Beslenme biçimleri, çalışma koşulları, hareketsizlik ve daha birçok etkene bağlı olarak gelişen obezite, sağlık sorunlarını tetiklemesi sebebiyle önemli bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Beslenme durumunun saptanması için periyodik olarak yapılan Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’nda, obezitenin yetişkinlerde yüzde 31,5 oranında görüldüğünü belirtilmişti.
Özellikle beslenme biçimlerini, ülke genelinde yer alan ekonomik sorunlar, psikolojik etkiler, daha da kötü hale getirebiliyor. Ülkemizde etin neredeyse birkaç senede bir girdiği, hatta hiç girmediği evler bile bulunuyor. Bu durum ne yazık ki çeşitli araştırmalarla da gözler önüne seriliyor. Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü tarafından yayınlanan raporda, Avrupa ülkeleri arasında Türkiye’nin en az kırmızı et ve deniz ürünleri tüketen ülke olduğu belirtildi.
Türkiye, en az et tüketen ve en obez olan ülkeler arasında yer alıyor:
En az kırmızı et ve deniz ürünleri tüketen ülke konumunda bulunan Türkiye, obezite oranında ise lider olarak yer alıyor. Yayınlanan verilere göre, Türkiye’de yılda kişi başı ortalama 5 kilogram balık tüketiliyor. Balık tüketiminde kişi başı ortalama 92 kilogram balık tüketimi ile İzlanda zirvede bulunuyor. Türkiye’deki verilerle bu veriler kıyaslandığında, Türkiye’de sadece dört ayda bir evlere balık giriyor. Kırmızı et tüketimi verilerinde ise Türkiye yıllık kişi başı 39 kilogram tüketimle en az kırmızı et yiyen ülke konumunda yer alıyor.
Bununla birlikte Türkiye, obezitenin en fazla artış gösterdiği ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor. Uzmanlar, Türkiye’de obezite artışının en önemli nedenlerinden biri olarak yetersiz ve yanlış beslenme olduğunu söylerken, beyaz et tüketiminin obeziteyle mücadele için önemli olduğu belirtiliyor.