Esrarengiz olaylar serimizin bu haftaki konusu, kendiliğinden alev alarak can vermiş ve geriye sadece bacağı kalmış Mary Reeser’in gizemli ölümü var. Kulağa her ne kadar imkansız gelse de Mary'nin vücudu saatlerce ateşe maruz kalmışcasına kül oluyor ve yaşlı kadın dışında evin hiçbir yeri yangından zarar görmüyor.
1950’li yıllarda gerçekleşen bu olay için ortaya birçok iddia atılıyor, kimisi Mary’nin elinde sigara ile uyuduğunu kimisi de vücudundaki alkol yüzünden alev aldığını söylüyor ancak hiçbir teori, otopsi sonuçları ile karşılaştırıldığı zaman tam olarak kanıtlanamıyor. En sonunda FBI, Mary’nin vücudundaki yağın alev alması sonucunda öldüğünü söylüyor. Dilerseniz aniden alev alan başka insanların ve Mary’nin gizemli hikayesine birlikte bakalım.
Mary, sandalyesinde son kez uyuyakalıyor...
Yıl 1952, sıcak bir temmuz ayında 67 yaşındaki Mary Reeser’ı oğlu Richard evinde ziyaret ediyor. Akşam saatlerinde gerçekleşen bu ziyarette Mary, oğluna uykuya rahat bir şekilde dalmak için kullandığı ilaçlardan iki tane aldığını belirtiyor. Bu ilaçlar Mary’e reçete ile verilmese de Richard doktor olduğu için annesinin bu tür ilaçlar almasında herhangi bir sakınca görmüyor.
Richard evden ayrılıyor, Mary de son kez uyuyacağını bilmeden, sallanan sandalyesinde uykuya dalıyor. Bundan sonra yaşanan olaylar, Mary’nin ev sahibi Pansy’nin dilinden anlatılıyor.
Mary’nin hemen yan dairesinde oturan Pansy, sabahın erken saatlerinde saat 5 gibi küt diye bir ses duyuyor ve korkmuş bir şekilde yataktan kalktıktan sonra odasının penceresinden çevreyi kolaçan ediyor. Sokak her zaman olduğu gibi sessiz, kimseler yok ve rüya gördüğünü düşünen Pansy, yatağa geri dönüyor.
Tekrar uykuya dalmadan önce Pansy’nin burnuna yanık kokusu gelmeye başlıyor. Biraz daha zaman geçtikten sonra saat yaklaşık 8 gibi Pansy, Mary'e gelen bir telegrafı teslim etmek için kadının dairesine gidiyor ve koridorda yoğun bir isin olduğunu fark ediyor. Daire kapısını açmak isteyince, kapı kolunun tutulamayacak derecede sıcak olduğunu görüyor.
Pansy yakınlarda oturan bir komşusundan yardım istiyor, adamın yardımı ile birlikte kapı açılıyor ve ikili gerçekten de korkunç bir manzara ile karşılaşıyorlar. Manzara tam olarak şu; kemik ve kül yığını, küçülmüş bir kafatası, tüten dumanlar ve bir adet bacak.
Bacak hariç vücüdu küle dönüştürmeyi başaran alevler, eve hiçbir zarar vermemiş
Olay yerine elbette yetkililer çağrılıyor ve yangın şüphesinden dolayı eve ilk gelen itfaiye oluyor. İtfaiye yetkilileri, Mary’nin bacağında siyah terliğinin hala durduğunu, yanmış kafatasının ise bir kahve fincanı kadar küçüldüğünü söylüyor. İlginç olan şey, tamamen yanmış ve küle dönmüş bir vücuttan kalan bacakta hiçbir yanık izine rastlanmaması. Ancak ev ve küle dönen vücut arasında birbirinden ilginç bağlantılar kurulmaya da devam ediyor.
