Formula 1’de 3 kez Dünya Şampiyonu unvanını almış, henüz 34 yaşındayken trajik bir kazayla hayatını kaybeden Ayrton Senna, Formula 1 dünyasının en başarılı ve en efsanevi isimleri arasında yer alıyor.
Senna’nın 4 yaşındayken başlayan ve kısacık hayatında başarı üstüne başarı sığdırdığı yarış kariyerine daha yakından bakalım.
Motor koordinasyon bozukluğu teşhisi konulan Senna’nın macerası, 4 yaşındayken başladı.
21 Mart 1960 yılında Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde doğan Senna’ya küçükken motor koordinasyon bozukluğu teşhisi konuldu ve ünlü pilotun o zamanlar ilgisini çeken ve dikkatini tamamen toplayabildiği tek şey vardı; arabalar.
Senna’nın babası, oğlunun arabalara ve yarışlara olan ilgisini görünce ona 4 yaşındayken bir go-kart aracı almaya karar verdi ve Senna’nın macerası tam olarak burada başladı.
Formula 1'de Hangi Bayrak Ne Zaman Sallanıyor?
Hem yaşı hem de tecrübesizliği gereği yarışlara hemen katılamayan Senna, piste ilk defa 13 yaşındayken adım attı. Katıldığı ilk yarışta kendisinden çok daha tecrübeli pilotlarla yarışan pilot, tüm zorluklara rağmen pole pozisyonunu kapmayı başardı ancak yarış sırasında yaşadığı kaza nedeniyle yarışı tamamlayamadan çekilmek zorunda kaldı.
Daha Formula Ford dönemindeyken rainman unvanının sahibi oldu.
1978 yılında katıldığı Dünya Karting Şampiyonası’ndan hiçbir zaman istediği sonuçları elde edemeyen genç pilot, 1981 yılında Formula Ford yarışlarına katılmaya başladı. Senna, Van Diemen için yarışmaya başladı ve ıslak pistte gösterdiği üstün performans sayesinde “rainman” unvanını, henüz Formula Ford dönemindeyken aldı.
Formula Ford yarışlarını üst üste şampiyonlukla sonuçlandıran Senna, Formula 3’e geçti ve burada da 1983 yılında şampiyonluğa ulaştı. 23 yaşındayken Formula 1'e geçti ve burada üst üste elde ettiği başarılar sayesinde Keke Rosberg gibi başarılı pilotları da geçerek pistin en hızlı ismi haline geldi.
McLaren’la birlikte 3 kez dünya şampiyonu oldu.
Senna, F1 kariyeri boyunca Toleman, Lotus, McLaren, ve Williams takımlarında yer aldı. Birden fazla takımda yer almasına rağmen Senna’nın şampiyonluğu tadabildiği tek takım, McLaren oldu. Başarılı yarış pilotu, ilk dünya şampiyonluğunu 1988, ikincisini 1990 ve sonuncusunu ise 1991 yılında aldı.
Zaman geçtikçe Senna’nın başarısı, diğer pilotlar tarafından da övgü ve takdirler almaya başladı. Bir dönem McLaren için yarışan başarılı pilot John Watson, kendi yazdığı bir kitabında Senna için şu ifadeleri kullandı; “Yarış arabasında hem görsel hem de işitsel olarak daha önce hiç karşılaşmadığım bir şeyle karşılaşmıştım. O kadar yetenekliydi ki aracı sanki 4 ayağı ve 4 kolu varmış gibi becerikli bir şekilde kullanıyordu. Bir anda frene basıyor, vitesi değiştiriyor, gazı köklüyordu ve yarış aracını keskin bir bıçak gibi tehlikeli, ancak bir o kadar da kontrollü kullanıyordu.”
Yarışı bırakıp Eric Comas'a yardım etti.
Senna’nın iyi olduğu tek konu arabalar değildi. Son derece güçlü ve renkli bir karaktere sahip olan Senna, 1992’de gerçekleşen Belçika GP’sinde diğer tüm pilotları utandıracak bir davranışta bulundu. Antreman turları sırasında Eric Comas’ın kaza yapması sonucunda kimsenin durup sürücüye yardım etmediğini gören Senna, kendi hayatını da riske atarak aracını kenara çekip Comas’ın hayatını kurtarmıştı.
