Ülkede güvenli, yaşanabilir barınma hakkı da her geçen gün zorlaşıyor. Asgari ücretle geçinen bir aile için görece iyi bir semtte oturmak artık neredeyse mümkün değil. Beyaz yakalılar, kamuda çalışanlar gibi orta gelire sahip kişiler ise artan kiralar sonucunda neredeyse maaşlarının yarısını kiraya yatırıyorlar.
sahibinden.com. gibi sitelere bakıldığında depreme dayanıklı, yaşanılabilir, kentin kültürel faaliyet alanlarına yakınlık bakımından merkezi yerlerde bulunan dairelerin kiralarının ortalama en az 3000 liradan başladığı görünüyor. Oysa ülkede asgari ücret 2825 lira. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’deki kayıtlı işçilerin yüzde 41’i asgari ücretle yaşamaya çalışıyor.
Son bir yıl içinde aşırı biçimde artan kira fiyatlarının sonucu olarak bu 1+1 daire için bile 10.000 TL isteniyor.
Üstelik iddia edildiği gibi lüks de değil, ortalama bir apartman.
İstanbul'da mezar büyüklüğünde, penceresisiz, havalandırması bile olmayan, bir yatak ve bir dolabın ancak sığabildiği odaların kirası 900 TL'ye kadar yükseldi.
Hamam böceğinin bile yaşamak istemeyeceği bir zindan.
Şaka gibi ama gerçek: Balkonu odaya çevirip 2500 TL kira isteyenler dahi var.
Sahibinden temiz bir hayvan besleme alanının ederi 1500 TL olmuş!
Beşiktaş'taki bu tuhaf şey için 1500 TL kira isteniyor.
Ortada kiralanan bir şey var ama tam olarak ne olduğu muamma.
İstanbul'da 3500 TL'lik bir evin nezih banyosu.
Üsküdar'daki bu ev için 1500 TL talep ediliyor.
Emlakçılar artık dalga geçiyor.
Sosyal medyada ise kira fiyatlarına karşı gelişen tepkiler her geçen gün çoğalıyor.
Yapılan bir araştırmaya göre yıllık kira artış oranı İstanbul’da yüzde 50.7, Ankara’da yüzde 31.8 ve İzmir’de yüzde 30.9’a ulaştı.
Üniversitelerde yüz yüze eğitime geçileceğinin bildirilmesiyle birlikte öğrenciler de ev arayışına girerken, zaten fahiş biçimde yükselen kira fiyatları daha da yukarı seviyelere tırmanıyor.
Kiraların büyükşehirlerde fahiş oranlarda artması insanları farklı arayışlara sürüklüyor. Tek başına kiraya çıkmak zorlaşınca ev arkadaşı arayanların sayısı çoğaldı.
Aynı evde birden fazla kişi yaşayıp kira, fatura ve aidat gibi ortak ödeme özellikle öğrenciler arasında geçmişten beri yaygın bir uygulama. Büyükşehirlerde artan kiraları tek başına ödemekte zorlanan bekarlar da çareyi öğrenciler gibi ev arkadaşı aramakta buluyor.
Bir işte çalışan bekar kişiler tek başına yaşayıp kendi düzenini kurmaya çalışırdı ancak son dönemlerde kiralardaki artış bu kesimler arasında geliri yeterli düzeyde olmayanları ev arkadaşı aramaya daha fazla yönlendirmeye başladı.
Sosyal medyada change.org üzerinden “Kiralara Üst Sınır Getirilsin” başlığıyla bir imza kampanyası da başlatıldı.
Kısa sürede 50.000 imzaya ulaşan kampanyada, dünyanın çeşitli ülkelerinde uygulanan, Türkiye kira denetimine dair hukuki düzenlemelerin hızlıca yapılması talep ediliyor.
Peki kiraların bu kadar fazla artmasının nedenleri neler?
Özel bir inşaat firmasında genel müdür olan Ali Kurt'un tespitleri ve tavsiyeleri:
- İnşaat maliyetlerinde enflasyonun üzerindeki artışlar ve yüksek faizler nedeniyle konut satın almak zorlaştı ve kiralama talebi arttı.
- İstanbul’un nüfus artış hızına, kayıt dışı göçmen/mülteci/sığınmacı vb. nüfus eklendi! Konut sektöründe arz talep dengesi sarsıldı.
- İstanbullularda deprem bilincinin artışı ile sağlam konutlara taşınma ihtiyacı arttı bu da belli bölgelerdeki arz-talep dengesini bozdu.
- Meri planlardaki sosyal konut yapmanın önünü açacak kamu arsaları da tükenme aşamasına geldiğinden yeterli sayıda sosyal konut üretilememesi kamu kurumlarının piyasayı regüle etmekte elini zayıflattı!
Peki bu durum karşısında neler yapılabilir?
- Öncelikle göçmen/mülteci/sığınmacı vb. nüfus kontrol altına alınmalıdır.
- Artık sadece İstanbul ve Marmara bölgesi değil Anadolu kentleri de yeni yatırımlarla cazibe alanı haline getirilerek insanların ters göçe teşvik edilmesi gerekli!
- İstanbul’da riskli yapı stoğunun yenilenmesi konusunda alternatif finans teşvikleri geliştirilmeli. Böylece inşaat sektörü ayakta kalır, daha da önemlisi İstanbul olası bir depreme hazır hale gelir.
- Kiralık ya da satılık konut fiyatlarının düşmesi için arzın artırılması çözüm değil. Konut üretimi ana faaliyet alanı olan bir şirketin yöneticisi olarak bunu söylüyorum! Şehrimizin kontrolsüz bir yapılaşmaya dayanacak gücü yok. Sadece düşük faizli kredi kampanyaları ile konut sektöründeki kriz çözülemez. Konut arzını artırmak, krizi derinleştirmektir. Çünkü ekonomik krizden daha etkili sosyolojik bir kriz ile karşı karşıyayız...
Görünen o ki etkili bir müdahalede bulunnulmazsa kira fiyatlarının düşeceği yok.
Kaynaklar: 1, 2, 3, 4