Bipolar Bozukluğun da Etkisiyle İnsanlardan Nefret Edip Canlı Yayında İntihar Eden Kadın

Ciddi bir psikolojik rahatsızlık olan bipolar bozukluk, kişinin hayatını altüst edebiliyor. Bu hastalıktan mustarip olan Christine Chubbuck, üstüne bir de insanların kötülüklerini kaldıramadığı için intihar etmeyi seçti, üstelik canlı yayında! 15 Temmuz 1974'te yaşanan olay bir filme ve bir belgesele de konu oldu.

Christine, ABD'deki bir yerel kanalda her sabah 9'da bir program sunuyordu. Her şey yolunda gibi görünürken programın başlamasından 8 dakika sonra birden masasının altından 38 kalibrelik tabancasını çıkardı, sağ kulağının arkasına dayadı ve izleyenlerin gözü önünde tetiği çekti.

Program ekibi bunun profesyonel bir şaka olduğunu sandı. Oysa her şey şok edici bir şekilde gerçekti. Kanalın teknik ekibi önce ne yapacağını şaşırdı. Daha sonra ekran karartıldı. Yayını izleyenler, hemen polisi ve kanalı aramaya başladılar.

Baştan söyleyelim, Christine Chubbuck'ın intihar videosu hiçbir yerde bulunmuyor. Çünkü görüntüler ailesinin isteği üzerine mahkeme kararıyla imha edildi.

Peki, Christine'i intihara iten sebepler neydi ve bunu neden canlı yayında yaptı?

Christine, tetiği çekerken "Kanal 40'ın sizlere en taze 'kan ve şiddet' haberlerini sunma politikası gereğince başka bir ilke daha canlı canlı şahit olacaksınız: İntihara teşebbüs." cümlesini kurmuştu.

Hazırlayıp sunduğu sabah programı, o bölgedeki şiddet olaylarını konu alıyordu. Madde bağımlılarına, alkoliklere, aile sorunlarına, cinayetlere sık sık yer veriyordu. Televizyonda gösterilen şiddet olaylarından bıkıp usanmıştı Christine. Ama bir gün bu programda tanık olunan en kanlı olayı gerçekleştiren de ta kendisi olacaktı.

Christine, intihar planını çok önceden hazırlamıştı.

İntihar gününden üç hafta önce intihar üzerine bir program yapmaya karar verdi. Bu program için ziyaret ettiği polislerden intihar yöntemleri hakkında bilgi aldı. Yaptığı bir söyleşide polis, Christine'e en etkili yöntemin ne olduğunu anlatmıştı: 38 kalibrelik tabanca kullanarak şakak yerine kafanın arkasından kendini vurmak. Üç hafta sonra aynı yöntemle intihar edecektir Christine.

Editörlerinden Rob Smith'e, intiharından bir hafta önce, silah satın aldığını ve kendini öldüreceğini mizahi bir dille anlatmıştı fakat Rob Smith sadece gülüp geçmişti.

İntiharından sonra Christine'in elinde bulunan kağıtlarda, kendi intihar haberinin metni bulundu.

"TV 40 haber spikeri Christine Chubbuck bu sabah Kanal 40’ta yayınlanan bir sohbet programında canlı yayında kendini vurdu. Sarasota Memorial Hastanesi'ne kaldırılan Chubbuck'ın kritik durumu devam ediyor."

Öyle de oldu. On dört saat sonra Christine öldü ve Christine’in ölüm haberi onun yazdığı metin kullanılarak diğer haber kanallarına geçildi.

Haber yayın yönetmeni onun tuhaf bir mizah anlayışı olduğunu, nükteci ve biraz da sivri dilli biri olduğundan bahsediyordu. 29 yaşında olmasına rağmen bakire olduğunu açıkça söylemekten çekinmediğini de söylemişti. Yine de uzun soluklu romantik bir ilişki kurma konusunda başarılı değilmiş ve bu konu onu fazla rahatsız ediyormuş.

