Pandemi dönemiyle geçen 1,5 yıllık süreçte rahatlama döneminde olsak da önümüzdeki süreçte varyantlar nedeniyle yepyeni risklerle karşılaşabiliriz. Bu süreçte bir süre daha evlerimizden dışarı çıkarken dikkatli olmakta fayda var.
Ülkemizde de oldukça geniş film/dizi kütüphanesi sunan Netflix’te birçok heyecan dolu aksiyon-macera filmi bulunuyor. Kahramanlarla birlikte çeşitli maceralara çıktığımız ve aksiyonu bir an olsun eksilmeyen, Netflix’teki en iyi aksiyon-macera filmlerine yakından bakıyoruz.
Netflix'te izleyebileceğiniz en iyi 10 aksiyon-macera filmi:
- Army of the Dead (Ölüler Ordusu)
- The Old Guard (Ölümsüzlük)
- Wanted
- In the Heart of the Sea (Denizin Ortasında)
- Pacific Rim (Pasifik Savaşı)
- RED
- Everest
- Sicario
- Edge of Tomorrow (Yarının Sınırında)
- Mad Max: Fury Road
Zombilerin olması, Las Vegas’ta vurgun yapmaya engel değil: Army of the Dead (Ölüler Ordusu)
300, Wonder Woman, Justice League, Watchman ve daha birçok başarılı filmin yönetmeni Zack Snyder’ın yeni filmi Army of the Dead, klasik zombi filmlerine pek benzemiyor. Filmde ise bir paralı asker ekibimiz, Las Vegas nükleer bomba ile yok edilmeden önce şehirde 200 milyon dolarlık son bir vurgun yapmak istiyor. Tabii Las Vegas bildiğimiz gibi değil. Şehirde zombi salgını patlak vermiş ve şehir ABD’nin geri kalanından izole edilmiş durumda.
Ayrıca film oyuncuları ve yönetmeni Zack Snyder ile yaptığımız röportaja buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Mitolojik Yunan kahramanı Andromecha ve ekibi: The Old Guard (Ölümsüzlük)
2020’nin belki de en çok konuşulan aksiyon-macera filmi olan The Old Guard, biraz karışık geri dönüşler almıştı. Fakat ilginç hikâyesi, aşırı havalı Charlize Theron ve hiç bitmeyen temposu ile The Old Guard kritik eleştiriyi bir kenara bırakıp sadece izlemekten keyif alabileceğiniz bir film. Filmde ise modern zamanlarda paralı asker olarak çalışan bir grup ölümsüz askerin hikâyesi anlatılıyor. Özellikle bir Yunan kahramanı olan Andromecha’nın Charlize Theron tarafından canlandırıldığını görmek için filmi izlemeye değer.
Mermilerin futbol topu gibi falso aldığı film: Wanted
Wanted, her taraftan kurşun yağan bullet hell oyunlarını aratmayan bir film. Hayatında pek de bir şey başaramamış ve başarısızlıktan sıkılmış olan Wesley, babasının ünlü ve başarılı bir kiralık katil olduğunu öğrendikten sonra hayatının bir daha eskisi gibi olmayacağını fark ediyor. Babası gibi doğaüstü insan öldürme yeteneklerine sahip olan Wes, bir suikastçı olma yolunda Fox (Angelina Jolie) ve Sloan (Morgan Freeman) ikilisinden yardım almaya başlıyor. DC Comics’in aynı isimli çizgi romanından uyarlanan Wanted, Hollywood sinemasında bayıldığımız atmosferi yaratan Red One kamerasıyla çekilen ilk film olma ünvanını da taşıyor.
Moby Dick’e ilhâm veren Nantucket gemisinde hayatta kalma savaşı: In the Heart of the Sea (Denizin Ortasında)
1820 yılında balina avlamak için Pasifik Okyanusu’nda yolculuğa çıkan Nantucket isimli gemi, tayfanın devasa bir balina ile karşılaşması sonucunda paramparça oluyor. Çıktıkları avın, okyanusun ortasında bir hayatta kalma mücadelesine dönüştüğü bu film; Herman Melville’in 1851 yılında yazdığı günümüzde dünya klasiği olarak kabul edilen Moby Dick’e de ilhâm veriyor. In the Heart of the Sea’nin başrollerini Chris Hemsworth ve Cillian Murphy paylaşırken yardımcı oyuncu olarak filmde Tom Holland bulunuyor.
Transformers gibi ama değil, Godzilla gibi hiç değil: Pacific Rim (Pasifik Savaşı)
Guillermo del Toro’nun ustalığını konuşturduğu Pacific Rim, yönetmenin macera dolu fantastik ve bilim kurgu esintileri taşıyan filmleri çekmekte ne denli başarılı olduğunu gözler önüne seriyor. Transformers’tan hâllice gibi duran fakat Transformers ile pek alakâsı olmayan Pacific Rim, yakın bir gelecekte binlerce kıyamet senaryosundan hiç de aklımıza gelmeyecek bir tanesini yaşayan dünyada geçiyor. Bu dünyada okyanus tabanından çıkan Kaiju isimli yaratıklar dünya kaynaklarını tüketmekte ve insan nüfusunu hızla yok etmektedir. İnsanlığın bu yaratıklara karşı koymak için tek çaresi ise iki kişinin aynı anda kontrol edebildiği Jaeger isimli devasa robotlar olmuştur.
