Koronavirüs salgınının hayatımızda yarattığı en büyük değişikliklerden biri de online toplantıların ve derslerin günümüzün büyük bir parçası haline gelmesi oldu. Evden çalışma ve uzaktan eğitim, her gün bilgisayar karşısında kameralar açık girilen toplantıları ve dersleri de beraberinde getirdi. Ancak zaman içinde bu online görüntülü toplantıların yarattığı yorgunluk konuşulmaya başlandı.
Pek çok toplantıda ve zaman zaman da derslerde, kamera açmak zorunlu tutuluyor. Ancak yürütülen yeni bir araştırmaya göre, zorunlu kamera kullanımı düşünülenin aksine toplantılara ve derslere olan ilgiyi azaltırken yorgunluğu artırıyor.
Farklı seviyede çalışanlarda ve farklı cinsiyetlerde etki değişkenlik gösteriyor:
Araştırmanın değindiği önemli bir nokta ise bu etkinin herkes için aynı olmadığı. Çalışmada elde edilen veriler, şirketlerdeki güç dinamiklerinin ve cinsiyet farklılıklarının etkiyi değiştirdiğini gösteriyor. Buna göre kamera kullanımı kadınlar üzerinde daha fazla negatif etkiye sahipken aynı şekilde bir şirkette yeni olan ya da daha kurumsal yetki merdiveninin daha alt basamağında bulunan çalışanlar da daha çok etkileniyor. 103 çalışandan elde edilen 1.408 günlük gözlem ile elde edilen bu sonuçlar, aynı zamanda bu yorgunluğun ertesi gün de performansı etkilediğini ortaya koydu.
Araştırmayı yürüten bilim insanları, zihinsel yorgunluğu azaltmak ve işe olan ilgi ile verimliliği artırmak için toplantılarda kamera kullanımının mümkün olduğunca isteğe bağlı hale getirilmesini öneriyor. Pandeminin etkileri sebebiyle görüntülü toplantıların bir süre daha hayatımızda olacağı tahmin ediliyor. Bu durumun oluşturduğu yorgunluğun önüne geçilmesi için yöneticilerin doğru kararlar almaları gerekiyor.