Çocuğunuza Kazandırmanız Gereken 4 Temel Sosyal Beceri

Her çocuğun, yetişkin bir birey olarak hayatını devam ettirirken, sağlıklı iletişim kurabilmek ve sorumluluklarıyla başa çıkabilmek için henüz küçükken edinmesi gereken bazı sosyal beceriler var. Peki çocuk gelişimi alanında çalışan bilim insanları bu sosyal becerilerin kazanılması ile ilgili ne diyor, neler öneriyor?

Sosyal beceriler, bireylerin bulundukları sosyal ortam ile uyum sağlayabilmelerini, toplum içerisinde kendilerine yer edinebilmelerini ve kişilerarası sağlıklı iletişim kurabilmelerini sağlayan tutum, davranış ve duyguların tamamı için kullanılan bir tanım.

Çocukların bu sosyal becerileri kazanmaları ve hayatılarına doğru şekilde entegre edebilmeleri için en kritik nokta ise doğru rol modeller eşliğinde doğru zamanda öğrenmeleri. Burada da tabii ki ebeveynlerin ciddi sorumlulukları bulunuyor. Ebeveynler, çocuklarında sosyal becerilerin sağlıklı şekilde gelişmesini istiyorlarsa, mutlaka her bir sosyal beceriye dair iyi birer rol model olmaları gerekiyor.

2014'te pek çok akademisyenin de katılımı ile yapılan Okul Öncesi Eğitimde Sosyal Beceri Destek Projesi (OSBEP) araştırması kapsamında hazırlanan bir rehber bulunuyor. Çocukların sosyal becerilerine yönelik yapılan çalışmalar sonucunda sosyal beceriler dört ana başlık içerisinde değerlendiriliyor.

Çocukların kazanması gereken sosyal beceriler:

  • Başlangıç Becerileri
  • Akademik Destek Becerileri
  • Arkadaşlık Becerileri
  • Duygularını Yönetme Becerileri

1. Başlangıç becerileri

Başlangıç becerileri olarak genel bir başlık altında toplanan sosyal beceriler, genellikle çocukların temel iletişim becerilerini geliştirmelerine yönelik maddelerden oluşuyor. Başkalarıyla tanışabilme, kendini tanıtabilme, karşısındakini dinleyebilme, özür dileyebilme, teşekkür edebilme ve yardım isteyebilme gibi kritik ve hayatın her anında karşılaştığımız durumlar, başlangıç becerileri ile kazanılan davranışlar arasında yer alıyor.

Bu noktada ebeveynlerin yalnızca çocukları ile kurdukları birebir iletişim değil, kendi aralarında kurdukları iletişim ve çocuğun şahit olduğu, yakın çevreleri ile iletişimleri de son derece önemli. Çocuklar, tüm bu iletişim süreçlerini sürekli gözlemleyerek ebeveynlerini örnek alıyor ve iletişimini bu örneklerden öğrendiklerine göre şekillendiriyor.

Aynı zamanda artık çocukların iletişim şekilleri, ebeveynlerinin alışık oldukları sosyal ortamlardan ve iletişim şekillerinden farklı gelişiyor. Sosyal medya üzerinden kurulan ve görece daha yüzeysel olan iletişimin yanında, pandemi sonrası azalan sosyalleşme ile birlikte artık çocuklar günlerinin çoğunu akranları ile değil ebeveynleri ile geçiriyorlar. Sosyal medya kullanım yaşı ise sürekli olarak düşüyor. Ebeveynlerin bu noktada çocuklarının sosyal medya kullanımını denetleyerek, iletişim becerilerinin gelişimini destekleyecek noktalara onları yönlendirmeleri gerekiyor.

2. Akademik destek becerileri

Çocukların bilgi edinmek istedikleri konularda soru sorabilme, kendisine yöneltilen sorulara cevap verebilme, karşılaştığı sorunlara alternatif çözümler üretebilme, amaca ulaşmak için çaba gösterme, yapıcı eleştiri yapabilme, kendisine yapılan eleştirilere açık olabilme, başladığı bir etkinliğin sonunu getirebilme ve kendini bir etkinlik ile meşgul edebilme gibi öğrenmeye dayalı becerilerinin tamamı, akademik destek becerileri başlığı altında toplanıyor.

Akademik destek becerilerinin kazanılması ile çocuklar, bilgi edinme ve edindiği bilgiyi sorgulayarak paylaşabilme yeteneğine sahip olur. Aynı zamanda sorumluluk alma ve alınan sorumlulukları yerine getirebilme, problemler için çözüm üretebilme konularında da yeterlilik gösterebilmesi için çocukların erken dönemde bu becerileri kazanması gerekir.

