Birçok insanın artık ne olduğunu anlayabildiği fakat engellenmesi için tam olarak eylem planına geçilemeyen iklim değişikliği, önlemlerdeki yetersizlikler dolayısıyla artık iklim krizine dönüşmüş durumda. Meselenin karamsar tarafından ziyade, dünya genelinde devletlerin, sivil toplum kuruluşlarının, insanların iklim krizine yönelik yaptığı çalışmalar da devam ediyor. Ülkemizde de bir süredir beklenen ve geçen aylarda yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması, iklim krizi konusunda tedirginlikleri bulunan kurumları ve vatandaşları bir hayli sevindirmişti.
Geçtiğimiz gün yayımlanan, Birleşmiş Milletler kuruluşlarında görevli araştırmacıların ve saygın akademik kurumların fikir birliğini temsil eden Lancet Sağlık ve İklim Değişikli Gerim Sayım Raporu’nda, iklim krizini engellemek ya da etkisi azaltmak, herkes için eşit, adil ve sürdürülebilirliği mümkün bir gelecek için küresel olarak acil eyleme geçilmesi gerektiği belirtilmişti. Devletler ve kurumlar düzeyinde de iklim krizine yönelik çalışmalar mevcut olarak devam ediyor fakat maddi ve manevi olarak yeterli değil gibi görünüyor. ClimateWorks Vakfı’nın yayınladığı rapora göre dünya genelinde yapılan bağışların sadece yüzde 2’si iklim değişikliği ile mücadele için harcanıyor.
“Zararlar net hale gelmişken bu para şok edici”
Funding Trends 2021: Climate Change Mitigation Philanthropy raporuna göre, vakıflar ve bireysel bağışçılar tarafından iklim değişikliğini azaltmak için yapılan bağışlar 2020'de yüzde 14 arttı fakat iklim krizini gidermeye yönelik yapılan çalışmalar için yeterli değil. ClimateWorks küresel istihbarattan sorumlu başkan yardımcısı ve raporun yazarlarından biri olan Surabi Menon, ortaya çıkan yüzde 2’lik miktarı şok edici görürken, iklim krizinin zararlı etkilerinin net halde gelmesine rağmen bunun çok az bir miktar olduğunu belirtti.
Vakıflara hibe verme konusunda tavsiyelerde bulunan bir araştırma ve danışmanlık kuruluşu olan Etkin Hayırseverlik Merkezi başkanı Phil Buchanan, vakıfların ve kurumların maddi desteklerini genellikle görülebilir ve ölçülebilir sonuçlar görmek için harcadıklarını belirterek, iklim krizinin uzun vadeli sonuçlara sahip olması sebebiyle bu zihniyete uygun olmadığını söyledi.