Gerçek Bir Oyun Bağımlısı Olduğunuzu Gösteren 7 İşaret

Her ne kadar son derece eğlenceli olsa da gereğinden fazla oyun oynamak, hem fiziksel hem de zihinsel olarak hasarlar bırakabilliyor. Yeri geliyor sosyal hayatımızı kaybediyoruz, yeri geliyor dirseklerimizde hiç geçmeyen bir ağrı ile karşı karşıya kalıyoruz. Hasarların kalıcı hale gelmesini engellemek için, sadece oyun oynamaktan zevk alan bir insan olmanın ötesinde bir bağımlı olabileceğinizi gösteren işaretleri sizler için listeledik.

İster mobil ister PC platformlarında olsun, oyun dünyasının hayatımızın büyük bir çoğunluğunu meşgul ettiği kaçınılmaz bir gerçek. Oyunda 2 adam vurmak, diğer oyuncuların önüne geçmek ya da engellerden zıplamak son derece eğlenceli gelse de zamanla oyun oynamaya bağımlı hale geliyoruz ve işin kötü yanı, bu bağımlılığın farkına bile varmıyoruz

Oyun bağımlılığının da sigara, alkol ya diğer bağımlılıklardan hiçbir farkı yok aslında. Adı üstünde, bağımlılık. Tıpkı diğer türlerde olduğu gibi bir oyun bağımlısı olup olmadığını anlamanın yolları bulunuyor. Aşağıda verdiğimiz 10 sorudan en az 3’üne evet yanıtı veriyorsanız, oyun oynamaya harcadığınız vakti gözden geçirmekte, hayatınızı belirli bir düzene sokmakta fayda var. 

Oyun bağımlısı olmak zararlı mı? 

Oyun bağımlısı olup olmadığınızı öğrenmeden önce, bağımlı olmanın ne kadar zararlı olabileceğinden bahsedelim biraz. “Tek zevk aldığım şey oyun, kimseye de bir zararım yok. Bağımlıysam da bağımlıyımdır ne yapalım yani?” diye düşünebilirsiniz. Aslına bakarsanız gereğinden fazla oyun oynamak bize hem fiziksel hem de zihinsel olarak zarar verir ancak biz sadece en ilkel sayılabilecek zararlara odaklanmak istiyoruz. 

Oyun oynamak güzel, eğlenceli ancak bizler doğası gereği sosyal varlıklarız. Gün içerisinde insanlarla konuşmamız, diğer ilgi alanlarına yönelmemiz ve oyun dışında kendimize de vakit ayırmamız gerekiyor. Takım arkadaşlarınızla oyun içerisinde konuşmanın, "B’ye smoke attım kanka" demenin sosyalleşmek olduğunu düşünüyorsanız, kendinizi kandırdığınızı söylemekte fayda var. Gününüzün çoğu saatini oyun oynayarak geçirmek, yemek yemek ya da duş almak gibi sadece hayatımızı idam ettirmemize yarayacak şeyleri bile pas geçmemize yol açar. 

Biz oyun bağımlısı olduğunuzu gösteren işaretleri söyledikçe, siz bu bağımlılığın ne kadar zararlı olduğunu kendi gözlerinizle göreceksiniz. Gelin bu önemli işaretlere ve kaçına evet diyeceğinize hep birlikte bakalım. 

Yatakta, okulda ya da alışverişte tek düşündüğünüz şey oyun oynamak mı? 

Oyun bağımlısı olduğunuzu gösterebilecek en güçlü işaretlerden birisi, oyun oynamadığınız sıralarda bile tek düşündüğünüz şeyin oyun oynamak olması. Bilgisayarı kapattınız ya da telefonu artık bir kenara koydunuz diyelim. Eğer ilk düşündüğünüz şey oyun oynamaya bir daha ne zaman geri döneceğiniz ise, minik de olsa bir problemin baş gösterdiğini belirtelim. 