Bu noktada ebeveynler, çocuklarını sorular sormaya teşvik etmeli, sorduğu sorulara onun anlayabileceği şekilde cevap vermeliler. Aynı zamanda özellikle başladığı etkinliğin sonunu getirmekte zorlanan ya da aldığı sorumluluğu tam anlamıyla yerine getirmeyen çocuklarla, bu davranışlarının olumsuz sonuçları üzerine nazikçe konuşulmalı, doğru olan pozitif bir dil ile anlatılmalı. Bu tür pozitif adımlar, çocuklar için öğretici nitelikte olarak değerlendiriliyor.

3. Arkadaşlık becerileri

Arkadaşlık becerileri, çocukların akranları ile düzgün iletişim kurabilmeleri ve sosyalleşebilmeleri açısından oldukça önemli. Empati yeteneğinin gelişmesini ve iletişiminin güçlenmesini sağlayan bu beceriler arasında; arkadaşlarının duygularını anlayabilme ve onların duygularına uygun tepkiler geliştirebilme, arkadaşları ile işbirliği yapabilme, paylaşmayı öğrenme, başkalarının haklarını koruyabilme, ihtiyaç duyan insanlara yardım etmeyi önerebilme, oyun oynarken kurallara uygun hareket etme ve oyunun sonucunu kabul edebilme gibi beceriler yer alıyor.

Bu becerilerin kazanılması ile birlikte çocuklar, girdikleri sosyal ortamlarda nasıl hareket edeceklerini öğreniyor, sağlıklı iletişimin temellerini oluşturan kuralları benimsemiş oluyor ve empati gerektiren durumlar ile ilgili tecrübe kazanıyor.

Psychological Science dergisinde yayınlanan bir makaleye göre çocuklar, özellikle söz konusu paylaşmak olduklarında, ortalama 7-8 yaşlarına kadar daha isteksiz ve bencilce davranabiliyor. Çünkü paylaşmanın, onların hazzını bölerek azaltacağına dair bir düşünce geliştiriyorlar. 7-8 yaşından itibaren ise bu düşünce yapısı değişmeye ve adil olma düşüncesi zihinlerine yerleşmeye başlıyor. Bu da paylaşımın artmasını sağlıyor.

Çocuklarda arkadaşlık becerilerinin temelini oluşturan davranışın empati ve paylaşma temelli olduğunu biliyoruz. Bu becerileri geliştirmenin yolu da her ikisini de besleyecek bir iletişim dili seçmekten geçiyor. ‘Eğer oyuncağını arkadaşınla paylaşırsan eminim o da çok mutlu olacaktır.’ gibi olumlayıcı ifadelerle yaptığının hem iyi bir şey olduğunu hem de mutlu eden bir davranış olacağını hissettirmek, çocuklarda hem empati yeteneğini hem de paylaşma güdüsünü besler.

4. Duygularını yönetme becerileri

Çocuk gelişimi söz konusu olduğunda, hiç şüphesiz en önemli noktalardan biri de çocukların kendi duygu durumları ile başa çıkma ve kendi duygularını yönetebilme becerileri. Bu başlık altında, sevinç, üzüntü korku, kızgınlık gibi duygularını ifade edebilme, duygularını başkalarını rahatsız etmeden ifade edebilme, davranışlarındaki hatalarıyla baş edebilme, hayır diyebilme, hayır cevabını kabul etme, hoşlanmadığı bir duruma tepki vermeden önce düşünebilme gibi sosyal beceriler yer alıyor.

Bu beceriler sayesinde çocuklar hem kendi duygu durumlarıyla baş edebilmeyi hem de duygu, durum ve davranışlarının sonucu olarak oluşan durumlarda sorumluluk alabilmeyi öğreniyor. Okul öncesi dönemde edinilen bu beceriler sayesinde çocuklar girdikleri yeni sosyal çevrede, örneğin okulda ya da oyun gruplarında, çok daha özgüvenli ve sağlıklı bir iletişim kurabiliyor. 

Çocukların tüm bu sözü geçen sosyal becerileri kazanmaları, gelecekte sağlıklı iletişim kurabilen, problem çözebilen ve sorumluluk alabilen birer yetişkin olmaları açısından oldukça önemli. Ancak tüm bu beceriler, yalnızca ebeveynlerle kurulan iletişim ile kazanılmıyor. Bu sebeple, çocuklara kendi alanlarını yaratmaları konusunda izin verilmesi ve akranları ile olabildiğince sık iletişim kurmalarının sağlanması da son derece kritik.

Bu sebeple, öncelikli olarak her çocuğa kişisel alanını ve diğer insanların kişisel alanlarına saygı duymayı öğretmek, iyi bir başlangıç olacaktır.