Almanya’da yer alan Max Planck Astrofizik Enstitüsü’nde Taeho Ryu liderliğinde çalışmalarını yürüten bir araştırma ekibi, sekiz farklı yıldızın bir kara deliğin yakınından geçtiğinde nasıl bir değişime uğradığını gösteren simülasyonlar oluşturdular. Modelleri oluşturulan bu yıldızların her biri farklı kütlelere ve yoğunluklara sahip. Simülasyonda yer alan kara delik ise Güneş’imizden bir milyon kat daha fazla kütleye sahip.
NASA Goddard adlı YouTube kanalından paylaşılan video, her bir yıldızın değişimini detaylı biçimde gösteriyor. Bu simülasyonlar, Einstein’ın ‘genel görelilik kuramının’ fiziksel etkileri ile yıldızların kütle ve yoğunluklarının gerçekçi modellerinin birleştirildiği ilk deney olarak kayıtlara geçti.
Yıldızların yaşadıkları değişim ‘yoğunlukları’ ile orantılı:
Simülasyonda sekiz farklı yıldızın yaşadıkları değişim eş zamanlı olarak kaydedildi. Ekranın alt kısmındaki siyah nokta kare deliği, beyaz yarım elips yıldızların yörüngesini ve ‘X’ de yıldızları temsil ediyor. Yıldızların kara deliğe en yakın oldukları konumdayken, aralarında yaklaşık 40 milyon kilometre bulunuyor. Fakat bu mesafe bile yıldızları esnetip bükmeye ve bazılarını tamamen parçalamaya yeterli.
Yıldızların kütleleriyse Güneş ile kıyaslanarak hazırlandı. Görüntünün sol en üst köşesinde yer alan yıldız, Güneş’in kütlesinin yaklaşık olarak ‘onda birine’ sahip. Kütlelerin soldan sağa giderek arttığı yıldızlar arasında ‘1’ olarak gösterilen yıldız Güneş ile aynı kütleye sahip. ’10’ olarak gösterilen yıldız ise on katı kütleye sahip. Ancak yoğunluk oranlarında ise tam tersi bir durum söz konusu. En küçük yıldız en fazla yoğunluğa sahipken en büyük yıldız en az yoğunluğa sahip.
Simülasyonların videosu:
Elde edilen sonuçlar, kütlesi fazla ama iç yoğunluğu az olan yıldızların daha büyük zarara uğradığını gösteriyor. Yoğunlukları fazla olan yıldızların ise karadelikten uzaklaşmaya başladıklarında ‘kütle çekimleri’ sayesinde eski hallerine gelmeye başladıkları görülüyor. Araştırmacılar, süper bilgisayarlar tarafından hazırlanan bu tarz simülasyonların, milyonlarca ışık yılı ötede karadeliklerin yol açtığı yıkımı daha net anlamamızda önemli bir role sahip olduğunu belirtiyor.