Bilecik İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde görev yapan Yakup, işi nedeniyle İzmir'deki ailesinden ayrı ve Bilecik'te yalnız yaşıyor. Her engelli vatandaş gibi gündelik hayatta önemli sorunlarla mücadele ediyor. 9 yıl önce görme yetisini kaybettikten sonra teknoloji şirketlerinin görme engellileri umursamadığını fark etti ve o günden bu güne konuyle ilgili aktivistlik yapıyor.
Engellilerin karşılaştıkları sorunların çözümüne ilişkin teknoloji şirketlerine bir çağrıda bulunan Gençtürk, erişilebilirlik konusunda daha fazla AR-GE çalışması yapılması gerektiğini savunuyor. Biz de içinde bulunduğumuz engelliler haftasında (10-16 Mayıs) bu eksikliğe dikkat çekmek istiyoruz.
Açıklamalarını kendi ağzından aktarıyoruz: "Görme engelliler olarak teknolojik yeniliklerden yeterince yararlanamıyoruz."
"Tabii ki görmüyor olmamız bu durumun başlıca sebebidir. Ancak bir firma bir ürün geliştirirken toplumun her kesimine hitap eden özellikler yüklüyor ama engelliler bu özellikler geliştirilirken göz ardı ediliyor.
Mesela beyaz eşyalarda, klimalarda, kombilerde, televizyonlarda ve diğer ev aletlerinde, akıllı telefonlarda bulunan sesli uygulamalar bulunmadığı için ciddi sorunlar yaşıyoruz. Televizyonlarda sesli uygulama bulunmadığı için bulunduğumuz kanalın hangi kanal olduğunu bilmiyor, yardım almadan kanal ayarı yapamıyor ve listeleyemiyor, internete girmek gibi televizyonun çeşitli özelliklerinden yararlanamıyoruz."
"Her geçen gün televizyonlar internete entegre olduğu için gelecekten de ciddi şekilde endişe duyuyoruz."
Exxen ve Netflix gibi platformlardan da hiçbir şekilde yararlanamıyoruz. Tabii ki ekranı görelim gibi bir talebimiz yok ama sadece ses ile de olsa televizyondan yararlanmak istiyoruz. Bu arada bazı kanallar filmlerde veya dizilerde sesli betimlemeli anlatımlar yapıyor. Emin olun o hizmeti kullanan görme engelli yok. Çünkü o betimlemeli anlatımlar filmdeki karakterlerden daha fazla konuşuyor ve insan bir noktadan sonra, 'bir sus da şu filmi dinleyeyim' diyor.
"Beyaz eşyalar da hiçbir şekilde bize hitap etmiyor. Yine bazılarını tuşlarıyla bir yere kadar kullanabiliyoruz ama dokunmatik olanlarda tamamen tıkanıyoruz."
"Son üretilen ürünler hep dokunmatik yapılıyor. Bu taleplerin karşılanmamasının maliyetle hiçbir alakası olmadığını da bilmenizi isterim. Mesela şu an kolumda bir saat var ve bu saat üzerindeki düğmeye basınca sesli olarak kaç olduğunu söylüyor. Üstelik bu saat akıllı saat falan da değil. İnternetten 100-150 liraya bulunabilen basit bir saat. Ancak bu saatler yapılırken piyasada bulunan akıllı saatlere sesli uygulama yüklenmiyor. Bu yüzden bunun maliyetle alakası olduğuna aklı başında kimse inanmaz.
Görme engelliler için beyaz eşya üreten bir iki firma var ama onlar da çok çok kısıtlı. Mesela bu yıl on yeni model üreten firma ikisini engelliler için üretiyor. 'Ben bu özellikte değil şu özellikte ürün istiyorum' desem yok. Ayrıca 'önümüzdeki yıl üretmiyorum' dese firma, yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Oysa akıllı telefonlardaki gibi bir sistemin geliştirilmesi gerekiyor. Akıllı telefonların hepsinde sesli uygulama var ve biz hiç endişeye düşmüyoruz telefon alırken, 'acaba bu telefon görme engellilere hitap ediyor mu' diye. Çünkü biliyoruz ki hepsinde var ve sadece basit bir şekilde aktif hale getirmek gerekiyor.
Hatta geçtiğimiz aylarda ben telefonumu değiştirdim ve kimseye sormadım 'görme engellilere uygun mu bu model' diye. Bütün ürünlerde de bu yöntemin kullanılması gerekiyor. Yani bütün cihazlarda erişilebilirlik özelliği bulunsun, gerektiğinde aktif hale getirilsin, gerekmediğinde devre dışı bırakılsın."
"Sık sık tekrarlanan 'teknoloji geliştikçe engellilerin sorunları çözülür' düşüncesi son derece yanlış."
"Çünkü eskiden televizyonlardan internete girmek gibi bir ihtiyaç yoktu. Şimdi neredeyse bir bilgisayarın yaptığı işlerin tamamını televizyondan da yapabiliyorsunuz. Ancak bu gelişimler yapılırken engelliler göz ardı edildiği için biz bu gelişimden olumsuz etkileniyoruz."
"Firmaların bu taleplerimizi yerine getirmemesinin tek sebebi ise toplumun genelinde engellilere potansiyel dilenci gözüyle bakılmasıdır."
"Ben bu sözü söyleyince insanlar, 'olur mu öyle şey, estağfurullah' diyor ama emin olun bu acı bir gerçek. Bazı dilencilerin engelli kılığına girmesinin sebebi de bu. Dilenciler neden başka bir kılığa girmiyor da engelli kılığına giriyor? Çünkü biz engelliler herkesin gözünde acınılası unsuruz. Firmalar da bakıyor toplum duygusal, biz de 'AR-GE yapmak yerine belirli gün ve haftalarda duygusal paylaşımlar yapalım' diyor. Bu daha kolaylarına geliyor.
Bazı firmalar da bu günlerde bazı STK yetkilileriyle bir araya gelip bir iki engelliyle fotoğraf çekilip hesaplarından paylaşıyor. Topluma da 'biz engellileri önemsiyoruz' adı altında sunuyor. OSTK'lara da birkaç bin lira sus payı mahiyetinde yardım yapıyor, onlar da susuyor."
"Baskül, mutfak terazisi, termometre, fırın gibi küçük ev aletlerinden de yeterince yararlanamıyoruz."
"Bunlara sesli uygulama yüklemek diğerlerinden daha kolay üstelik. Hatta ben doğma büyüme İzmirliyim ve İzmir fuarında doksanlı yıllarda dolap büyüklüğünde teraziler olurdu. İçine para atıp üzerine çıkınca hem ekranda yazar hem de sesli olarak söylerdi kilomuzu. Ancak bugün piyasada bulunan küçük ev aletleri markalarının hiçbiri basküllerinde de terazilerinde de bulundurmuyor bu özelliği."
"Bu sorunlar sadece ülkemizde değil, bütün dünyada böyle. Dünyanın en büyük teknoloji firmaları bile engellilere potansiyel dilenci muamelesi yapıyor."
"Dolayısıyla biz engelliler teknolojik gelişimden yeterince yararlanamıyoruz. Emin olun daha çok söyleyecek sözüm var ama daha fazla uzatmak istemiyorum."
Biz de Webtekno olarak teknoloji firmalarına bu yönde adım atılması konusunda bir çağrıda bulunuyoruz. Milyonlarca engelli insanın hayat kalitesi, basit eklemeler ve geliştirmeler sayesinde çok daha iyi olabilir.
Yakup Gençtürk'e Instagram hesabından ulaşabilirsiniz.