Karşı Çıkarken Bile Parçası Olduğumuz Kapitalizm Nedir? Nasıl Tüm Dünyayı Etkisi Altına Aldı?

Bugünün dünyasında en yaygın şekilde kabul edilen ekonomik sistem olan kapitalizm yüzyıllardır aramızda. Ancak bir de bu ekonomik sisteme karşı çıkan görüşler ya da destekleyen düşünceler var. Peki, kapitalizm nedir? Türkiye kapitalist mi? Gelin bu etkili ekonomik sistem hakkında merak edilenlere yakından bakalım.

Yaşadığımız dünyayı ekonomik sistemler şekillendiriyor. Bu ekonomik sistemlere göre yaşıyor, para kazanıyor hatta savaşıyoruz. Günümüz dünyasında yaygın olarak kabul edilen ekonomik sistem olan kapitalizm yüzlerce yıldır bizimle birlikte. Haliyle bu ekonomik sistemi savunanlar olduğu kadar Karl Marx gibi eleştiren ve karşıt görüşler savunan insanlar da var. Peki, kapitalizm tam olarak nedir?

Kapitalizm nedir sorusunun yanıtını vermek elbette usta iktisatçılara daha çok yakışacaktır. Ancak iktisat bilimi hepimizin bildiği üzere biraz karmaşık ve teknik terimlerle dolu bir alan. Bu nedenle çok derine inmeden, herkesin anlayacağı şekilde kapitalizm nedir, kurucusu kimdir, Türkiye kapitalist mi gibi sorulara yanıt vermeye çalıştık ve bu yaygın ekonomik sistem hakkında merak edilenlerden bahsettik.

Kapitalizm nedir?

Kapitalizm bir ideoloji değil, bir ekonomik sistemdir. Kapitalizm, üretim araçlarının birilerine ait olmasını yani özel mülkiyeti ve bu üretim araçlarının sahiplerine yüksek karlar kazandırması amacıyla kullanılmasını savunur. Kapitalist sistemde ekonomi üzerine tüm kararları sermayeye ve üretim araçlarına sahip kişiler yani patronlar verir.

Genel tanımı bu olsa da uzmanlar tarafından iki farklı kapitalizm tanımı yapılabilir. İlk tanıma göre kapitalizm, üretimin yalnızca kar yani artı değer kazanmak için yapıldığı ve bu artı değerin yeniden satıldığı ekonomik sistemdir. İkinci tanıma göre ise kapitalizm, emek gücünün ücret karşılığı sunulduğu bir ekonomik sistem ve aynı zamanda bir üretim tarzıdır.

Kapitalizm kurucusu ve ortaya çıkış hikayesi:

Kapitalizmin tanımı 18. yüzyılda Adam Smith, David Ricardo ve John Stuart Mill gibi ekonomistler tarafından yapılmış olsa da aslında kapitalizm ile ilk çağda, orta çağda ve aktif olarak 16. yüzyıldan sonra karşılaşıyoruz. Bu açıdan baktığımız zaman insanlığın doğuşu ile kapitalizmin doğuşunun birlikte gerçekleştiğini söylemek mümkün.

Kapitalizmin kurucusu ise aynı zamanda Kapitalizmin Babası olarak isimlendirilen Adam Smith’tir. Ulusların Zenginliği olarak dilimize çevrilen 1776 tarihli kitabında Adam Smith, politik ekonomik sistemi tanımlamış ve aslında kapitalist ekonomik sistemi ortaya çıkarmıştır. Bu kitapta tam rekabet, sermaye, görünmez el, emek, ücret ve benzeri ekonomik kavramları farklı metaforlar üzerinden anlatmıştır.

Adam Smith bu kitap boyunca farklı ekonomik eleştiriler yapmıştır. En yoğun eleştirisi ise piyasalara müdahale eden devletlere karşı olmuştur. Piyasanın kendi kendini yönettiği serbest piyasa ekonomisinden bahsetmiş ve herhangi bir dış etki olmadan üretim gücünü elinde tutan insanların yani patronların ekonomik sistemi yönetmesi gerektiğini savunmuştur.

