Pek çok kişi sabah uyandığı zaman sosyal medyadan, bazı mobil uygulamalardan ya da gazetelerin Yıldız Falı köşelerinden günlük burç yorumunu okur. Astroloji alanında uzman kişiler bazı özel yıldız haritaları ve gezegen hareketleri çerçevesinde insanların ait oldukları burçları baz alarak zaman içinde yaşayacakları şeyleri öngörürler. Biraz daha derin baktığımız zaman bu tanım bize farklı bir kavramı da çağrıştırmıyor mu?
Irkçılık; insanları elinde olmayan nedenlerle sahip olduğu özelliklere göre yargılamaktır. Irkçılar insanlara doğdukları yere göre belirli özellikler atfederken, astroloji söylemlerine inanan kişiler insanlara doğdukları tarih ve zamana göre belirli özellikler atfediyorlar. The Center for Inquiry internet sitesinde Benjamin Radford tarafından kaleme alınan bir yazı, astroloji ve ırkçılık arasında daha önce hiç fark etmediğimiz bazı benzerlikleri ortaya koyuyor.
Kısaca astroloji nedir?
Astroloji; insanları doğdukları tarih ve saate göre belirlenen 12 burçtan birine ait olarak görür ve bu burçlara ait insanların bazı temel özelliklere sahip olduğunu iddia eder. Daha sonra bazı gök cisimlerinin hareketlerini yıldız haritaları üzerinden inceleyerek burçların insanlar üzerindeki etkilerini anlatırlar. Kısaca dünya insanlarını 12 gruba ayırdıklarını söyleyebiliriz.
Kısaca ırkçılık nedir?
Irkçılık; dünya insanlarını doğdukları yere, ten rengine, dinine ve doğuştan sahip olduğu bazı özelliklere göre kategorize eder ve her kategorinin belirli özellikleri olduğunu iddia eder. Irkçılar, her ırkın kendine ait değiştirilemez özellikleri olduğunu ve bazı ırkların daha iyi ya da daha kötü olduğunu savunurlar. Kısaca dünya insanlarını birkaç temel gruba ayırdıklarını söyleyebiliriz.
Irkçılık ve astroloji aynı inanç sistemi üzerine kurulu:
Benjamin Radford, yazısında; ırkçıların ve astrologların insanları belirli gruplara ayırdığını ve bu gruplara özel, değiştirilemez özellikler atfettiklerini söylüyor. Bu özellikler sayesinde insanlara, belirli olumlu ya da olumsuz önyargılarla yaklaşıyorlar. Yani bir insanın burcu ya da ırkı, daha o insanı tanımadan hakkında bazı fikirler oluşturmamıza neden oluyor.
Irkçıların; siyahileri tembel, Yahudileri cimri, Arapları terörist, Asyalıları evde robot yapan kişiler olarak gördüklerini söyleyen Radford; astrolojiye inanan kişilerin de yengeç burçlarını duygusal, koç burçlarını doğuştan lider, ikizler burçlarını uyumsuz olarak gördüğünü söylüyor. Yani o kişinin kim olduğu önemli değil, bu özellikler yalnızca o kişiye verilmiş bir etiket üzerinden okunuyor.
Ünlü bilim insanı Carl Sagan; ırkçılık, cinsiyetçilik ve astroloji gibi önyargı temeli inanç sistemleri üzerine kurulan düşüncelerin insanları, diğer insanları tanıma zahmetinden kurtardığını ve karşınızdaki kişiyi birkaç temel tipten birilerine yerleştirerek artık onun tüm özelliklerini bilebildiğinizi ironik bir dille anlatmıştır.
Bu önyargılar korkunç boyutlara varabiliyor:
Günümüzde hala devam etse de eskiden daha açık söylenen gerçekler vardı; biz şu milletten kız almayız, benim oğlum şu dinden biri ile evlenemez, benim iş yerimde şu ırktan biri çalışamaz ve daha nicesi. Peki, bu durum özellikle bazı olumsuz niteliklerle anılan burçların da başına gelmiyor mu?
Tamam belki hiç bir aile kızının evleneceği kişi boğa burcu olduğu için olayı kan davasına çevirmemiştir ama henüz flört aşamasında kimbilir kaç kişi burcuna duyulan önyargılar yüzünden anlamsız bir kendini savunma mekanizması geliştirmiştir. Hoşlandığı kişilere ilk olarak burcunu soran milyonlarca insan var. Tıpkı aslen nereli olduğunu ısrarla sormak gibi.
