Bugüne kadar gerçek hayatta yaşanılan olayları konu alan birçok yapıma tanıklık ettik. Hepsi insanların tecrübe ettiği, kimini üzen kimini de sevindiren gerçek olayları hem televizyona hem de beyazperdeye başarılı bir şekilde aktardı.
Severek izlediğimiz yapımların konuları gerçek hayata dayandığı gibi, sevdiğimiz birçok karakter de gerçek hayatta yaşamış, kurgusal karakterlerle aynı hayatı paylaşmış insanlardan esinlenilerek yaratılmış. Tıpkı Rocky ve Sherlock Holmes gibi, ilham kaynağı gerçek hayata dayanan kurgusal karakterleri anlattık.
Hannibal Lecter, Alfredo Balli Trevino
İlk olarak Thomas Harris’in Kızıl Ejder adlı romanıyla tanıdığımız Hannibal Lecter, yamyam bir seri katil olarak karşımıza çıkmıştı. Harris’in romanları çok beğenilmişti ve son derece zeki olan bu karakter, Anthony Hopkins’in Lecter’a hayat vermesiyle beyaz perdeye taşınmış, Lecter sinema tarihinin en kötü karakteri seçilmişti.
Harris’in Lecter karakteri için ilham aldığı insan, evlenmek üzere olduğu kadını öldürüp parçalara ayırarak minicik bir kutuya sığdıran ve aynı zamanda bir doktor olan Alfredo Balli Trevino’ydu. Harris, başka bir mahkumun hikayesini dinlemeye geldiği cezaevinde Trevino ile tanışmış, son derece şık, zeki ve entelektüel görünen Trevino’nun aynı zamanda acımasız bir katil olmasını etkileyici bulmuştu. Harris, Lecter karakterini yaratırken en çok Trevino’dan esinlenmiş olsa da aynı zamanda başka katillerden de ilham aldığını belirtmiş.
Rocky Balboa, Chuck Wepner
Ünlü oyuncu Sylvester Stallone’un canlandırdığı Rocky, sinema tarihinin en önemli karakterlerinden biri. Rocky Balboa, ellili yaşlarında bokstan emekli olmuş ve eşini kaybetmiş bir adamın hikayesini anlatıyordu.
Rocky serisinin hayranları gerçeği bilse de birçok kişi Rocky’nin tamamen kurgusal bir karakter olduğunu düşünüyor. Halbuki Rocky, ağır siklette mücadele veren ve Muhammed Ali’ye karşı 15 round dayanması ile bilinen eski boksör Chuck Wepner’den esinlenilmiş.
Sherlock Holmes, Eugene François Vidocq
Dünya edebiyatının en önemli yazarlarından Arthur Conan Doyle, Sherlock Holmes’un Maceraları adlı kitabıyla tüm dünyaya tarihin en zeki dedektiflerinden birini tanıtmıştı. İlk olarak 1892 yılında yayınlanan Holmes’un hikayeleri, günümüze kadar başarısını korumuş, hem dizi hem de film olarak yeniden hayata geçirilmişti.
İlk bakışta Holmes, hem zekası hem de olayları çözme becerisiyle kurgusal bir karakterden ibaretmiş gibi gözükebilir ancak Doyle, Sherlock’u yazarken dünyanın ilk özel dedektifi olma niteliğini taşıyan ve aynı zamanda bir suçlu olan Eugene François Vidocq’tan ilham almış. Eugene, aynı zamanda Edgar Allan Poe ve Victor Hugo’nun da ilham kaynaklarından biri olmuş.
Vito Corleone, Frank Costello
Efsanevi The Godfather serisini duymayan yoktur. Yayınlanma tarihinin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen hem can alıcı sahneleri hem de replikleriyle adından söz ettirmeyi başaran The Godfather, Mario Puzo’nun 1969 yılında çıkardığı aynı adlı romanından esinlenilen bir yapımdı.
Puzo’nun yarattığı efsane Baba figürü ise hayali bir karakter değildi. Filmde Vito Corleone olarak tanıdığımız Baba, bir zamanlar Amerika’nın en güçlü mafyası ve “yeraltı dünyasının başbakanı” olarak anılan Frank Costello’nun yaşadılarını anlatıyordu. Costello tıpkı Corleone gibi kısık sesle konuşur ve saçlarını geriye doğru tararmış.
Stringer Bell, Kenneth Jackson
2002-2008 yılları arasında yayınlanan The Wire dizisinin sevenleri bir hayli fazlaydı. Toplamda 5 sezon devam eden ve dram türünde olan dizi, her sezonda ABD’nin Baltimore şehrinde yaşanan farklı olayları ele almıştı. Idris Elba’nın canlandırdığı dizinin ana karakteri Stringer Bell ise Kenneth Jackson adında bir suçludan ilham alınarak yaratılmış.
