Dünya şu an COVID-19 salgınıyla boğuşuyor ve geliştirilen aşılar ve hâlâ süren aşı çalışmalarıyla birlikte salgına karşı mücadelede önemli bir adım atılmış durumda. Ancak COVID-19'dan daha büyük, kitlesel mücadeleler olmadan baş edemeyeceğimiz çok daha önemli bir tehlike kapımızda: İklim değişikliği.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği, dünya üzerindeki yaşamın en büyük tehdidi konumunda bulunuyor. Üstelik bu tehlikeyi hafife alıyor olabiliriz. Yapılan yeni bir araştırmaya göre iklim değişikliğinin Dünya'nın buzullarına etkisi tahmin edilenden çok daha fazla.
Buzulların erime oranı sanılandan daha yüksek
The Cryosphere dergisinde yayınlanan yeni bir rapora göre buzulların erime hızı, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin en kötü senaryosuyla eşdeğer noktaya gelmiş durumda. Araştırmanın baş yazarı Thomas Slater, su seviyesindeki yükselmenin bu yüzyılda kıyı kesimlerinde yaşayanlar üzerindeki etkisinin oldukça yüksek olacağını söyledi.
1994 ve 2017 yılları arasında yaklaşık 28 trilyon ton buz yok oldu. Bunun üçte ikilik kısmı atmosferdeki sıcaklık, kalan üçte birlikte kısmı ise artan deniz sıcaklığı sebebiyle yaşandı. 1990'lı yıllarda yıllık 0,8 trilyon ton buzun eridiği ancak 2017 yılına kadar bu miktarın yılda 1,2 trilyon tona çıktığı tahmin ediliyor. Bu dönemde yaşanan buz kayıplarının küresel deniz seviyesini 35 mm yükselttiği anlamına geliyor.
Yakın gelecekte buz erime oranının hızlanmaya devam edeceği tahmin ediliyor. NASA tarafından Grönland'da yapılan bir çalışmada, bölgedeki 74 büyük buzulun zayıfladığı ortaya konulmuştu. Science Advances'te yayınlanan bir araştırmada, bilim insanlarının okyanusların buzullara yaptığı alttan kesmeyi hesaplamada başarısız olduğu ifade edilmişti.
NASA buzul araştırmacısı Eric Rignot, bu durumu tüm vücudun erimesi yerine ayakların kesilmesi olarak betimledi. Rignot, "Tüm vücutta meydana gelen erimenin aksine ayaklar eridiğinde tüm beden aşağı düşer. Bu, şu anki projeksiyonların tutucu olduğunun bir örneği" dedi.