Bilişim Vadisi’nde Neler Oluyor? Gidip Yerinde Gördüğümüz 5 Önemli Gelişme (Starlink İçerir)

24 Ağustos’ta gerçekleştirilen Ulusal Yapay Zeka Stratejisi tanıtım toplantısına katılmak için Bilişim Vadisi’ndeydik. Türkiye’nin yapay zeka alanındaki 5 yıllık planlamasına dair genel hatlar bu toplantıda duyuruldu. Ancak bizi asıl etkileyen Bilişim Vadisi’nin dünden bugüne geldiği nokta ve içerisinde sunulan imkanlar oldu.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç ile röportaj yaptık:

Bildiğiniz gibi artık Silikon Vadisi’nin sınırları yok, bu sınırları internet belirliyor. Bunun en somut kanıtı ise Türkiye’den çıkan Getir, Trendyol gibi şirketlerin uluslararası alanda yakaladığı başarılar. Pandemi döneminde de bir kez daha gördük ki aslında büyük şirketlerin ve temelinde yatan fikirlerin dev ofislere, karmaşık yönetim basamaklarına ve bürokrasiye ihtiyacı yok.

Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin lansmanı için gittiğimiz Bilişim Vadisi, bizi ciddi şekilde şaşırttı. Çoğu insan için yerli otomobil girişimi TOGG’dan ibaret olan bu yer, Silikon Vadisi’nin bir kopyası olma hedefinden koparak, özgün ve global trendleri yakından takip etmeye çalışan forma kavuşmuş. Bizi en çok şaşırtan şey ise burada yapılanların çoğu insan tarafından duyulmamış olmasıydı. 

Başlamadan önce: Bilişim Vadisi, aslında Türkiye'nin her noktasında bulunan teknoparkların çatısı. Peki bu ne anlama geliyor?

Türkiye çapındaki toplam 84 teknopark bulunuyor. Küçük girişimler, bu teknoparklarda çeşitli vergi ve istihdam avantajlarından faydalanarak kuruluyor, şirketleşiyor. Bugün o şirketlerin yaptığı ihracat toplam 4 milyar doların üzerinde. Okuyunca “E bunları zaten biliyoruz” ya da “Benim hayatıma ne etkisi var ki?” diyebilirsiniz, ancak birazdan anlatacaklarımız ile bu çatı oluşumunun dokunduğu alanları daha net görmenize yardımcı olacak.

Yerli otomobil girişimi TOGG, aslında Bilişim Vadisi’nin lokomotif projesi: Rakibi Ford ve Volkswagen büyük otomobil üreticileri değil, Xiaomi ve Huawei gibi teknoloji şirketleri

2010’lu yıllar, bildiğimiz anlamdaki “araba” tanımını değiştirdi. Artık sadece iyi bir motor, uzun kullanım ömrü ve iyi bir tasarım 4 tekerlekli bu araçlara “araba” demek için yeterli değil, hatta elektrikli bir motora sahip olmaları da artık yeterli görülmüyor. İşte TOGG bünyesinde yapılan yatırımlar da bu gerçek üzerine kurgulanıyor. 

Marka lansmanı ve ardından 2022’de piyasaya sürülmek için hazırlanan bu modern araba ekseninde bir ekosistem planlaması yapılıyor. Diğer büyük ve köklü üreticilerin hantallığı TOGG’da yok. Bu da büyük bir avantaj olarak öne çıkıyor. Örneğin TOGG için geliştirilen batarya, elektrikli scooter gibi araçlarla da kullanılabilecek durumda. Hatta diğer elektrikli araçlar, hatta belki de akıllı telefonlarda...

İnternete bağlanan her teknolojik cihaz ile iletişim kurabilen bu ekosistemin merkezinde araba, yani TOGG var. Ancak rekabet avantajı sağlayacak olan 4 teker üzerinde gidecek bu araba değil, içinde bulunduğu ekosistemde ne kadar “yaşayabildiği” olacak. Yaşayan ekosistemleri özellikle Apple’ın ürünlerinde görmeye alışkınız. TOGG ise otomobil dünyasında bu deneyimi hedefliyor. 