Warren Ellis’in çizgi romanından uyarlanan ansambl oyuncu kadrolu aksiyon-macera: RED
Ünlü yazar Warren Ellis’in aynı isimli çizgi romanından uyarlanan RED, sessizlik içerisinde yaşamayı seven bir CIA ajanı olan Frank Moses’in (Bruce Willis) başına gelenleri anlatıyor. Filmde, yüksek teknolojiye sahip bir ekip Frank Moses’i öldürmeye kalkıştıklarında belli ki ne ile uğraştıklarını bilmiyorlar. Öldürmesi o kadar da kolay olmayan Frank ise eski ekibini toplayarak hem kendi hayatı hem de değer verdiği kadının hayatı için son bir maceraya atılıyor.
1996 yılında yaşanmış bir facianın hikâyesi: Everest
1996 yılında Everest dağına tırmanmaya çalışan iki dağcı grubu, kötü hava koşulları nedeniyle çığ ile karşı karşıya kalırlar. Gerçekten yaşanan bu hikâyede, başlarında Rob Hall (Jason Clarke) ve Scott Fisher’ın (Jake Gyllenhaal) bulunduğu iki dağcı grubu; Everest’in zirvesine gerçekleştirilen rutin ticari tırmanışları gerçekleştiriyor. Fakat Mayıs ayında gerçekleştirilen bu tırmanışın son ayağında işler hem takım hem de liderleri için bir trajediye dönüşüyor. Gittikçe kötüleşen hava koşulları nedeniyle aksaklıklar meydana gelen tırmanışta, güvenli geri dönüş saatinin de kaçırılması ile 40 günlük tırmanış birçok kişinin ölümü ve sakat kalması ile sonuçlanıyor.
FBI ajanı Emily Blunt ve acımasız uyuşturucu kartellerinin savaşı: Sicario
Emily Blunt, Benicio Del Toro, Josh Brolin ve daha birçok ünlü oyuncunun başrolleri paylaştığı ansambl kadrolu film Sicario, aksiyonu ve macerayı Hollywood sinemasının yapabileceği en gerçekçi şekilde bizlere aktarıyor. ABD ve Meksika arasında bulunan sınır kenti Suarez’de faaliyet gösteren uyuşturucu kartelleri ile FBI ajanı Kate ve ekibinin mücadelesini konu alan filmde, aksiyon bir an olsun kesintiye uğramıyor.
Bin kere ölsem yine geri gelirim diyen Tom Cruise: Edge of Tomorrow (Yarının Sınırında)
Bilim kurgu, aksiyon ve macera… Ne ararsanız onu bulabileceğiniz bir film olan Edge of Tomorrow, bizleri Tom Cruise’un canlandırdığı Bill Cage karakteri ile birlikte sonsuz bir döngünün içerisine sokuyor. Yakın bir gelecekte dünya, Mimics adı verilen telepati yoluyla iletişim kuran üstün zekâlı bir uzaylı ırkı tarafından istila ediliyor. Daha savaşın ilk dakikalarında ölen Bill Cage ile kendini sürekli aynı savaşın tekrarını yaşarken buluyor. Bu içinden çıkılamaz döngüyü kırmanın yolu ise uzaylıları yenmekten geçiyor. Tom Cruise’un başrolleri Emily Blunt ile paylaştığı Yarının Sınırında, Groundhog Day filminin mantığını alıp, adeta bambaşka bir şeye dönüştürüyor.
Post-apokaliptik Hızlı ve Öfkeli: Mad Max: Fury Road
George Miller’ın efsanevi Mad Max serisinin dördüncü ve şu an için son filmi olan Mad Max: Fury Road, serinin modern bir dönüş yapıp en beğenilen filmi olmuştu. Uçsuz bucaksız kıyamet sonrası çöllerde geçen Mad Max, özellikle atmosferi ve sinematografisi ile tam bir görsel şölen olarak nitelendiriliyor. Ayrıca filmde yer alan tasarım hârikası arabaları ve yarış sahnesini de unutmamak gerekiyor. Bu sahne bile başlı başına Mad Max’i eşsiz bir film hâline getiriyor. Eğer Mad Max: Fury Road’u hâlâ izlemediyseniz, film hakkında bir şey okumadan direkt bu dünyaya dalmak en iyisi olacaktır.
Netflix’te izleyebileceğiniz heyecanı yüksek filmleri sıraladığımız aksiyon-macera filmi listemizin sonuna geldik. Sizler de Netflix’te severek izlediğiniz aksiyon-macera filmlerini bizlerle yorumlar kısmından paylaşmayı unutmayın.