Okulda, alışverişte ya da başka bir yerde sadece oyun oynamayı düşünmek, o an odaklanmanız gerektiği işi adam akıllı yapmamanıza yol açar. Halbuki bir işle uğraştığınız zaman, yapmanız gereken şey odağınız tamamen o işe yöneltmek olacaktır. Bu huyunuzun böyle devam etmesine izin vermek, oyundaki aiminizi güçlendirse de gerçek hayattaki başarılarınızı bir bir azaltmaya başlayacaktır. 

Ailenizden ya da yakın arkadaşlarınızdan sık sık oyun oynadığınıza dair uyarılar alıyor musunuz? 

Bu soru sizlere çok klişe bir soru gibi gelebilir çünkü genellikle ailelerimizden sıkça “Azıcık odandan çık da yüzünü görelim” “Yine mi oyun oynuyorsun?” “Biraz az bağır sesin odaya kadar geliyor” gibi uyarılar duyarız. Eğer gereğinden fazla oyun oynuyorsak, erkek ya da kız arkadaşlarımızdan onlara yeterince zaman ayırmadığımıza dair şikayetler de bol bol işitiriz. 

Yüzeysel olarak baktığımız zaman yakınlarımızın bize saygı duymadıklarını düşünürüz ancak işin alt yapısında dikkatli atmanız gereken hassas adımlar bulunur. Kendinize, acaba sevdiklerimi ihmal edecek kadar fazla mı oynuyorum diye dürüstçe bir sorun.

Eğer cevabınız evet ise ne onlara kızmaya, ne de sizlere saygı duymadıklarını düşünmeye hakkınız var. Yapmanız gereken tek şey, oyun ve sosyal hayatınızı dengeleyip, yakınlarınıza gereken vakti ayırmak olacaktır. Ayrıca size bu tarzda uyarılar yapan insanlara karşı agresif davranmaya başlamanın da oyun bağımlısı olduğunuzu gösteren bir diğer işaret olduğunu söylemekte fayda var.

Arkadaşlarınızın sizden uzaklaştığını düşünüyor musunuz?

 

Aslında bu soru, az önce verdiğimiz örneklerle oldukça bağlantılı. Arkadaşlarınıza yeterince vakit ayırmamak, oyun dışında başka bir şeyden konuşmamak sizi sosyal çevrenizden alıkoyup asosyal birisi haline getirecektir. 

Yavaş yavaş arkadaş çevrenizin azaldığını, oyun oynamaya devam ettikçe arkadaşlarınızla daha az görüştüğünüzü fark etmeye başladıysanız bir oyun bağımlısı olma yolunda emin adımlarla ilerlediğinizi söylemekte fayda var. 

Yemek yemek, duş almak gibi son derece basit eylemleri sırf oyun yüzünden erteliyor musunuz? 

Oyun bağımlısı olmanın belki de en kötü yanı, temel ihtiyaçlarınızı oyun yüzünden ertelemektir. Oyun oynamak düzenli beslenmenizi engelliyorsa, şimdiden eyvahlar olsun demekte fayda var. Gereksiz kilo kaybı ve açlığınızı geçiştirmek için yediğiniz abur cuburların size yağ, kilo ve sivilce olarak geri dönecek olması, beslenme düzeniniz bozulursa başınıza gelecek ilk şeylerden. 

Duş almayı ertelemekten bahsetmek bile istemiyoruz aslında. Aman odamdayım kimse yağlı saçlarımı görmeyecek gibi bir düşünceye kapılmak son derece yanlış, pasaklı ve sağlıksız bir hareket olacaktır. Bu tür alışkanlıklar edindiğiniz zaman oyundaki insanlar halinizi görmeyecek haklısınız ancak sosyal hayatınıza geri döndüğünüz anda bu alışkanlıklardan vazgeçmek hiç de kolay olmayacak. Bu yüzden ne yaparsanız yapın, beslenmenize ve kişisel hijyeninize dikkat edin. 