Kenny Bird olarak da anılan Kenneth Jackson, uyuşturucu ağına katılmak gibi yasal olmayan birçok işe bulaştığı için gözaltına alınmış, tıpkı Stringer Bell gibi Baltimore’da bu suçlardan dolayı yargılanmış bir insan.
Mary Poppins, Helen Morehead Christina Saraset
İlk olarak 1935 yılında Avustralyalı yazar P.L Travelers tarafından çocuk kitabı olarak yayınlanan, ardından müzikal türünde beyaz perdeye taşınarak tüm dünyada ses getiren Mary Poppins, sihirli güçleri olan ve çocuklara yardım etmek için dünyaya ayak basan bir dadının hikayesini anlatıyor.
P.L Travelers, çocuk kitabı hakkında verdiği bir röportajda Mary Poppins’i yazmaya ilk başladığında herhangi bir ilham kaynağı olmadığını, ancak öyküleri yazmaya devam ettikçe kendi teyzesi Helen Morehead Christina Saraset’in tüm özelliklerini Poppins’e uyarladığını fark ettiğini belirtmiş.
Varyemez Amca (Scrooge McDuck), Andrew Carnegie
Çocukluğumuzun en güzel çizgi filmlerinden biri Donald Duck’ı ve onun servet içinde yüzen amcası Scrooge McDuck’ı hatırlıyor musunuz? 2007 yılında Forbes’un kurgusal zenginleri listesinde birinci sıraya çıkan Varyemez Amca, kendisi gibi son derece zengin birinden esinlenilerek kurgulanmış.
Amerikalı bir karikatürist olan Carl Barks,Varyemez Amca karakterini 19. yüzyılda Amerika’nın en zengin iş insanlarından biri olarak anılan Andrew Carnegie’den esinlenerek 1947 yılında yaratmış. Andrew Carnegie, kurmuş olduğu demir çelik fabrikalarıyla ABD’de çelik endüstrisinin gelişmesinde öncü bir isim olmakla birlikte, kendi adını taşıyan bir üniversite ve 2000'İ aşkın kütüphanesiyle ülkenin önde gelen iş insanlarından biri olmuş.
Miss Piggy, Peggy Lee
The Muppet Show’un en ünlü kuklalarından Miss Piggy, ilk önce Frank Oz, ardından da Eric Jacobson tarafından canlandırılan son derece şık, eğlenceli ve komik bir karakterdi. Uzun yıllar boyunca insanları eğlendirmeyi başaran bu kuklanın esinlenildiği karakter ise, dönemin en popüler isimlerinden biriymiş.
Miss Piggy’nin ilham kaynağı olan kişi, 1940’lı yıllarda ABD’nin en ünlü şarkıcı ve oyuncularından biri olan Peggy Lee’ymiş. Miss Piggy’e hayat veren Bonnie Erickson, kuklanın adını ilk önce Miss Piggy Lee koymuş ancak daha sonra ünlü şarkıcının bundan rahatsız olacağını düşünerek ismi Miss Piggy olarak kısaltmış.
Hazel Grace Lancaster, Esther Earl
John Green’in gerçek hayattan esinlenerek yazdığı Aynı Yıldızın Altında adlı romanı, dünya çapında büyük ses getirmeyi başarmıştı ve kitap daha sonra Shailene Woodley ve Ansel Elgort eşliğinde beyaz perdeye taşınmıştı. Son derece hüzünlü bir konusu olan bu yapımın ana karakteri Hazel, John Green’in gerçek hayatta edindiği Esther Earl adlı kanser hastası bir arkadaşından esinlenilmiş.
ABD doğumlu Esther Earl, tıpkı Hazel gibi bir kanser hastasıydı ve yaşadığı tüm deneyimi YouTube’da Vlog olarak sevenleriyle paylaşıyordu. Hazel karakterine ilham kaynağı olan Esther, ne yazık ki romanda yaşananların aksine henüz 16 yaşındayken, 2010 yılında hayata veda etmişti.
Delphine LaLaurie, Madam Blanque
Her sezonda farklı bir korku hikayesine yer veren American Horror Story’nin üçüncü sezonu Coven’da yer alan acımasız kadın Delphine LaLaurie, tıpkı dizideki gibi yaptığı acımasız işkencelerle ünlenen Madam Blanque adlı kadından ilham alınarak kurgulanmış.
1787-1840 yılları arasında yaşayan ve Delphine LaLaurie, Madam Blanque isimleriyle bilinen bu kadın, evinde çalışan siyahi hizmetçilere ve çocuklara çatı katında çeşitli işkenceler edip onları öldürmesiyle ünlenmiş.