Christine’in, kendini vurduğu güne dek bipolar bozukluk ile mücadele ettiği biliniyordu.

Asla yaptığı işte iyi olduğunu düşünmez, her daim kendisinden şüphe duyarmış Christine. İş yerinde sürekli kendini ve yaptıklarını eleştirir, her konuda aşırı alçakgönüllü davranır, kendisine edilen iltifatları kabul etmezmiş. Hiçbir zaman hiçbir şeye uyum sağlayamadığını düşünürmüş.

Depresyon ve intihar eğilimi yüzünden ölümünden birkaç hafta öncesine kadar psikiyatri tedavisi alan Christine, daha önce de intihara teşebbüs etmişti. İntiharından dört yıl önce aşırı doz almayı denemiş ama hayatta kalmıştı. Ailesi "Chrissie huzur bulsun" diye depresyon tedavilerine yirmi yıl boyunca yüklü paralar harcamış ancak Christine kısa süreli düzelmeler dışında bipolar olarak yola devam etmiş.

Christine zeki bir kadındı ancak fikirlerine değer verilmiyordu.

Yayın yönetmeniyle sık sık tartışırlarmış. Yapmak istediği yenilikleri gerçekleştiremezmiş. Bu yüzden de yerel televizyondan kurtulup ulusal televizyonlarda çalışmak istiyormuş. Bir gün bu fırsat ayağına kadar gelmiş; ulusal televizyondan bir yapımcı, Kanal 40'tan iki kişiyi kendi kanalına almış, üstelik onlar Christine kadar deneyimli kişiler olmamasına rağmen. Bu da Christine'i fazlasıyla etkilemiş.

13 yaşındayken İngilizcede karşılığı olmayan durumlar ve nesneler için kelimeler uydurur, 16 yaşındayken kukla tiyatroculuğu yaparmış. Kuklalara olan ilgisi, öldüğü güne kadar devam etmiş. İntiharından bir gün önce, yeğeni ile kukla oyunları oynamış. Christine canlı yayında kendini vurduktan sonra, silahı iki kuklanın içine sakladığı anlaşılmıştı.

Christine aslında son bir yıldır bir kara deliğin içindeydi.

Kasık bölgesindeki ağrı için doktora gittiğinde iki yıl içinde hamile kalmazsa, bir daha çocuk yapamayacağını öğrenmişti. Sağ yumurtalığı alınmıştı. 29'unda olmasına rağmen bakire olan ve uzun soluklu romantik ilişkilerde iyi olmayan Christine için yıkıcı bir etki olmuştu bu.

İşte bütün bunlar Christine'in omzunda ağır bir yük oluşturdu ve canlı yayında milyonlarca kişinin önünde hayatına kıydı. Yayın yönetmeninin daha fazla reyting uğruna sürekli şiddet haberleri istemesine bir protestoydu intiharı. Christine o gün protesto etse de, günümüz medyasında hâlâ değişen bir şey yok. Şiddet fetişizmi hâlâ ekranlarda yer almaya devam ediyor.

Bu olayı konu alan 2016 yapımı "Christine" adlı filmde, kendisini Rebecca Hall canlandırıyor.

Rebecca Hall, film ve Christine için şunları demişti: "Kapkaranlık bir hikayeyi fetişleştiren bir film değil bu, aksine hayatta kalmak için mücadele eden bir insanı içtenlikle ele alan bir film. Toplumun dayattığı standartlara uymayan, sürekli yaşadığı duygusal gelgitlerle baş edemeyen ve hayatla mücadelesinde yol yordam bil(e)meyen biri Christine."

Christine Chubbuck, televizyonda intihar eden tek TV sunucusu olarak biliniyor.

Televizyondaki şiddet kültürünün azalması umuduyla...
Kaynaklar: 5 Harfliler, Wikipedia, Christine (2016), Kate Plays Christine (2016)