Oyun sırasında diğer oyunculara sinirlenmeye, bağırmaya başladığınız oluyor mu?

Oyun oynarken elbette hepimiz sinirlenir, öfkeleniriz. Özellikle küfür etmek dışında hiçbir şey bilmeyen Rus CS:GO oyuncuları yüzünden. Sinirlenmek herkese mahsus bir özellik, ancak bunun hiçbir şekilde kronikleşmemesi gerekiyor. 

Takım arkadaşlarınıza ya da rakibe bağırıp çağırmak ne karşıdaki insanda herhangi bir değişiklik yaratacak ne de oyunun gidişatını değiştirecektir. Siz sadece kendi kendinizi sinirlendirmekle kalıp, belki de oyundan sonra sinirden ne yapacağınızı bilmeyecek bir hale geleceksiniz. Böyle durumlarda sorulacak çok basit bir soru var. Kendinizi sırf bir oyun yüzünden böyle sinirlendirmenize değer mi? Eğer cevabınız hayır ise size sinir harbi yaşatan oyunla aranıza biraz mesafe koymak son derece yararlı olacaktır.

Çevrenizdeki insanlara ne kadar süredir oyun oynadığınıza dair yalan söylüyor musunuz? 

Yalan söylemek zaten kötü ancak ne kadar süredir oyun oynadığınıza dair yalan söylemek daha da kötü. Bu, sırf biraz daha oyun oynayabilmek için çevrenizdeki insanlarla aranızda olan güven bağını zedelemek anlamına gelir. Saatlerdir oyun oynamanıza rağmen yakınlarınızda “dur daha yeni başladım” gibisinden yalan söylüyorsanız ağır olmasa da oyun oynamaya yavaş yavaş bağımlı hale geldiğinizi söylemekte fayda var. 

Fazla oyun oynamaktan fiziksel acılar çektiğiniz oldu mu?

 

İster en kaliteli oyuncu koltuğu olsun, ister yine aynı kalitede bilek dayama yastığı. Gereğinden fazla yaptığımız her aktivite, bir süre sonra fiziksel olarak bize zarar vermeye başlar. Öncelikle kollarımız ve kafamız hareket etse de vücudumuz çok uzun bir süre hareketsiz kalıyor ve bu da obezite ve eklem hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa sebep olabiliyor. 

Amacımız oyun oynamayı tamamen bırakın gibi içi boş tavsiyeler vermek elbette değil ancak sağlığınızı rahatsız edecek derecede bir oyun bağımlısı olduysanız, vücudunuz er ya da geç size çeşitli rahatsızlıklarla sitem etmeye başlayacaktır ve açıkçası kimsenin göz göre göre kendi vücuduna zarar vermesini istemeyiz. 

Kaçta kaç yaptınız? 

Gördüğünüz üzere oyun kurdu olmanın ilerisinde bir bağımlı olabileceğinizi gösteren en belirgin işaretler, yukarıda saymış olduklarımız. Kişisel olarak fazla oyun oynamanın bambaşka zararlarını görebilirsiniz ancak yukarıdaki işaretlerden kaçta kaç yaptığınız gerçekten de önem arz ediyor. 

Eğer hepsine evet dediyseniz, bir an önce oyun hayatınızı gözden geçirmenizi ve odağınızı başka ilgi alanlarına yöneltmenizi tavsiye ediyoruz. En az oyun kadar severek yapacağınız başka bir hobi bulursanız, oyun oynama sürenizi de buna göre azaltmış olacaksınız. Eğer sadece yarısına veya yarısından az soruya evet cevabını verdiyseniz, yol yakınken bu bağımlılıkla mücadele etmekte ve işler daha da kötüleşmeden bu bağımlılığın bilincinde olmakta fayda var. Eğer bu bağımlılıkla nasıl mücadele edeceğinizi bilmiyorsanız, dilerseniz bir sonraki yazımızda bundan bahsedelim. Görüşlerinizi yorumlarda bekliyor olacağız.