Böylesine küle dönmüş bir vücuda ne olduğunun anlaşılması için bir krematoryum uzmanı çağrılıyor. Adam, Mary’nin vücudunun bu hale gelebilmesi için 650 santigrat derecede, yaklaşık 3-4 saat boyunca yanması gerektiğini söylüyor. Böylesine bir alev için de evin tıpkı Sodder ailesinin evinde çıkan yangın gibi yanıp kül olması gerekiyor.
Olay tam olarak burada tuhaf bir hal almaya başlıyor. Mary’nin oturduğu sandalye dışında evin hiçbir yeri yangından zarar görmemiş. Durum o kadar tuhaf ve anlamsız ki, sanki birisi Mary’i oturduğu sandalye ile evinden almış, 3-4 saat boyunca kadının bacağından ve birkaç parça omurga kemiğinden bir şey kalmayana kadar aleve maruz bırakmış ve her şey bittiğinde evine tekrar yerleştirmiş gibi duruyor.
Evde ışık düğmeleri ve masada duran mumlar tamamen erimiş ancak prizlerin hepsi sağlam bir şekilde duruyor, daha sonra polisin yaptığı detaylı incelemede de evin elektrik aksamında herhangi bir sıkıntı olmadığı çıkıyor. Mary’nin yakınlarında bulunan bir gazete yığını da alevlerden hiçbir şekilde zarar görmemiş, sapasağlam duruyor. Eve gelen itfaiyecilerden birisi evin, içinde durulamayacak kadar sıcak olduğunu söylüyor ancak eve baktıkları zaman yanmaya devam eden herhangi bir alev tespit edilemiyor.
FBI'a göre Mary, elinde sigara ile uyuyakaldığı için ölüyor
Polis, olay yerinde topladığı külleri, halıyı, bir metal parçayı ve sandalyeden geriye kalanları FBI’ya gönderiyor. FBI, yangının başlama sebebini öğrenebilmek için bir soruşturma başlatıyor ve incelemeler sonunda yanıcı hiçbir şey tespit edemeyen FBI, halının üzerinde eriyen yağ birikintisi buluyor.
FBI ve polis, yangının neden çıktığına dair birkaç fikir yürütüyor. İlk fikir, yangının elektrik aksamından çıkmış olması ve ancak polisin kendisi de evde elektrik konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını biliyor. Ayrıca yangın elektrik yüzünden çıksa sadece Mary değil, bütün ev yanıp kül olurdu.
İkinci fikir biraz daha gerçekçi görünse de hiçbir zaman kesin olarak kanıtlanamıyor. Olaydan sonra komşulardan birisi, camdan Mary’nin sigara içtiğini gördüğünü söylüyor. FBI da Mary’nin elinde sigara ile sallanan sandalyesine gittiğini ve bu şekilde uyuyakalmış olabileceğini düşünüyor. FBI, evden teslim edilen metal parçanın aslında bir çakmağa ait olduğunu düşünüyor. Hazırlanan rapora göre Mary’nin elinden sigarası düşünce kadının geceliği alev alıyor ve halihazırda kilolu olan kadının vücudundaki yağlar, bu yangını körüklemeye yetiyor.
FBI’ın hazırladığı rapor, yaşanan olayı açıklayamıyor
Şimdi durup FBI’ın Mary’nin ölümü ile ilgili açıkladığı detayları düşünelim. Vücut yağı elbette yanmaya müsait bir şey ancak eğer alevin körüklenmesine sebep olan şey vücut yağı ise geriye kalan tek organ nasıl Mary’nin bacağı olabiliyor?
Böyle bir şeyin yaşanabilmesi için Mary’nin sallanan sandalyesinde oturduğu sırada bir bacağını kalçasının altına aldığını diğerini de sallandırmış olabileceğini düşünüyorum. Belki de alevler sallanan bacağa ulaşana kadar gücünü yitirdi ancak krematoryum görevlisinin söylediği şeyleri hatırlıyor musunuz? Mary’nin vücudunun büyük bir kısmını küle dönüştürmeyi, kafatasını da bir fincan kahvesi kadar küçültmeyi başaran alevler, nasıl oluyor da bacağa gelince bir anda etkisini yitiriyor?
