Yolculuğuna bir fotoğraf paylaşım uygulaması olarak başlayan Instagram, artık bambaşka bir platform. 3 yıl önce değişen arayüz tasarımı, Snapchat’ten alınan Hikayeler, YouTube’a rakip olma amacıyla getirilen IGTV ve son olarak TikTok’un formatını benimseyen Reels özellikleri ile dönüşüm tamamlandı. Ancak önemli bir sorun var: Kısıtlamalar herkesi ciddi şekilde etkilemeye başladı.
Instagram, Türkiye’de özellikle Eylül ayının ortasından bu yana gözlemlenen ciddi bir değişim içerisinde. Facebook’un platforma dair belirlediği topluluk kuralları, sosyal medyayı insanların gözünde cazip kılan “özgürlük” beklentisini boşa çıkartmaya başladı. Aslında sorun kuralların varlığında değil, yaptırımlarda.
Instagram’a neler oluyor? Şöyle kısaca özetleyelim;
- Reels dışındaki standart gönderi ve Hikaye (Story) paylaşımları artık daha az kişi tarafından görülüyor
- Markalara, yayıncı kurumlara ait sayfaların paylaşımları kullanıcıların karşısına çıkmıyor, çıksa da hikaye sıralamasında en sona doğru kaydırılıyor.
- Topluluk kurallarına uymadığı tespit edilen paylaşımların ardından, uyarılan sayfaların daha sonra yaptığı tüm paylaşımlar kısıtlanıyor.
- Özelikle Türkçe dilinde gerçek anlamda zararsız olan bir içerik, alaksız bir şekilde uyarı alabiliyor.
- Bunun temel sebebi ise algoritmaların İngilizce tabanlı geliştirilmesi.
- İçerik üreticileri TikTok formatında içerikler üretmek için teşvik ediliyor. Buna karşılık diğer formatların erişimi düşürülüyor.
Konuya dair Halil İbrahim Göker ve Farukken’e ulaşıp görüşlerini aldık. Bir dönemin trendi Vine’da ün kazanıp yoluna hem YouTube hem de Instagram’da devam eden Halil, Instagram’ı global bir RTÜK’e benzetirken; mizahi paylaşımları ile tanıdığımız ve Türkiye'nin en popüler birkaç sosyal medya hesabını yöneten Farukken bu durumun yerel, yani Avrupa, ABD gibi bölgelerde farklı olduğunu söylüyor.
Skeçleriyle tanıdığımız Halil İbrahim Göker, sorunu yaz aylarından bu yana yaşandığını, tabanında da Reels algoritması olduğunu belirtti:
"Sorunu yaz aylarından bu yana yaşıyorum. Instagram, Reels’in çıkacağını haber vermek için bizimle önceden görüşmüştü. Sonrasında da bize anında ulaşabileceğimiz danışmanlar atadı. Buraya kadar her şey güzel ama Instagram algoritması Reels’e odaklandığı için bizi de Reels çekmeye zorluyor."
"Normal akışta post veya Story’leri ciddi anlamda kısıtlıyor. Reelsler izleniyor, evet ama seni takip etmeyen insanlar tarafından izleniyor, yani etkileşim vermeyen kullanıcılar görüyor. Yani Instagram bize Reels algoritması yoluyla ya Reels çek ya da buralardan git diyor."
Instagram'da @içkiliydibilmemne, @anlamsız fotoğraflar, @commentselalesi sayfalarını yöneten Farukken konuya şöyle açıklık getirdi:
"Bunun bir sorun olduğunu fark etmemiz ilk önce Instagram’ın “shadow ban” dediğimiz, paylaştığınız postların sadece sizi takip eden takipçileriniz tarafından görüldüğü, hiçbir şekilde keşfet ve hashtag aramalarında çıkarmayan bir yaptırımla fark ettik."
"Yönettiğim sayfalarda topluluk kuralları yüzünden kaldırılan bir paylaşımın ardından hemen “shadow ban” yedik mi diye kontrol edip emin oluyordum. Genel olarak instagram bu yaptırımı uyguluyor. Erişimi ve etkileşimi ciddi derecede kesiyor."
“Instagram konu hakkında hiçbir şekilde bilgilendirme yapmıyor” diyen Farukken, muhatap bulamadıklarını ifade etti:
Hiçbir şekilde bir bilgilendirme yapılmıyor, post atıldıktan birkaç dakika sonra veya birkaç gün sonra topluluk kuralları yüzünden kaldırılan bildirimi alıyorsunuz. Üzücü olan kısım bu yaptırımdan sonra muhatap bulamıyorsunuz. İngilizce mail vs. ile derdinizi Facebook’ta çalışan adamlara anlatmaya çalışıyorsunuz.
Halil, fenomenler için atanan Instagram sorumlusunun durumu "üstü kapalı bir şekilde" ifade edildiğini belirtiyor:
Bilgilendirmeyi atadığı danışmanlar aracılığıyla duyurdu ama “erişimi kısıtlayacağız” şeklinde değil, Reels çekmeye yönelik teşvik ile yaptı. Kısaca “Reels çekin, izleneceksiniz” dedi, izletti de… Ancak postlar maalesef düşük etkileşim alıyor.