TOGG dediğimizde akla ilk gelen sergilenen SUV modelleri, ancak bu büyük bir yanılgıya da sebep oluyor. TOGG bir araba değil, bir ekosistem ve yaşam teknolojileri girişimi. Bu nedenle de rakibi her yıl binlerce otomobili banttan çıkaran, benzinli motorları terk etmek için milyar dolarlar harcayan şirketler değil; arabaları merkezine alan ve bütünleşik teknolojiler geliştirmeye başlayan Xiaomi ve Huawei gibi ekosistem şirketleri olacak.

Bilişim Vadisi’ndeki çoğu girişimin çalışmaları, edindikleri deneyim de TOGG’a aktarılacak. Peki ne kadar başarılı olacak, işte bunu görmek için çok zamana ihtiyacımız var. Şimdlik hummalı bir çalışmanın devam ettiğini söyleyebiliriz.

Herkese kapısını açan Kuluçka Merkezi’inde bir fikre bile yatırım yapılabiliyor:

Girişimcilik dünyasının yatırımcı tarafı, bir projeye para dökmeden önce fikrin çalıştığına dair somut kanıtlar arar. Çok az girişim, daha fikir aşamasındayken yatırımcılar tarafından desteklenir. Bu nedenle ortaya iyi bir fikir koyanlar imkan bulmakta zorlanır. Özellikle üniversiteden yeni mezun olan gençler ya da bir şirketi olsa da kaynak bulamayan işletmeciler, fikirlerini şirketleştirmekte zorlanabilirler. 

Bilişim Vadisi’ndeki yatırımcılık ekosistemi bu konuda biraz daha esnek. Eğer bir üniversite öğrencisinin hayata geçirilmemiş bir fikri varsa, bu fikri sunabiliyor, çalışma mantığını anlatabiliyorsa ona ön kuluçka yatırımı yapılıyor. Ardından girişimin hedeflerine ulaşması bekleniyor ve gerekirse bu kez bir de kuluçka yatırım ile destekleniyor ve şirketleşmesi sağlanıyor.

Üstelik şirketleşme aşamasında pek çok önemli masraftan muaf tutuluyor. Çalışanların sigorta masrafları, envanter için ödenen ÖTV gibi vergiler bu muafiyet kapsamında.

Bilişim Vadisi yetkilileri, şirketleşen girişimlerin muaf tutulduğu masrafları somutlaştırmak için şu örneği veriyor: Aylık 2 milyon TL geliri olan bir girişim, eğer vadi bünyesinde faaliyet gösteriyorsa 800 bin TL’ye varan tüm masrafları cebinde kalıyor. Kuluçka merkezindeki girişimler mobilite, yapay zeka, oyun geliştirme, tasarım, blok zincir ve siber güvenlik başta olmak üzere siber güvenlik dikeylerindeki fikirlere odaklanıyor. Eğer ilgisi olan varsa vadinin ilgili programlarına buradan göz atarak başvuruda bulunabilirler. 

Girişinden bitirene kadar hiç sınav yapılmayan, diploma ya da ön eğitim şartı bulunmayan, öğretmensiz ve serbest zamanlı, ücretsiz ve 18 - 30 yaş arası herkese açık yazılım okulu: Ecole 42

42 Paris Okulu

Bir eğitim sistemi düşünün ki öğrenciler, sayısal ve sözel bilgilerine göre değil, mantık ve bilişsel kapasitelerine göre yapay zeka tarafından seçilsin, mezun olana dek hiç sınav yüzü görmesin, ders saatleri olmasın, aldığı eğitimden tamamen kendisi sorumlu olsun, 2013’te Fransız milyarder Xavier Niel ve ortakları tarafından Paris, Fransa’da ilk dersliği açılan Ecole 42, geleceğe dair en net eğitim vizyonlarından birisine sahip. 

