Bundan önce koşan, yürüyen, zıplayan ya da farklı hareketler yapabilen robotlar görmüştük. Şimdi ise Caltech mühendisleri, robot istilası hikayelerinde fırlamış gibi hem koşan hem de uçabilen bir robot geliştirmeyi başardı. Bu robotun o ürpertici bilimkurgu hikayelerden tek farkıysa; oldukça sevimli minik tasarımı ve kaykay yapabiliyor oluşu.
LEONARDO, ya da kısa haliyle LEO isimli bu uçabilen iki ayaklı küçük robot henüz bir prototip; ancak gelecekte tam teşekküllü bir sürümün hasarlı altyapıları incelemek ve onarmak, ulaşılması zor yerlere ekipman sağlamak ve de doğal afet ya da endüstriyel kazalara müdahale etmek gibi zor olduğu kadar tehlikeli işlerde görevlendirilmesi mümkün.
Proje, ileride uzayda keşif gibi zor görevlerde kullanılabilir
Sadece 2,58 kg ağırlığında ve 75 cm boyundaki robot LEO, adeta bir kuş gibi çok eklemli bacaklarını kalkış sırasında kendisini yerden itmek için kullanıyor. Bu sıçramalar esnasında LEO’nun dört adet pervane olan eğik elektrikli iticileri senkronize oluyor. Ayağında sanki topuklu varmış gibi yürüyen LEO topukları sayesinde dengeli bir duruş sağlıyor; ancak daha fazla istikrar sağlamak adına gerektiğinde pervaneler devreye giriyor. Batarya, sensörler ve gereken tüm işlem gücü robotun gövdesinde yer alıyor ki bu da karmaşık kabloların olmadığı ve tam özerklik sağlandığı anlamına geliyor.
Projenin amacı ise, yürüme ve uçma arasındaki kesişimi dinamik ve kontrol perspektiflerinden incelemek ve projenin mühendislerinin aktardığı şekilde, “benzeri görülmemiş yürüme yeteneği kazandırmak ve hibrit hareketin ortaya çıkardığı sorunları çözmek”.
Yürüme ve uçmanın birleşik gücüyle birlikte ekip LEO'nun; yüksek voltajlı hat denetimi ve yüksek köprülerin gözlenmesi gibi çok çeşitli robotik görevleri yapabilmesini hedefliyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte bu minik robotların eskiyen altyapıları incelemek, büyük afetlerde çalışmak ve hatta uzak dünyaları keşfetmek gibi görevlerde kullanılabileceği umuluyor.
Bütün bunlara ek olarak Caltech ekibi, daha zorlu arazi ve yüzeylerde kalkış ve inişler için uyarlanabilir iniş takımları oluşturmayı planlıyor. Henüz önünde epeyce uzun bir yol olsa da LEO'nun, tamamıyla yeni bir robot türünün ilk örneği olarak oldukça büyük bir potansiyele sahip olduğu da bir gerçek.