Durumun tam olarak böyle olduğunu düşünelim; alevler bacağa ulaşana kadar 600 derece santigrat sıcaklığı geçmiş, harıl harıl. Hadi hemen yanda bulunan koltuğu pas geçti alevler, koltuğun süngeri bir şekilde yanmaya karşı korunaklıydı. Peki ya gazetelerden oluşan yığın? Bana göre FBI’ın hazırladığı rapor, Mary’nin ölümünden sonra akılda oluşan soruları yanıtlamaya yetmiyor. Sadece bana değil, o dönemde yaşayan diğer insanlara da yeterli gelmemiş olacak ki, ortaya FBI’ın dışında birçok teori atılıyor. Dilerseniz gerçek olmaya en yakın teorilere birlikte bakalım.
Teori 1: Mary'e yıldırım topu çarptı
Mary’nin ölümünü yıldırım düşmesi ile bağdaştıran birçok mahalle sakini bulunuyordu. Aslına baktığımız zamanda da böylesine bir ölümün bir yıldırımın elinden gelmiş olması çok da imkansız değil; tabii Mary dışarıda olsaydı. Mary’nin ölümünü araştırmak için tutulan bir dedektif olan Cass Burgess’e gelen bir mektup, insana ancak bu kadar saçmayalabilirdin dedirtiyor.
Gelen mektupta şunlar yazıyor; “Bir yıldırım topu camdan içeri girdi ve kadına çarptı. Tüm bunlara kendi gözlerimle şahit oldum.” Ne bu mektup, ne de yıldırım çarpması üzerinde pek de fazla durulması gerektiğini düşünmüyorum. Mary’nin kafasının üzerinde betondan bir çatı bulunmasa, yıldırım çarpması ihtimalinin en olası teori olacağını söyleyebilirdim ancak pencereden uzak bir sandalyede, yıldırıma yakalanma olasılığının sıfırın da altında olduğunu söyleyebiliriz.
Teori 2: Mary’nin ölümü, aslında bir cinayetti
Ortaya atılan teorilerden bir diğeri, Mary’nin bir cinayete kurban gitmesiydi. Söylenenlere göre Mary’nin evine termit bombaları atılmış ve yaşlı kadın kerosen, magnezyum ve fosfor içeren bu bombalar yüzünden acılar içinde ölmüştü.
Termit bombalarının tam olarak ne olduğuna baktığım zaman bu tür bombaların metal oksitle reaksiyona girdiğini, bulunduğu yerin sıcaklığını bir hayli yükselttiğini ve etrafına kıvılcımlar saçtığını öğrendim. Bulunduğu yerin sıcaklığını yükseltmek deyince aklıma itfaiyecinin dile getirdiği “ev içinde durulmayacak kadar sıcaktı” ifadeleri geldi.
Bu bağlamda belki de gerçekten termit bombalarının olayla bir ilgisi olabilirdi ancak çevreye kıvılcım saçmaları demek, en azından sandalyenin hemen yakınında bulunan koltuğun ve gazete yığınının da alev alması demek olurdu. Hem bu unsur hem de FBI’ın olay yerinde patlayıcı madde bulamaması, termit teorisini ortadan kaldırmaya yetiyor.
Teori 3: Mary, kendi kendine alev alarak öldü
Son 300 yılda kendi kendiliğinden alev alarak ölen 200’e yakın kişi bulunuyor. Aslına bakarsanız bu konu üzerine yapılan bilimsel çalışmalar bile var ancak hiçbir çalışma, profili çoğunlukla alkolik ve yaşlı olan insanların neden bir anda alev alarak küle dönüştüğünü açıklamaya yetmiyor. Dilerseniz Mary ile benzer bir şekilde, bir anda alevler içinde kalarak ölen kurbanları daha yakından tanıyalım.
