Çok şiddetli hava koşullarında, denizde dalga fazla olduğunda gemide ani hareketlenmeler meydana gelirse konteynerler denize düşebiliyor. Üstelik yılda yaklaşık 1400 konteyner, bu sebepten kayboluyor.
İlk olarak, gemideki konteynerler neden düşüyor?
Liman operasyonları düzgün bir şekilde yürütülmezse ve ağırlık merkezi dengesiz olursa yüklerin düşmesi olası. Bunun yanı sıra sulardaki hava koşularının ne getireceği belli olmaz. Fırtınalara, olağanüstü dalgalara denk gelinebilir ve onlarca metre yükseklikteki devasa konteynerler kendini sulara bırakabilir.
Kamyonlardaki gibi iple bağlanmasalar da başka bağlama sistemleri var.
“Twistlock” denilen sistemde, konteynerlerin köşesindeki bağlantı noktalarını birbirine veya geminin güvertesine tutturan, döndürerek kilitlenen metal bir bağlantı parçası kullanılıyor.
“Lashing Barlar”ın kullanıldığı sistemde, dikey yerleştirilen konteynerler, “lash bar” adı verilen çubuklar ve dikey gerginlik sağlayan “turnbuckles” kullanılıyor. Böylece konteynerlerin hem dikey hem yatay hareketi zorlaşıyor.
“Stacking Cone” sisteminde ise konteynerlerin arasına konik bir bağlantı aparatı yerleştiriliyor. Konik aparatlar sayesinde konteynerlerin hareketi engelleniyor.
Zaten kamyonlardaki gibi bağlamak pek de mantıklı olmazdı.
Kamyonlardaki yükler; ip, kemer, zincir gibi şeyler kullanılarak bağlanabiliyor ancak gemi yükleri çok fazla yükseklikte olduğundan bu gibi yöntemler istifleme işlemini hem yavaşlatırdı hem de liman operasyonlarını epey zorlaştırırdı.
Her ne kadar deniz taşımacılığında yukarıda bahsettiğimiz yöntemler kullanılıyor olsa da düşmeler meydana geliyor tabii. Bu noktada istiflemeyi doğru yapmak, yük dağılımını dengelemek ve sistemleri doğru kurmak önemli.
Ayrıca okyanusa, denize düşen konteynerler genellikle kaderlerine terk ediliyor ancak diğer gemilere zarar verme potansiyeline sahip olanlar için kurtarma operasyonları yürütülüyor.
Gemilerle ilgili daha fazla içerik:
