Bugün televizyonda komedi programlarına bile konu olan PubG Mobile’ın indirilme sayısı 100 milyonu geçmiş durumda. Anlık 1 milyon oyuncusu bulunan PubG’nin nasıl bu aşamalara geldiğini görünce, oyun dünyasının büyüme hızı ve teknoloji pazarının insan üzerindeki etkisi hepinizi şaşırtacak.
Bu oyunun popülerliğini inceleyebilme adına öncelikle 16 Aralık 2013 tarihine dönmemiz gerekiyor. 13 Aralık 2018 tarihinde tüm dünyada tam sürüme geçen DayZ’nin nasıl kendi “canavarlarını” yarattığını öğrenince oyun ve oyuncu piyasasına bakışınız oldukça değişecek.
DayZ ortaya çıktı ve tüm oyun piyasası karıştı
The War Z isimli (ardından Infestation: Survivor Stories ismini alan) oyunun çıkması survival oyunların popülerleşmesinde ilk adım olmuştu. Oyun kısa zamanda dünyada popüler hale geldi ancak piyasada çok uzun tutunamadılar ve ortalıktan kayboldular. Bu kadar oyuncu ortada kalmaya yüz tutmuşken bir anda 2012 yılında Dean Hall (bu elemanın adını unutmayın) isimli bir arkadaşımız Bohemia Interactive’e giderek “hacılar bir oyun konsepti var ama nasıl şahane. Gelin bunu açalım ortalığı karıştırırız.” Diyerek DayZ Standalone’u yapmaya başladı.
Bohemia Interactive nasıl bir gaza gelmekse oyunun Standalone (oyun modu) versiyonuna o kadar gömüldüler ki oyun modu bir anda popülerleşti. Oyun modu çok tutunca, bunlar biz oyunu açarız dediler mi? Oyun 16 Aralık 2013’de Alpha versiyonu çıktığında 3 milyon satış rakamına ulaştı mı? Elbette. Hemen her gamerın o dönem ana problemi Alpha’ya açılmış bu oyunun bir şekilde çalışacağı ve Twitch.TV üzerinde yayınını yapacağı bir bilgisayar bulmak olmuştu. Tüm dünyada oyuncuların en büyük konusu DayZ oynamak haline geldi. Peki ne oldu dersiniz finalinde? 2014 yılında Dean Hall, “Ben kaçtım babalar” diyerek Bohemia Interactive’den ayrıldı. Oyun kendi başına kaldı öyle.
Tabi şunu kesinlikle unutmamalısınız, The War Z zaten yayıncı ve yapımcının ortada bırakıp kaçtığı bir oyun oldu, üzerine bir de bu kadar hatalı, ancak bu kadar çok satan DayZ gelince survival oyuncusu hepten sahipsiz kaldı. Daybreak Game Company (eski Sony Online Entertainment) baktı ki piyasada bir açıklık var ekmeğini yeriz baba biz bunun dedi ve H1Z1 ortaya çıktı.
H1Z1 yayınlandı ama ne yayınlandı yani
H1Z1 karışmış bir piyasaya bir anda adım attı. Arkasında Sony'nin gücü olan H1Z1’e, online Survival oyunların tadına bir türlü varamayan hemen her oyuncu “ben bu oyunu alırım aga” diyerek giriş yaptı. Bu arada hatırlatalım o dönem için özellikle Türkiye’de çok pahalıydı bu oyunlar. Youtuber ve Twitch.TV yayıncıları da yurt dışında o dönem popüler oyunların hemen hepsini oynadıkları için oyun güvenilirliği de bir anda artmıştı.
H1Z1: Battle Royale (King of the Kill) o dönemde sadece kısacık bir oyun moduydu. Öyle ki H1Z1’de survival kısmında sıkılan oyuncuların girip takıldığı “Açlık Oyunları” benzeri bir sistem olduğu için sadece vakit öldürmelik bir oyun modu olarak ortaya çıkmıştı (aa tıpkı DayZ gibi). H1Z1 hilecilerinin survival modunda artış göstermesi ve oyuncuların Survival modunda sıkılması, sonucunda bir anda birçok oyuncu, “ee biz bu kadar para verdik bu oyuna neyse şunda takılalım bari” diyerek H1Z1: Battle Royal’e giriş yaparak oyun modunu popüler hale getirmeye başladılar.
Daybreak Game Company’nin, CS:GO ve Team Fortress 2’den görüp oyuna eklediği kasa ve eşya sistemi de oyuncuların H1Z1’de daha fazla vakit geçirmesine, battle royale’in hızlı döngüsüyle sıkılmayan oyuncular sayesinde tüm dünyada battle royale rüzgarları esmeye başladı. Ancak burada da işler pek yolunda gitmedi. Daybreak Game Company oyunu geliştirme ve modernleştirme alanında oldukça problem yaşamaya başladı. H1Z1’de bulunan buglar ve glitchler öyle hallere geldi ki oyuncular kopma noktasına geldiler. Finalinde olan oldu, 23 Mart 2017’de piyasa PlayerUnknown's Battlegrounds giriş yaptı.
