Gökyüzüne baktığımızda, gökyüzünün güneyinde bazı işaretçi ya da rehber yıldızlar yer alır. Her zaman yeri az çok sabit olduğu için bu gök cisimleri denizcilere, astrologlara ve işi gökyüzüyle ilgili olan herkese yol göstermiştir.
Bu yıldızlardan biri Alpha Centauri'dir. Kendisi aslında Güneş benzeri iki yıldızdan oluşan bir sistemdir. Bu sistemin üçüncü üyesi ise onlardan daha ufak olan Proxima Centauri, ya da kısa adıyla Proxima Cen idi. Proxima Cen'in etrafında yaşam olması pek de mümkün gözükmüyor.
Yaşanabilir kuşakta komşu gezegen
Güneş'in en yakın komşusu olan Proxima Cen, yaklaşık 4,2 ışık yılı mesafede bulunuyor. Diğer iki sarı yıldızın etrafında dönen Proxima Cen, bizim yıldızımızdan da çok daha küçük. Ortalama bir sarı cüce olan Güneş'in aslında galaktik ölçekte pek de öne çıkan bir yanı olmasa da, yörüngesinde bizim bildiğimiz tek yaşamı barındırıyor.
Proxima Cen bir kızıl cüce, Güneş'in %15'i kadar çapa sahip ve yüzey sıcaklığı da Güneş'in yüzey sıcaklığından çok daha düşük. Haliyle altın kuşak adı verilen sıvı su bulunabilir yörüngesi kendisine çok daha yakın ve çok daha dar.
Bilindiği kadarıyla gezegenin bu yaşanabilir bölgesinde iki gezegen var. Bunlardan biri kayalıklı bir süper dünya olan Proxima Cen b, diğeri ise daha uzaktaki Neptün'e benzeyen Proxima Cen c gezegenleri. Daha önce yaşam olabileceği düşünülen bu bölge için yeni ölçümler pek de umut verici değil.
Uzay şartları elverişsiz
Temel olarak bu gezegenlerin etrafındaki uzay havası, yani kızıl cücedeki hareketler de gezegen yüzeyindeki yaşam üzerinde etkili olabiliyor. Cüce yıldızın yakın mesafeden yaptığı parlamalar, radyasyon savrulması ve ışık parlamaları gezegende yaşam olması ihtimalini oldukça azaltıyor.
Yıldızlar CME adı verilen bazı uzay hava aktiviteleri de gerçekleştiriyor. Bu enerjik aktivitede yıldızdan bir sprey gibi fırlayan çok miktarda parça, yüksek radyasyon yayarak ve saatte milyonlarca kilometre hıza ulaşarak savruluyor. Bu da gezegen için bir başka sorun.
Radyasyon ve olumsuz şartlar, gezegende yaşamın en azından bildiğimiz şekliyle olmasının pek mümkün olmadığını gösteriyor. Ayrıca gezegenin sık sık CME etkisi altında kaldığı da yapılan radyo teleskopu çalışmalarıyla gözlemlendi. Yani, bir süre için daha uzayda bizden başka kimseyi bulamadık.