İtalya’da 1745 yılında, Cornelia Bandi adında bir kontes, bacakları hariç tamamen küle dönmüş bir şekilde bulunuyor. 1982 yılında yine benzer bir olay yaşanıyor ve Jean Saffin’in ailesi, kadının bir anda alev alarak küllere dönüşmesine tanıklık ediyor.
Biraz daha yakın bir zamana bakmak istediğimizde de 2010 yılında Michael Faherty adında İrlandalı bir adamın, evinde küllere dönmüş bir şekilde ölü olarak bulunduğunu görüyoruz. 53 yaşında yaşlı bir kadın olan Helen Conway de torununa bakıcılık yaptığı sırada bir anda alev alıyor ve alevleri gören komşulardan birisi, itfaiyeyi arıyor. İtfaiye olay yerine ulaştığı zaman kadından geriye sadece küller kalıyor ancak böyle bir ölüme rağmen kadının vücudu dışında evin hiçbir yerinde herhangi bir yangın izine rastlanmıyor.
İnsan nasıl kendiliğinden alev alır dediğinizi duyar gibiyim
Kendi kendiliğinden alev alma gibi bir şeyin akla mantığa sığması zor bir şey olduğunuzu biliyorum ancak konu için yapılan, yarı bilimsel yarı parapsikolojik açıklamalar bulunuyor.
Kendiliğinden yanma olayına getirilen ilk açıklama, fitil etkisi oluyor. Bu olayın gerçekleşebilmesi için cildimizin ürettiği yağın, giydiğimiz kıyafet tarafından emilmesi gerekiyor ve en küçük bir kıvılcımda alevler içinde kalıyoruz. Bazı bilim insanları, bu bağlamda fitil efektinin mikrodalga kuramı ile birlikte çalıştığını düşünüyor. Mikrodalga fırınlarda ısı nasıl sadece su molekülleri arasında iletiliyorsa, kendiliğinden yanma vakalarında da ısı yine belirli moleküller arasında geçiş yapıyor ve bu sayede vücut dışında herhangi bir yer, alev almıyor.
Bu konu için getirilen bir diğer açıklama ise vücudumuzda bulunan yabancı maddeler ile bağdaştırılıyor. Vücudumuzun çoğunluğunu su oluşturuyor ancak metan gazı ve vücut yağı, kolayca yanabilen maddeler arasında yer alıyor. Bazı bilim insanlarının ortaya attığı teoriye göre statik elektrik, bakteriler, fazla kilo, stres ve alkol tüketimi bir araya geldiği zaman kendiliğinden alev alma denilen olay gerçekleşebiliyor. Brain J. Ford isimli bir biyolojist ise vücutta yüksek miktarda bulunan asetatın yine aynı şeye yol açabileceğini söylüyor. Vücutta asetatın yükselmesine yol açan en büyük etkenlerin arasında alkol ve diyabet bulunuyor.
Gördüğünüz üzere bu belirtilerin hepsi, Mary Reeser'da da bulunuyor ancak elbette kendiliğinden alev alma olayının tamamen bilime dayalı bir açıklaması olmadığı için bu olay paranormal bir aktivite olarak adlandırılıyor ve kesinliği hiçbir zaman kanıtlanamıyor. Yaşlı Mary'nin neden öldüğü, küle dönüşmesine rağmen evin başka bir yerinde nasıl hasar olmadığı hiçbir zaman açıklanamıyor.
Esrarengiz olaylar serimizin bu haftalık sonuna geldik. Açıkçası Mary Reeser'in ölümü, benim bugüne kadar delicesine merak ettiğim, acaba gerçekten neler yaşandı dediğim bir olay. Kadının küle dönüşüp geriye sadece bacağının kalmasına karşın gerçekten de mantıklı bir açıklama getiremiyorum. Mary'nin ölümü hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Sizce kendiliğinden alev alarak ölme diye bir olay gerçekten olabilir mi?