PlayerUnknown's Battlegrounds kapılarını herkese açtı
Piyasaya birçok tarzda survival oyun giriş yapmıştı hatta bu survival oyunlar zamanla kendi battle royale sistemlerini duyurmuşlardı. (Ark: Survival Evolved vb.) PubG’nin sadece battle royale oyun dünyasına adım atmasıyla, survival oyunların kendi içlerinde nasıl evrimleştiğini anlamış olduk. İlk 3 ayda 4 milyon satan PubG’nin H1Z1’den temel anlamda en büyük farkı “daha dinamik” olmasıydı. Oyunu elinizdeki herhangi bir PC ile oynamak oldukça zordu keza oyun yeni sistem gereksinimleri istiyordu. Yayıncılar oyunun PR’ını öyle yaptılar ki firmanın bu noktada çok fazla reklam faaliyeti yürütmesine neredeyse gerek kalmadı.
H1Z1’in demode grafiklerinin yanında PubG gerçekten daha iyi grafikler ve oynanış sağlaması nedeniyle CS:GO’dan bile oyuncu çekmeye başlamıştı. H1Z1’in stratejisini takip eden ekip “Steam Oyuncu Pazarı’na da” giriş yaptı. PubG’nin yaptığı en mantıklı hamle PC problemi yaşayan ve sürekli genişleyen kitlesinin isteklerini göz önüne almak. Oyuncu havuzunu boş bırakmak istemeyen ve doğma nedenini unutmayan ekip, oyun dünyasında az görülen bir aksiyona geçti.
PlayerUnknown's Battlegrounds Bölünmeye Başladı
- PubG
- PubG Lite
- PubG Mobile
- PubG Mobile Lite
PUBG Corporation’ın yayıncılar ve Youtuber’lar içinde popülerleşmeye başlaması yepyeni bir vizyonu beraberinde doğurdu. Oyunu oynamak isteyen insan sayısı arttıkça, firma herkes için PubG mottosunu benimsemeye başladı. Oyunu oynayamayıp sadece yayıncı izleyen kişilerin sayısı oldukça fazlaydı. Bir anda ortaya şöyle bir fikir çıkmış olmalı: “neden mobilde yokuz?”.
Oyunu ücretsiz olarak mobil platformda açma fikri pazarlama açısından ilk etapta büyük bir hata gibi görülebilir ancak “UC satışlarından” firma kendine yeni bir gelir düzenlemesi yapacaktı. Tüm herkesin oyunu oynayabilmesi için o büyük hamle geldiğinde Google Play ve Apple Store’da bir anda en popüler uygulama olması, “gamer olmayan kitleninde” ilgisini çekti.
PubG Mobile Büyüyor
- İyi bir bilgisayarı olmayan
- Gün içinde oldukça yoğun olan
- Arada bir oyun oynayan
- Öğle arasını boş geçirmek istemeyen
Ve daha çok fazlası bir anda kendini PubG Mobile içinde buldu. Normalde PC veya konsol oyuncusu olmak için sürekli cihazlarımıza bağımlı bir hayat sürüyorduk. Cebimizdeki akıllı telefonların mobilitesi göz önüne alındığında aslında PubG Mobile en kötü bilgisayarlı oyuncuyu bile PubG dünyasına taşıdı. Öyle ki “akşam eve gidip saatlerce oyun oynayacağım” cümlesini kurmaz anında telefondan oyuna bağlanır olduk.
PubG Corporation buradaki en mantıklı hamlesini, “Kötü telefonları olanlar napsın kardeşim? Biz taş mı yiyelim?” diyenler için PubG Mobile Lite’ı yayınlayarak yaptı. PC ve Mobil oyuncuları bir araya getirerek oldukça büyük bir topluluk sahibi olan firmanın, geçmişte rakiplerinin düştüğü hataları düşmemek adına büyük bir savaş verdiği görülüyor. Öyle ki oyun son dönemde CS:GO’nun bile rakibi haline geldi. Oyuncu ve topluluğuna çok büyük değer veren PubG ekibinin düzenli olarak aylık hileci banlama sayılarını yayınlaması bile durumu gözler önüne seriyor.
Özetleyecek olursak aslında;
- Survival oyunlar pazarının oluşması
- Pazarı seven büyük bir oyuncu topluluğu
- Pazarda kısa zamanda popülerleşen ve düşen firmalar
- Oyuncu sorunlarını görmezden gelen firmalar
- Pazarda yaşanan büyük açık
- H1Z1’in survival oyunlara battle royale modu entegrasyonu
- PlayerUnknown's Battlegrounds’un doğuşu
- Daha iyi bilgisayar ihtiyaçları
- Dünyada yaşanan ekonomik krizler
- Akıllı telefon piyasasının büyümesi
- PubG Mobile’ın doğuşu
- Herkes için PubG
Elbette bu başarının arkasında bir firmanın sadece tek konseptli bir oyun üzerine çalışması da gösterilebilir. Sadece battle royale konsepti içinde yapılabilecek aslında ne kadar çok geliştirme olduğu gözler önüne seriliyor. Bugün baktığınızda büyük bir oyuncu dünyası var ve oyunlar artık sadece “oyuncular” için değil.
Bu denli uzun bir yazının ardından sizler ne düşünüyorsunuz? PubG Mobile’ın inanılmaz yükselişi konusunda fikirlerinizi lütfen bizimle yorumlarda paylaşın.