Hollywood bilimkurgu ve fantastik sinemasının belki de en çok kullanılan temsası, delirmiş ve yeteneklerini kötüye kullanarak dünyayı yok etmeye çalışan bilim insanı hikayesi. Yüzlerce film ve dizide benzer hikayeye denk gelmek mümkün. Geçtiğimiz hafta ülkemizde de gösterime giren Rampage: Büyük Yıkım filminde de benzer bir durum var. Dev ve genetiği ile oynanarak korkutucu birer yaratığa dönüşen hayvanlar ile insanların mücadelesini anlatan film, son dönemde sıkça konuşulan CRISPR teknolojisini bilimsel bir kaynak olarak kullanmış.
Rampage: Büyük Yıkım'da, kötü bir bilim insanı, birçok hayvanın genetiği ile oynayarak hepsini dev ve saldırgan birer yaratığa çeviriyor. Filmde verilen bir bilgi de, bunun CRISPR teknolojisini kullanarak yapıyor. “1993'te, CRISPR olarak bilinen yeni bir teknoloji, bilim adamlarına genetik düzenleme yoluyla tedavi edilemez hastalıkların tedavi edilmesi için imkan sağladı' şeklinde bir ifade ile konuya değinen film, bu teknolojinin 2016 senesinde 'kötüye kullanım' potansiyeli sebebi ile bu teknolojiyi 'Kitle İmha Silahları ve Çoğaltılması' başlığı altında bir düzenlemeyle sınırladığı haberini de vermeyi ihmal etmedi.
Bilim insanlarının bu konuda getirdiği bazı eleştiriler var. CRISPR'ın kötüye kullanım potansiyeli haberi doğru olsa da, bilim insanları o kullanımın kesinlikle filmde gösterildiği gibi dev yaratıklar yaratmak olmadığını söylüyor. Böyle bir gen teknolojisinin henüz geliştirilmediğini ve muhtemelen hiçbir zaman hele de tek bir işlemle böyle birşeyin olmayacağını söyleyen bilim insanları, Hollywood'un bu tarz gelişmeleri enteresan bir şekilde işlediğini ancak bunun halkı kötü etkilediğini düşünüyor.
Bilimkurgu filmleri sayesinde bilime olan ilginin artmış olması olumlu bir etken olarak kabul edilse de, çizilen 'bilim insanı' imajı ve faydalı birçok teknolojinin zararlı birer kıyamet habercisi olarak tasfir edilmesi, bilim insanlarını tedirgin ediyor. CRISPR gibi, tedavisi zor kanser benzeri hastalıklarda kullanılmak istenen ve faydası hayli fazla olan bir gelişmenin bile kötücül gösterilmesi, çok da olumlu değil.
Tüm insanların esasında birer kurgu olan bu yapımları aynı bilinçle izlemediğini ve her yeni bilimsel ya da teknolojik gelişmenin ardından yepyeni felaket senaryolarının ürediğini düşünürsek, bilim insanlarının bu tedirginliklerinde haklı olduklarını söyleyebiliriz. Peki sizin sürekli olarak gelişen teknoloji ve yorumları ile ilgili düşünceniz nedir? Hollwood'un çizdiği imaj, bilime zarar verebilir mi?