Özellikle ülkemizin büyük bir kısmında yaz aylarında klimalar olmadan yaşamak hayat kalitesini oldukça olumsuz etkiliyor. Öte yandan klimaları açmak da elektrik faturalarımızı oldukça olumsuz etkiliyor. Klimalar elektriksiz çalışmadığı için bir açmaz içerisinde kalıyoruz. MIT araştırmacıları bu durumu değiştirecek gibi duruyor.
Yeni geliştirilen yöntemde radyasyon ve buharlaşmaya odaklanılıyor ve elektrik kullanılmıyor. MIT'nin pasif soğutma sistemi adı verilen sistemi, gıdaların daha uzun süre taze kalmasını veya binalardaki iklimlendirmeyi sağlamakta kullanılabilecek. Bu esnada da elektrik faturalarımızın şişmesine izin vermeyecek.
İklimlendirme için yeni bir alternatif olabilir.
Elektrik tüketimiyle dikkat çeken klimalar, bir yandan da küresel ısınmayı gittikçe arttıran gazların yayılmasına neden oluyor. Ek olarak var olan elektrik hatlarına ek bir yük bindiriyor ve elektrik altyapısı olmayan ya da yetmeyen bölgeler için tamamen işlevsiz hale geliyorlar. Massachusetts Institute of Technology (MIT) araştırmacılarının pasif soğutma sistemi bu noktada bir alternatif haline geliyor.
Işınımsal soğutma, buharlaşma soğutması ve termal yalıtım tekniklerinin kullanıldığı soğutma sistemi, görünüş olarak güneş panellerinden çok da farklı değil. Öte yandan yapılan testlerde, geliştirilen sistemler ortam sıcaklığını 9.3 dereceye kadar soğutabiliyor. Bu da gıdaların, sıcak iklimlerde bile daha uzun süre korunabilmesini sağlıyor.
Cell Reports Physical Science adlı dergide yayımlanan makalede araştırmacılar, bu türden bir sistemin bir noktada dünyanın elektrik ve suya erişimi olmayan noktaları başta olmak üzere iklimlendirme ve soğutma için alternatif haline geleceğini belirtiyor.
Yeni sistem hem gıda korunmasında hem de iklimlendirme sistemleri üzerindeki yükün azaltılmasında önemli rol oynayabilecek. Üç katmanlı sistem, içinden geçen suyu ya da havayı soğutarak iletiyor. Sistem dolaplarda yüzeyler için kullanılabilirken bakımı için de az miktarda suya ihtiyaç duyuyor.