Tesla gibi şirketler sayesinde çokça duyduğumuz otonom araçlar ulaşım, taşımacılık ve daha birçok alanın geleceği olacak gibi görünüyor. Sürücüsüz araç teknolojileri gün geçtikçe daha güvenli, daha kolay kullanımlı ve daha yaygın hale geliyor. Elektrikli araç üretmeye soyunan şirketlerin bir kısmı, çıkaracağı arabalarda bu teknolojiye yer verecek.
Tesla’nın Semi isimli kamyonu da otopilot özelliğiyle tanıtılmıştı. Ancak birçoğumuzun sandığının aksine Semi, dünyanın kamu yollarında sürüş izni olan ilk otonom kamyonu değil. Hayır, Lyft ya da Waymo da değil. Bu konudaki ilk girişim, İsveçli bir startup projesinden gelmiş.
“Elon yokken biz vardık”
2016 yılında bir startup projesi olarak çıkış yapan Einride, bugün 100 kişilik bir kadroya ve 41 milyon dolarlık bir bütçeye sahip. Bu rakam, Einride’ın rakibi olan dünya çapındaki şirketlere göre neredeyse hiçbir şey. Ancak yine de şirket, dünyanın yola çıkabilen ilk otonom kamyonunu herkesten önce çıkarmış ve bu bir startup projesi için oldukça büyük bir başarı. Einride’ın ortak kurucularından olan Linnéa Kornehed, milyarlarca dolar bütçeye sahip otonom araç üreticilerine karşı kazanılan bu zaferi şu sözlerle belirtiyor: “Elon’un Tesla Semi’yi tanıttığı gün bizim ‘Pod’umuz çoktan çıkış yapmıştı.”
Einride bir kamyon üreticisi değil
İsveç merkezli proje Einride’ın geliştirilmesindeki en büyük motivasyonlardan biri iklim değişikliği. Elektrikli otonom podları tasarlayan şirket, birçok ödülün yanında böylesine çevre dostu bir araç ürettikleri için de ödüllere layık görüldü. Ancak Pod kamyonlar, Einride tarafından üretilmiyor, hatta henüz satışta bile değil. Otomobil sektörüne yeni yeni giriş yapan Apple gibi Einride da sadece araçları proje olarak yaratıyor. Şirket yarattığı aracın tasarımı, teknolojik donanımı, yazılımı ve markalaştırılması üzerine çalışmalar yapıyor. Linnéa Kornehed, şirketin bu yapısını “Einride her şeyden önce bir yazılım şirketi. Farkımızı yaratan kısım temelimizdir.” ifadeleriyle açıklıyor.
Einride’ın kamyonu şimdilik oldukça sınırlı bir yola çıkış iznine sahip. Ancak şirket, sürdürülebilir taşımacılık ve ulaşımı geliştirme yolundaki yasal engellerin bir bir aşılabileceğine inanıyor. Amacı taşımacılık ve ulaşımı sınırlandırmadan daha sorumlu teknolojilerle karbon salınımını azaltmak olan şirket, kamyonunun dünyaya açılacağı günleri hedefleyerek çalışmalarına devam ediyor.