Bu tip önyargılar çok daha korkunç boyutlara varabiliyor. Çin’in Wuhan kentinde bir iş yeri, iş alımlarında başak ve akrep burçları ile çalışmak istemediğini, bu kişilerin alıngan ve eleştirel olduğunu açıkça dile getirmiştir. The Toronto Sun şirketinin yöneticisi iş alımlarında oğlak, terazi ve balık burcu kişilere öncelik verdiklerini de belirtmiştir.
The Toronto Sun şirketi bu konuda karşılaşılan tek örnek değil. Avustralya’da faaliyetlerini sürdüren bir sigorta şirketi, 2009 yılında yayınladığı bir iş ilanında oğlak, boğa, kova, koç ve aslan burcu çalışanlar aradığını açıkça belirtmiştir. Bunun anlamı, şirket yalnızca belirli tarih ve zaman diliminde doğan kişilere güveniyor. Tıpkı bazı insanların yalnızca beyaz tenli insanlara güveniyor olması gibi.
Önyargıları yumuşatma çabaları daha da ayrımcı:
Naziler, katledecekleri kişilerin 1/16 Yahudi olmasına bile katlanamıyorlardı. Aynı şekilde diğer ırkçılar da ten renginizin bilinenden farklı olarak biraz daha koyu olmasına bile şüpheyle yaklaşırlar. Dini ritüellerini gizlice yerine getiren insanlar, nereli olduğu söylemekten çekinen insanlar ve daha nicesini hepimiz biliyoruz.
Peki, yeni tanıştığınız bir kişiye olumsuz özellikler ile anılan burcunuzu söylerken çekinmiyor musunuz? Son birkaç yıldır pek çok kişi bu konuda üzerinde baskı hissettiğini sosyal medya platformlarında paylaşıyor. Doğum saatinize göre belirlenen yükselen burcunuzun özellikleri ile bu önyargılar yumuşatılmaya çalışılıyor ancak bu yalnızca ayrımcılığı detaylandıran başka bir nokta olarak görülüyor.
Bazı astroloji uzmanlarının, burçlar hakkında yaptıkları yorumlar sırasında her insanın özel olduğunu vurgulasalar da yine de insanlığı 12 temel burç üzerinden değerlendirdiğini söyleyen Benjamin Radford, bir insanın doğduğu tarih ve saate göre o hafta sevgilisi ile kavga etme ihtimalinin bilimsel temelli olmayan bir önyargı sistemi ile ortaya konulduğunu söylüyor.
Astroloji ve ırkçılık insanları bilinçsiz yönelimlere zorluyor:
Tüm siyahilerin gangster olduğunu iddia etmek sapkın bir düşüncedir. Tüm siyahilerin gangster olduğuna ve olacağına inanarak onları eğitimden, insani ihtiyaçlardan ve gelişmeleri için gerekli koşullardan onları uzak tutmak, bu insanların ileride gangster olma ihtimalini arttıran radikal eylemlerdir.
Aynı şekilde bir insanın yalnızca burcu nedeniyle bağlanma sorunları olduğunu düşünmek de sapkın bir düşüncedir. Bir burcun bağlanma sorunları olduğunu ve partnerini aldatacağını düşünerek ona psikolojik baskı uygulamak da kişiyi şartlandırarak bu düşünceye yönlendirecek radikal bir eylemdir.
Kısaca özetlemek gerekirse; bir kişinin burcu ya da ırkı nedeniyle bir şey yapacağını düşünerek hareket etmek, o kişiyi bilinçsiz bir şekilde bu eyleme yönlendirecek ve önyargılı kişi sonunda haklı çıktığı için sevinecektir. Halbuki önyargılar olmadan tüm insanlarla eşit şartlarda yapılan değerlendirmeler olmadığı sürece kimsenin doğuştan gelen özellikleri nedeniyle bir şey yaptığı iddia edilemez. Bu durum ne bilimsel ne de etiktir.
Uzaktan bakıldığı zaman aslında birbiri ile hiçbir ilişkisi olmayan bu iki kavramın, aslında aynı önyargı sistemi üzerine kurulu olduğu iddiası oldukça çarpıcı ve aynı zamanda da düşündürücü. Hangi burç olursanız olun konu ile ilgili düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.