Kapitalizme farklı yaklaşımlar:

Ulusların Zenginliği eseri bugün bile pek çok ekonomi teorisinin temellerini oluşturması açısından önemli bir eserdir. Yalnızca bugün değil, çıktığı dönemde de ses getirmiştir. Örneğin David Ricardo, Adam Smith’in teorilerini geliştirmiş ve karşılaştırmalı üstünlükler kuramı ile serbest ticareti desteklemiştir.

Alman bir sosyolog olan Max Weber, üretim sistemlerinin rasyonalize edilmesini ve böylece verimliliğin artırılacağını savunmuştur. Weber’e göre kapitalizm, yeni girişimcilik ruhunun bir sonucudur. Yine Weber, kapitalizmin toplumların kültürel değerlerine karşı bir tehdit olduğunu söyleyerek insanların özgürlüğünü demir bir kafes içine sıkıştıracağını savunur.

Alman Tarihçi Okulu ekolüne göre kapitalizm, para ekonomisinin kar etme güdüsüyle birleşmesi sonucu ortaya çıkar. Avusturya Okulu ekolü ise kapitalizmin gelişen bir sistem olduğunu savunarak üretim gücünün küçük saniyeler yerine büyük sanayilerde gerçekleşmesi gerektiğini savunur. 20. yüzyılın en yaygın düşüncesi budur. 

Marksist ekonomi teorisi:

Elbette kapitalizmden bahsetmişken bilimsel sosyalizmin kurucusu Karl Marx’tan bahsetmemek olmaz. Karl Marx, kapitalizmi tarihsel süreç içerisinde değerlendirir ve bu ekonomik sistemde üretim araçlarının burjuva sınıfının elinde olduğunu söyleyerek üretim araçlarının bu sınıfın karına çalıştığını ve onları meşru kıldığını savunur.

Kapital isim ünlü eserinde, kapitalizmin işçilerin emek gücünü bir metaya dönüştürdüğünü ve metaya yani artı değere dönüştürülen emek gücüne de kapitalistler tarafından el konulduğunu anlatır. Emek gücünü üreten işçilerle, bu emek gücüne el koyan sermayedar burjuvalar arasındaki bu döngünün sınıf savaşının temellerini oluşturduğunu savunur. 

Sovyet Sosyalist Devletler Birliği’nin kurucusu olan Vladimir Lenin, 1916 yılında hazırladığı Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması isimli çalışmada Marx’ın teorilerini bir adım daha ileri taşımıştır. Buna göre kapitalizm yeni kaynak ve pazar arayışını hızlandırarak tekelci bir yapıya bürünmüş ve emperyalizm haline gelmiştir. Lenin’e göre emperyalizm, kapitalizmin son noktasıdır. 

Türkiye kapitalist mi?

Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun ilk yıllarında sosyalist ve kapitalist ekonomilerin başarılı bir birleşimi olan karma ekonomik sistem uygulamıştır. Sistematik olarak uygulanan bu yapı o kadar başarılı işlemiştir ki Kemalist Ekonomik Model olarak da adlandırılmıştır. Buna modele göre devlet piyasalar üzerinde etkilidir ancak kamu yararını göz önünde tutarak özel sektöre de geniş haklar tanır.

Yıllar geçtikçe ülkemiz serbest piyasa ekonomisine doğru kaymış hatta gerçek anlamda bir kapitalist olmuştur. Şu anda ülkemizde uygulanan ekonomik sistem kapitalizmdir. İngiliz iktisatçı John Maynard Keynes’e göre devletin elini üretim araçlarından çekmesi ve kamu yararı gözetmeden özel sektöre geniş haklar vermesi, ülkenin kapitalist ekonomik sistem uyguladığını göstermektedir. 

Kapitalizm nedir, nasıl ortaya çıkmıştır, kurucusu kimdir, Türkiye kapitalist mi gibi merak edilen soruları yanıtladık ve bu ekonomik sistem hakkında merak edilenlerden bahsettik. Elbette Weber bile kapitalizm için insanlık tarihinin en karmaşık sistemi demişken böyle kısa bir yazıda tüm detayları paylaşmak mümkün değil ancak konu üzerine yazılmış ciltlerce kitaptan birini okumaya başlayarak konu üzerinde çok daha detaylı bilgi sahibi olmanız mümkün.