Farukken’e göre sorunun temeli topluluk kurallarına ilişkin yaptırımların çok sert olması, hatta bu yüzden kendi yöntemlerini geliştirmişler:
Farukken: Yönettiğim sayfaların yıllardır aldığı etkileşim ve erişim sayısını çok iyi bildiğim için bir anormallik olduğunda hemen anlayabiliyorum, yukarıda bahsettiğim “shadow ban” durumu yaşandığında bu bariz bir şekilde belli oluyor. Bunun dışında yine Instagramın bazı kelimeler, görüntüler, içerikler yüzünden de erişimi kestiğini düşünüyorum.
Sorunlar dönem dönem düzeliyor ama bu çok fazla kalıcı olmuyor maalesef. Benim yönettiğim sayfalar günlük olarak en az 5 veya 6 post paylaşan profiller olduğu için sürekli olarak bir topluluk kurallarına takılma durumu olabiliyor. O kadar çok topluluk kuralları ile terbiye edildik ki artık kendi içimizde bir filtre oluşturup o filtreden geçerse paylaşalım diyoruz.
Halil’den Instagram dahil tüm sosyal medya platformlarına “global bir RTÜK” benzetmesi:
Daha önce konu hakkında kendi hesabında da benzer bir açıklamada bulunan Halil, daha fazla detay istediğimizde “Açıkçası Instagram değil, tüm sosyal medya platformları bu şekilde olmaya başladı. Belirli topluluk kuralları tabii olmalı, mesela yoğun cinsellik içeren içerikler platformda yer almamalı” dedi ve şöyle devam etti:
Küfür de olmamalı. Üzerimde Vine zamanından kalan bir algı var ‘Halil küfür ediyor’ şeklinde, ancak ben son 3-4 senedir içeriklerde küfür etmiyorum, ima ediyor olabilirim ama küfür yok. Bu biraz Recep İvedik etkisi gibi geliyor bana. O da küfür etmez ama son derece kabadır, insanlar bunu ‘küfür’ olarak algılıyor. Halbuki küfür olsa film serisi ‘genel izleyiciye uygun’ şekilde vizyona girmez.
Heee ama içeriklerde küfür de olabilir, eden de var. Ancak bu durumu içerik üretene yansıtmak doğru değil. İzleyici istemediği bir şeyi izlemem ve takip etmeme özgürlüğüne sahip. İçeriği üreteni kısıtlamak doğru gelmiyor bana. Genel anlamda tüm platformlarda var bu kurallar.
Farukken ise Instagram’ın global değil bölgesel kısıtlamalar getirdiğini söylüyor:
"Instagram global bir RTÜK değil bence, bölgesel davranıyor benim gözlemlediğim kadarıyla. Avrupa’da başka, Amerika’da başka, Ortadoğu'da bambaşka topluluk kuralları ve uygulamaları var. Örneklemek gerekirse; yine bizim gibi paylaşım yapan, hemen hemen aynı içeriklere sahip yabancı bir sayfada çok etkileşim almış içeriği; kendi dilimizle ve kendi şakamızla bizim sayfamızda paylaştığımızda topluluk kurallarına takılıyor kaldırılıyor. Bu gibi durumlarda sadece “itiraz et” diye bir düğme çıkıyor ona basıp Instagram’ın sizi anlamasını bekliyorsunuz. Genelde haksız bulunuyorsunuz.
Belirli bir topluluk yeterince şikayet ederse topluluk kurallarından kurtulma şansınız yok. Bu konuda Instagram’ın ülkemizde biraz daha esnek davranmasını bekliyoruz. Bütün işi arka planda algoritmaya bıraktıkları için o da önüne gelen şikayetlerle değerlendirip topluluğu yapıştırıyor (yakarsa dünyayı yapay zeka yakar zaten)."
"Topluluk kurallarına takılmak, paylaştığınız içeriğin direkt olarak kaldırılıp size söz hakkı tanınmaması veya bunun için bir muhatap bulamamanız hesabınızı tehlike atıyor ve kapanmasına sebep olabiliyor."
Sonuç: Sosyal medya, artık sadece bir şey söylerken "kısmen" özgür kalabildiğiniz bir yere dönüştü. Tüketirken hiç de özgür değilsiniz!
İnsanların her şeyi söyleyebilme, tüketebilme özgürlüğüne sahip olduğu sosyal medya Instagram ile birlikte büyük bir kırılım içerisinde. Yeniliklerin odak noktası artık kullanıcıların neyi tüketmek istedikleri, tüketirken zevk aldıkları özellikler önemli değil. Önemli olan şey bu tüketimin platforma kaznadırdığı gelir ve reklamlar, ne kadar çoksa gelir de o kadar çok artıyor. Standart gönderi ya da gündelik paylaşım olan Hikayeler üzerinden reklam almak zor. Ancak kullanının mental sağlığını düşünmeyen 15 saniyelik kısa videolarda reklam dönüşümleri daha yüksek.
Burada en önemli sorun; Halil ve Farukken'in de belirttiği gibi kullanıcıyı argo, şiddet, aşırı cinsellikten korumak için düzenlenen topluluk kurallarının, yeni formatları dayatmak için araç olarak kullanılması. Yani etik kaygılar, daha yüksek kâr elde etmek isteyen Instagram'ın elindeki en medeni silaha dönüşmüş durumda. Sonuçta elimizde kalan şey, her yerde aynı şeyi görmemize neden olan trendler.
İçeriğe sundukları katkılar için Farukken ve Halil İbrahim Göker'e teşekkür ederiz.