Bir zamanlar Güney Sistemi’nde 9 gezegen olduğu söylenirdi; Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüton. Fakat bilim insanları, Güneş Sistemi’nin uç noktalarında çok daha fazla ‘gök cismi’ olduğunu, bu şartlar altında Plüton’un gezegen olarak kabul edilemeyeceğini öne sürdüler. Aslına bakacak olursanız Plüton, uydumuz Ay’dan bile daha küçüktür.
Yine de bilim insanları Güneş Sistemi’ndeki yapboz parçalarının tamamlanmadığını düşünüyorlar. Gök bilimcilere göre Güney Sistemi’nin uç noktalarında Gezegen Dokuz (Planet Nine) olarak adlandırılan 9. bir gezegen daha bulunuyor. Fakat bu gezegen Güneş’e, bilinen sekiz gezegenden en uzakta olanı Neptün’den bile 2 kat daha uzakta olduğu için mevcut teknolojilerimiz ile görüntülemek neredeyse imkansız.
Peki Gezegen Dokuz, Güneş’e bu kadar uzakta olmasına rağmen neden gezegen olarak kabul ediliyor? Sonuçta ondan daha yakında olan Plüton gezegen olarak kabul görmemişti. Çünkü Gezegen Dokuz, yegane yuvamız olan Dünya’dan 10 kat daha büyük bir gezegen ve yıldızımız Güneş etrafındaki yörüngesinde ağır bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. Ona gezegen dememek, Dünya’ya da gezegen diyemeyeceğimiz anlamına gelirdi.
Gezegen Dokuz’u tespit edemiyorsak varlığını nereden biliyoruz? Aslında varlığını tam olarak bilmiyoruz. Gök bilimciler, Gezegen Dokuz’u aradıkları 20 yıl boyunca varlığını gösteren bazı ipuçları yakaladılar. Fakat yakalanan hiçbir ipucu, Gezegen Dokuz’un varlığını kanıtlamaya yetmiyor. Bu nedenle ‘Gezegen Dokuz vardır’ demek için henüz fazlasıyla erken.