Araştırmayı yapan Max Planck Society, Kepler-160 yıldızının etrafında dönen KOI-456.01 adlı gezegenin yaşamı destekleyip desteklemediğini bilmediklerini söyledi, ancak paylaşılan basın bültenine göre, keşfedilen gezegenin yaşamı destekleyecek önemli adaylardan biri olduğu açıklandı. Bilim insanları, Kepler-160 - KOI-456.01 ikilisinin, Dünya ve Güneş’in ayna görüntüsü olduğunu açıkladılar.
Elbette bu noktada yapılacak araştırmalar son derece kısıtlı. Kepler-160 sistemi, bizim Güneş Sistemi’mizden 3.000 ışık yılı uzakta. Dünya büyüklüğünde gezegenlere ev sahipliği yapan pek çok yıldızdan farklı olarak Kepler-160’ın kızılötesi ışıktan ziyade görünür ışık yansıttığını söyleyen bilim insanları, bunun da yaşam için en önemli bileşenlerden biri olduğunu söyledi. Bildiğiniz gibi Güneş’imiz, milyarlarca yıldır Dünya’ya yaydığı ışıkla hayatı mümkün kılıyor.
Çok fazla bilinmeyen var
Elbette, bu sistemin 3.000 ışık yılı uzaklıkta olması gözlem yapmamızı fazlasıyla zorlaştırıyor. Kepler-160 sistemi, görünürde Güneş Sistemi’ne çok fazla benziyor. KOI-456.01 ise kafalarda bazı soru işaretleri bırakıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan astrofizikçi Rene Heller, “KOI-456.01, potansiyel olarak yaşanabilir olduğu düşünülen diğer gezegenlere kıyasla nispeten daha büyük” dedi. Dünya’nın iki katından biraz daha küçük olan bu gezegen, yıldızına yakınlığıyla yaşama elverişli kabul ediliyor. Normalde dış sistemlerde bulunan yıldızlar, etrafına kızılötesi radyasyon yayar. Kepler-160 ise Güneş’ten daha küçük ve sönük olan bir kırmızı cüce olduğu için gezegene zararlı ışınlar yollamıyor.
Kırmızı cüce sınıfına giren yıldızların, ömürlerinin de uzun olduğu bilindiğinden, keşfedilen gezegenin yaşam bulundurma ihtimali en yüksek gezegenlerden biri olduğu düşünülüyor. Bilim insanları, şu anda Güneş Sistemi’mizin ayna görüntüsü olarak nitelendirdikleri sistemi araştırmaya devam ediyorlar. Çok yakın bir gelecek olmasa da belki de ileride insanlığın KOI-446.01 gezegeninde yeni bir hayata başladığı bir gelecek düşleyebiliriz.