüplü televizyonlar neredeyse piyasadan silindiği için görmüyoruz.
Bütün konsollara kendi adını veren Atari 2600
90'ların başında bütün annelerin salonları Venedik sarısı boyatmak istedikleri, yeşil yaprak desenli perdelerle salonları süsledikleri bir dönem vardı. O dönemin popüler sohbet konusu ise "Bizim çocuk da atarinin başından kalkmıyor." idi. İşte o Atari, Atari 2600 idi. Ülke çapında bütün konsollara Atari denilmesine neden olmuştu.
Günümüzde cep telefonundan müzik açarak gezenlerin atası, boombox adı verilen bu dev müzik aletlerini omzunda taşıyan gençlerdi.
Kocaman bir müzik setiyle sokakta gezenleri bugün hayal etmek bile pek mümkün değil, ancak Amerikan parodilerinde gördüğümüz bir şey haline geldi.
"Şipşak foto" kavramını hayatımıza sokan Polaroid 660
Eskiden fotoğrafların "Banyo edilmesi" gerekiyordu. Yani filmlerdeki görüntülerin basılması için uzun bir süreç gerekiyordu. Polaroid 660 ile birlikte çekilen fotoğrafları anında basmak mümkün hale gelmişti. Sahillerde, turistik bölgelerde elinde bu makineden olanlar, para karşılığında fotoğraf çekip satıyordu.