Şimdiye kadar 20 ülkede 10 binden fazla öğrenci yetiştiren 42 okullarının biri Bilişim Vadisi, diğeri de İstanbul’da açıldı. 42 Kocaeli’nde bu yıl ilk eğitim dönemi başlıyor ve seçilen öğrenciler, 1 aylık maraton eğitiminin ardından maksimum 3 yıl süren ana programa geçiş yapacaklar. Üstelik bu programı bitirmek için 3 yıl beklemek zorunda da değiller. Dileyenler daha sıkı çalışarak daha kısa sürede mezun olabiliyorlar.

42 Kocaeli Okulu (Bilişim Vadisi)

42 okullarında sabah giriş, akşam çıkış saati yok. 24 saat açık sınıflara istenen saatte giriş yapılıp verilen görevlerin tamamlanması yetiyor. Ortaya koyulan yazılım projeleri, bir otorite tarafından değil, diğer öğrenciler tarafından değerlendiriliyor, asla not veya puan verilmiyor. Yan birbirinden öğrenme metodu ile eğitim görülüyor. 

Ecole 42’de eğitim alan öğrenciler herhangi bir ücret de ödemiyorlar. Sadece eğitim hayatları boyunca verilen görevleri yapmak, kendilerini geliştirmekten sorumlular. Okulun paydaşları arasında Türkiye Açık Kaynak Yazılım Platformu, Bilişim Vadisi, TUBİTAK, Doğu Marmara ve İstanbul kalkınma ajansları ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi yer alıyor. 

Her şey yazılımdan ibaret değil: Sanat ve zanaati teknoloji ile birleştiren yer Tasarım Kümelenme Merkezi de burada yer alıyor: 

Dijital sanatçıların bu yılki NFT çılgınlığına hepimiz şahit olduk. Peki ya Bilişim Vadisi’nde Kraliçe Elizabeth’in dokuma tablosunu yapan Fırat Neziroğlu’nun eserlerini NFT’ye dönüştürüldüğünü ve satışa çıkarıldığını söylesek? Bilişim Vadisi ile ilgili haberlerde bugüne kadar adını belki de hiç duymadığınız bir yer Tasarım Kümelenme Merkezi.

Bu merkezde dronelardan ilham alınan uçan otomobil AirCar da tasarlanıyor, giyilebilir teknolojiler de… Merkezin direktörü ve Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi akademisyenlerinden Dr. Pınar Sipahi, tasarım merkezi olarak Bilişim Vadisi ve altındaki 84 teknoparktaki girişimlerin tamamına da profesyonel destekler sağladıklarını belirtiyor.  Tasarım konusunda dünya standartlarını belirleyen iF’e de üye olan bu merkez, fikirden ürüne dönüşebilecek hemen her alanda faaliyet gösteren insanlara kapı açıyor. 

Starlink sürprizi:

Starlink'in yer istasyonları

Henüz detayları net şekilde açıklanmasa da Bilişim Vadisi’nde Starlink’e ait bir yer istasyonu inşa edilmiş durumda. Bakan Varank bize Elon Musk ile pek çok konu başlığı altında sürekli görüştüklerini söylese de Starlink hakkındaki gelişmeleri açıklamak için BTK’nın çalışmalarının tamamlanmasını beklediklerini ifade etti. Ancak bu istasyonun Starlink’e ait olduğu bilgisini Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç’a sorarak kesinleştirdik. 

Starlink uydularını takip etmek ve sinyal gücünü verimli kullanmak adına inşa edilen bu istasyonların her biri, çevresindeki 100 bin kişiye yüksek hızda internet imkanı sunuyor. İstasyonu inşa etmek için bir operatör ile anlaşılması gerekiyor. Muhtemelen Starlink’in test çalışmaları Bilişim Vadisi’nde tamamlanacak ve kamuoyuna duyurulacak.