Doğayla olan etkileşimimizin kısıtlandığını her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Artık biyolojik çeşitliliğin azalmasına yol açan küresel bir çevre krizi yaşadığımız aşikâr. Yaşanan krize bağlı olarak hayatın her noktasında değişikliklerle karşılaşıyoruz. Bilim insanları, iklim değişikliğine bağlı olarak türlerin yaşam alanlarında görülen değişiklik ve biyoçeşitlilik kaybının doğal dünyanın seslerini nasıl hızla değiştirdiğini gösteren bir araştırma yaptı.
Doğanın seslerinin, stresi azaltma ve ruh halini arındırma gibi büyülü bir gücü var. Doğada deneyimlediklerimiz tüm duyularımıza hitap etse de duyduklarımızın, diğerlerinden daha çok öne çıktığını söylemek sanırım yanlış olmaz. Araştırmada, son 25 yılda görülen tür zenginliği ve değişikliliğine bağlı akustik çeşitlilik, gönüllü kuş bilimcilerin kuş izleme verileriyle incelendi.
Kuşlar artık daha az ötüyor
Doğa İletişimi adlı dergide yayınlanan araştırmada, Avrupa ve Kuzey Amerika’da 200.000’den fazla sahada yaşayan kuş anketleriyle toplanan yıllık kuş izleme verileri kullanıldı. Kuşbilimciler tarafından ilkbahar sonu ve yaz başında gerçekleştirilen gözlemlerle, incelenen bölgelerde hangi türlerin ve kaç bireyin var olduğu analiz edildi. Araştırma, son 25 yılda genel olarak tür sayısında ve sayılabilen toplam birey sayısında daha çok düşüşün yaşandığı bölgelerde, akustik çeşitlilik ve ses manzaraları yoğunluğunda sürekli bir düşüşün olduğunu ortaya koydu.
Sonuçlar, doğanın seslerinin azalmasının bir sonucu olarak, insanların doğayla ilişki kurmasının temel yollarından birinin düşüşte olduğunu gösterdi. Araştırmayla "Doğayla bağlantımızı kurma ve sürdürmede önemli rolü olan doğal seslerin, kuş popülasyonlarındaki küresel düşüşler sebebiyle değiştiği ve dünyamızın ses manzaralarının daha az çeşitli hale geldiği" kanıtlanmış oldu.
Çalışmayı yürüten bilim insanları konu ile ilgili elde edilen verilerin, biyoçeşitlilik kaybının yaşattığı gerçekleri görünür hale getirerek yaşanan kriz bilincini arttırmayı umduklarını belirtti.