İsviçre’de doktora yaptığı yerde otlayan ineklerin ve dağ keçilerinin de dışkılarının tadına bakmış, onlarınki ise bir miktar tatlıymış. Etle beslenen hayvanların dışkısının otçullardan daha kötü koktuğu biliniyor, bu yüzden tat olarak da doğru orantılı olduğu tahmin ediliyor.
Celal Şengör bunu açıkladığında -şaşırtıcı olmayan bir şekilde- tepki almıştı.
Bunun üzerine "dışkı yemenin zararlı olmadığını, hatta bazı tedaviler için gerekli olduğunu" söylemişti. Zararlı olmadığını söylemek çok gerçekçi değil ama her dışkının zararlı olduğu da söylenemez.
Dışkı yemek parazit bulaşmasıyla hasta edebilse de bazı sağlıklı dışkılar kimi hastalar için tedavi olarak kullanılabiliyor.
Fekal transplantasyon adı verilen tıbbi uygulamayla "dışkı" belli durumlarda sağlıklı bireyden alınıyor, hastaya ağız yoluyla (kapsül) veya anüs yoluyla bir aparat vasıtasıyla veriliyor. Bazen de kolonoskopiyle doğrudan bağırsağa verilerek tedavi yürütülüyor.
Sağlıklı dışkılarda bulunan yararlı bakteriler hastalara verilerek sindirim sistemlerindeki yararlı bakteri sayısı çoğaltılıyor. Bu tip dışkılar genellikle veganlardan, vejetaryenlerden(sağlıklı beslendikleri için) alınıyor.
Bir de Celal Şengör gibi olmayıp, yani merak dolayısıyla değil de rahatsızlığı olduğu için dışkı yiyenler bulunuyor. Bu alışkanlığa/hastalığa koprofaji adı veriliyor.
Bu rahatsızlık "pika sendromu" gibidir, kişi kendisinin olup olmaması fark etmeksizin her türlü dışkıyı yemekten haz alır. Pika sendromu, besin değeri olmayan maddelerin(toprak,cam vb.) karşı konulamaz bir istekle yenilmesi durumudur. Anemi, mineral eksikliği, psikaytrik bozukluklar, anoreksiya nervoza gibi gibi sorunlar nedeniyle görülebilir.
Bazen de cinsel haz nedeniyle görülebilir. Koprofil denen bu kişiler dışkıyla oynamaktan haz alırlar.
Bir parafilidir, genellikle BDSM ya da infantilizmle bağlantılıdır. Bu durum, zorunluluk gibi hissedilebilir, cinsel işlev bozukluğuna yol açabilir. Hepatit hastalığının nedeni de olabilir.
Bazı canlılar için işe yaramayan ve vücuttan atılması gereken fazlalık olan dışkı, diğer canlılar için besin değerinde olabiliyor.
Mesela kelebekler dışkıyla beslenen canlılardan biridir. Bu canlılar dışkıda kalmış son besinlerden faydalanıyor. Köpeklerde de dışkı yeme durumu sık görülüyor. Hatta yavruların nörolojik gelişimine (içerdiği yüksek deoksikolik asit sayesinde) olumlu etkisi olduğu bilinmektedir fakat iç paraziter bulaşmalara yol açabilir.
Rattus norvegicus türü sıçanlar için de bir gereksinimdir çünkü bu hayvanlar B vitaminini ancak dışkılarından temin edebilirler. Sebebi ise selülozun çekumda gerçekleşip B vitamininin orada sentezlenmesidir.
Özetle; dışkı çoğu canlı için sadece bir atık madde olsa da bilim ve bazı hayvanlar açısından hiç de öyle değil. Meraklı ve bazı hasta insanların hayatlarında bir yeri bulunuyor.