Bilim insanları, Çin'de bir linyit madeninde ortaya çıkarılan fosil örneklerinin yaklaşık 6,4 milyon yıl önce yaşamış bir maymun türüne ait olduğunu keşfettiler. Yapılan keşif, bu türün Asya'da maymunlarla (kuyruksuz maymun) aynı zamanda var olduğunu ve muhtemelen bölgedeki bazı modern primatların atası olduğunu gösteriyor.
ABD'deki Pennsylvania Eyalet Üniversitesi'nden Nina G. Jablonski'nin de aralarında bulunduğu araştırmacılara göre, Çin'in güneydoğusunda bulunan Yünnan eyaletindeki bir madenden toplanan örnekler, Afrika dışındaki en eski maymun fosillerinden bazılarını temsil ediyor.
Kemik örnekleri incelendi:
Yapılan keşif hakkında konuşan Jablonski, "Doğu Asya'daki yaşayan birçok maymuna yakın ya da aslında atası. Paleontoloji perspektifinden bakıldığında ilginç olan şeylerden biri, bu maymunun Asya'daki en eski maymunlarla aynı yerde ve aynı zamanda ortaya çıkmasıdır" dedi.
Journal of Human Evolution'da yayınlanan çalışmada, ortaya çıkarılan çene ve uyluk kemiklerinin birbirine çok yakın bulunduğu ve "muhtemelen aynı kişiye ait" olduğu belirtildi. Bilim insanları ayrıca aynı maymun türü Mesopithecus pentelicus'a ait bir sol calcaneus (topuk kemiği) da ortaya çıkardılar.
Bu topuk kemiğinin önemini "Calcaneus'un önemi, maymunun hem yerde hem de ağaçlarda çevik ve güçlü bir şekilde hareket etmek için iyi adapte olduğunu öne çıkarmasıdır" sözleriyle açıklayan Jablonski, "Bu lokomotor çok yönlülük, hiç şüphesiz türlerin Avrupa'dan Asya'ya ormanlık koridorlar boyunca dağılma başarısına katkıda bulundu" diye ekledi.
Araştırmacılara göre alt çene kemiği ve bacak kemiğinin üst kısmı, bireyin dişi olduğunu gösteriyor.
Diş kalıntıları, türün çeşitli bitki, meyve ve çiçekleri yiyebileceğini gösterdi:
Bilim insanları, bu maymunların muhtemelen ağaçlarda ve yerde dolaşabilecek kadar marifetli olduğuna inanıyorlar. Diş kalıntıları, kuyruksuz maymunlar genellikle meyve yerken bu türün çok çeşitli bitki, meyve ve çiçekleri yiyebileceğini gösterdi.
Jablonski, türün beslenme alışkanlığı hakkında "Moleküler antropolojiden bildiğimiz bu maymunla ilgili büyüleyici olan şey, diğer Colobinae'ler (Eski Dünya maymunları) gibi selülozu fermente etme yeteneğine sahip olmasıdır. İneğinkine benzer bir bağırsağı vardı" dedi.
Bilim insanlarına göre maymunlar, düşük kaliteli selülozu yüksek yiyecekler yiyebildiği, besini fermente ederek ve daha sonra bakterilerden elde edilebilen yağ asitlerini kullanarak yeterli enerji elde edebildiği için başarılı oldu. Benzer bir yolun inek, geyik ve keçi gibi hayvanlar tarafından kullanıldığı belirtiliyor.
Su kaynaklarının yakınında yaşamaları gerekmiyordu:
Bu konuda, "Maymunlar ve kuyruksuz maymunlar (Apes) temelde farklı şeyler yiyorlardı. Bu noktada kuyruksuz maymunlar meyveleri, çiçekleri ve sindirimi kolay şeyleri yerken, maymunlar ise yapraklar, tohumlar ve gerekirse daha olgun yaprakları yerler" ifadelerini kullanan Jablonski, "Bu farklı sindirim nedeniyle, tüm suyunu bitkilerden alarak su içmeleri gerekmiyor" diye ekledi.
Çalışmada, bu maymunların aynı dönemde Yunanistan'da bulunan maymunlarla aynı olduğunu da bildiriyor. Elde edilen kanıtlara dayanan araştırmacılar, bu maymunların su kaynaklarının yakınında yaşamak zorunda olmadıklarına ve etkileyici iklim değişikliği dönemlerinde hayatta kalabileceklerine inanıyor.
Türlerin Doğu Avrupa'da başladığına ve oradan ayrıldığına dair kanıtlar olsa da Jablonski ve ekibi kesin modellerin bilinmediğini ancak türlerin yayılmasının hızlı olduğunu belirtti.