Comas, kazadan sonra Senna için şu ifadeleri kullanmıştı: "O ana dair gerçekten çok fazla bir şey hatırlamıyorum. Fırlayan lastik kafama çarpmıştı ve gerçekten de nakavt olmuş durumdaydım. Motor çok hızlı bir şekilde çalışmaya devam ediyordu ve Senna da bunu duymuş olacak ki aracını durdurup kendi canını tehlikeye atarak bana yardım etti. Senna beni çekip kurtarmış olmasaydı, araçla birlikte patlamış ve bugün aranızda olamayacaktım.”
Alain Prost’un şikayeti üzerine Senna’nın şampiyonluğu elinden alındı.
Senna ve takım arkadaşı Alain Prost arasında gerçekten de gergin dolu anlar yaşanmaya başlamıştı. Takım arkadaşının ne kadar güçlü olduğunu anlayan Prost, Senna ile arasında soğuk bir savaş başlatmış ve ikili kıyasıya bir rekabetin içerisine girmişti.
1989 Japonya Grand Prix’inde oldukça tatsız anlar yaşanmış, Senna şampiyonluk için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışmıştı. Yarışın sonlarına doğru ikili arasında bir kaza yaşanmıştı ve Prost arabadan inmek zorunda kalırken, Senna pite geri dönüp arka kanadını değiştirdikten sonra yarışa devam etmiş, şampiyon olmuştu.
Senna’nın yarışa devam ettiğini gören Prost, FIA Başkanı Jean-Marie Balestre’ye Senna’nın şikan yolunu kullandığı gerekçesiyle şikayette bulundu. Durumu inceleme altına alan komisyon, Prost’u haklı bularak Senna’nın şampiyonluğunu elinden alıp unvanı Alessandro Nannini’ye vermişti.
Sadece F1’i değil, tüm dünyayı yasa boğan trajik kaza: Marina GP
Formula 1 1984 sezonunda tekrar Williams için yarışmaya başlayan Senna’nın bu sezondaki başarısı, efsanevi pilotu tatmin etmeye yetmemişti. O sezonda birden fazla trajik olay yaşanmış; antrenman turlarında Rubens Barrichello büyük bir kaza yapmış ve Roland Ratzenberger, sıralama turlarında geçirdiği kaza sonucunda hayatını kaybetmişti.
FIA Formula Güvenlik ve Tıbbi Delegesi ve kazalardan sorumlu ilk müdahale ekibinin başı Sid Watkins, o dönemde Senna’ya psikolojik destekte bulunmuş, mental olarak daha iyi hissetmesini sağlamaya çalışmıştı. Watkins, Senna’ya emekli olması konusunda tavsiyede bulunduğunu ancak başarılı pilotun yarışlara inatla devam etmek istediğini belirtti.
Senna, 1 Mayıs 1994 yılında gerçekleşen San Marino GP’sine hızlı bir başlangıç yapmıştı ve yarışı ilk sırada götürüyordu. Yaşanan bir kaza sonucunda güvenlik aracı devreye girmiş ve 6. turda yarış, kaldığı yerden devam etmişti. Michael Schumacher, yarıştan çok sonra verdiği bir röportajda, daha 6. turdayken Senna'nın Tamburello virajına çok riskli bir şekilde girdiğini, aracın yalpalandığını gördüğünü dile getirmişti.
7. tura geldikten sonra saatte 307 kilometre hızla Tamburello virajına giren pilot, virajı alamayıp hızlı bir şekilde virajın kenarındaki duvara çarptı. Kaza, Senna’nın kaskını etkisiz bırakacak derecede şiddetliydi ve 34 yaşındaki genç pilot, kafasının farklı bölgelerinden aldığı darbeler sonucunda beyin travması geçirerek olay yerinde hayatını kaybetti.
Günlük hayatında ve özellikle Formula 1 kariyerinde son derece başarılı, istikrarlı ve güçlü olan Senna’nın hayatı, böylesine trajik bir olayla sonuçlanmış oldu. Henüz 4 yaşındayken adım attığı yarış dünyasına çok genç bir yaşta veda eden Senna, ölümünün ardından neredeyse 29 yıl geçmesine rağmen bugün hala F1 dünyasının en efsane isimleri arasında yer alıyor.