Dora, sürekli öksüren bir genç kızdı. Öyle çok öksürüyordu ki, kimi sözcükler boğazında düğümleniyordu. Fakat bu öksürük mikrobik değildi. Davranışlarındaki gizem, etrafında devamlı onunla ilgilenen insanların bulunmasına sebep oluyordu.
Nihayet bir gün, babası onu Freud'a teslim etti. Freud, Dora'yı tam olarak analiz etmese de, kızın ruhunun bedenine tıpkı bir tuzak gibi hapsedildiğini gördü.
Freud'a göre, Dora ile babası arasında ödipyen bir bağ mevcuttu. Dora'nın öksürükler aracılığıyla ağız bölgesini erojen hale getirmesinin, babasına olan tutkusunun bir neticesi olduğunu düşündü. Nitekim baba da kızına çok dikkat ediyor ve söz konusu bağı kullanıyordu.
Kızını, Madame K. ile yaşadığı evlilik dışı yasak ilişkinin bir mesajcısı olarak görüyordu. Dora, sık sık Madame K.'nın evine gönderiliyor, hatta bazı günler orada kalıyordu. Madame K. mutsuz bir evlilik sürdürüyordu ve ayrıca kronik öksürükten muzdarip idi. Yatak odasını Madame K. ile paylaşan Dora, onun sırdaşı ve akıl hocası haline geldi.
Ve bir müddet sonra da, homoseksüel bir yatırım yaparak Madame K.'ya identifiye oldu ve onun gibi öksürmeye başladı. (Dora, öksürme patolojisi geliştirerek, esasında Madame K. gibi 'uygun' olduğunu gösteriyordu.)
Dora bu dönemde travmatik bir olay daha yaşadı. Madame K.'nın kocası tarafından öpüldü. Ancak Madame K. kocasının Dora'yla olan ilişkisini bir sorun haline getirmedi. Zira bilinçaltında her şey dengelenmişti.
Yetişkinlerdeki bu çarpık ve yasak cinsellik, Dora'nın ruhsallığı üzerine eklemleniyordu. Babası, Madame K. ve Madame K.'nın kocası, Dora için libidinal bir ilişkiler yumağına dönüşmüştü.
En nihayetinde bir misyon (babasıyla Madame K. arasındaki ilişkiyi güçlendirmek) yüklenerek kullanıldığını fark etti ve babasına şantaj yaparak, ya Madame K.'yı ya da kendisini seçmesini söyledi. (Verdiği bu nota ile hiç şüphesiz annesinin yerini alıyordu.)
Dora vakası, psikanalizde, kimliksel problematiği tespit etmede psikosomatik semptomların önemini gösterir. Ruhsal alanda aşk nesnesiyle gerçekleşen çatışmalar, bedende devam etmektedir. Anoreksiya, kendini kesme, kadınlarda vulva yanması da bu manada psikosomatizasyon sayılabilir.
Somatik patolojiler, ruhsal alandaki çelişkileri veya boşlukları yansıtır. Psikosomatizasyonda, üstbenliksel boyutun katılığı da etkilidir. Bu durumda ortaya, hiç duygulanımı olmayan yalancı ve fakir bir tablo çıkabilir.
Beri yandan, bir arzu, nefret, haz veya öfke yalnızca göstererek değil, somatize ederek de yaşanabilir. (Somatizasyon: Hayat ile alakalı problemlerini çözemeyen insanların bedenlerinin verdiği tepkiler.)
