Hıçkırık, diyaframımızın ani ve istem dışı kasılması sonucunda meydana geliyor ve aslında oldukça doğal bir süreç. Diyafram kasıldıkça ses telleri aniden kapanıyor ve “hık” sesi çıkıyor.
Genellikle hızlı ya da aşırı yemek yemek, fazla alkol almak gibi hazımsızlık sorunlarından kaynaklanıyor. Fiziksel nedenlerin dışında ani duygu değişimleri, korku, stres gibi psikolojik rahatsızlıklar da hıçkırığa neden olabiliyor. Ancak hıçkırıkla ilgili önemli bir uyarı var. Uzmanlar uzun süre geçmeyen hıçkırığın, kanser belirtisi olabileceğini söylüyor.
Hıçkırık, kanser belirtisi olabilir
Fiziksel ya da psikolojik nedenler diyaframın kasılmasına ve hıçkırığa neden olabiliyor. Halk arasında nefes tutmak, hızlı nefes alıp vermek, limon yemek, burna sirke çekmek, buz yutmak ya da buzlu su içmek, yüzü soğuk suyla yıkamak gibi birçok hıçkırık geçirme yöntemi var. Aslında temelde vücudu biraz rahatlatmak hıçkırığın kolayca geçmesi için yeterli oluyor. Ancak bazen bu diyafram kasılmaları daha uzun sürebiliyor.
Problem de bu sürenin uzaması durumunda başlıyor. Konuya dikkat çeken Dr. Hussein Abdeh "Midenin düzgün çalışamaması, sebesizce şiş olması ve 48 saatten uzun süren hıçkırıklar yemek borusu kanserinin belirtisi olabilir" diyerek önemli bir açıklamada bulundu.
Yemek borusunun iç yapısını oluşturan dokuda oluşan kötü huylu tümörler özofagus, halk arasında bilinen adıyla yemek borusu kanseri oluşumuna neden olabiliyor. Doktorlara göre sürekli sıcak, katı, çiğnenmemiş yiyeceklerle beslenmek, sigara ve alkol kullanmak yemek borusunda termal ve kimyasal yanıkları meydana getirebiliyor. Nedenleri dolaylı yoldan birbiriyle alakalı olduğu için hıçkırığın yemek borusu kanserinin habercisi olabileceği söyleniyor. Uzmanlar normalin dışında belirtiler görüldüğü taktirde zaman kaybetmeden doktora başvurulması konusunda uyarıyor.
