2021 TÜİK verilerine göre, Türkiye'de enflasyon, Eylül 2002'den sonra ilk kez %35'in üzerine çıktı. %36,08 tüketici enflasyonu ile enflasyon liginde 11. sıradan 8. sıraya yükseldik.
Ülkelere dair resmi ekonomi verilerini derleyen Trading Economics'te yer alan verilere göre Venezuela, Sudan, Lübnan, Suriye, Surinam, Zimbabve ve Arjantin'in ardından Türkiye listede 8. sırada bulunuyor. Türkiye'yi İran ve Etiyopya takip ediyor.
Enflasyon liginde yer alan Venezuela ve Arjantin'de yaşananları daha önce aktarmıştık, Bir de Zimbabve'de neler olup bittiğine göz atalım.
Ülke, enflasyondan önce çok büyük bir hiperenflasyonla boğuştu. 2008 yılında fiyatlar her 25 saatte iki katına çıkıyordu.
Hiperenflasyon, fiyat artışlarının hızlı bir şekilde kontrolden çıktığı aşırı enflasyondur. Merkez bankalarının çoğu, bir ülke için %2 ila %3 arasında bir yıllık enflasyon oranını hedeflemektedir. Hiperenflasyon dönemlerinde ise, bir ülke ayda %50 veya daha fazla bir enflasyon oranı yaşar.
Zimbabve'de 2000'li yıllarda fiyatlardaki artış giderek hızlandı ve 2008'in Kasım ayına gelindiğinde enflasyon ayda %79.000.000.000 (milyar) gibi inanılmaz bir orana yükselmişti.
Dükkanlar günde birkaç kez fiyat değiştiriyordu.
Ekonominin çökmesi insanları su ve elektrik kesintileri, bankalar, benzin istasyonları ve büyük gıda sıkıntısı nedeniyle marketler önünde oluşan kuyruklarla yaşamak zorunda bıraktı.
Akaryakıttaki fiyat artışını protesto eden insanlar polis tarafından öldürülebiliyor.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/41/931a72b00a3366f98156326a54f9b347e11c1783.jpeg][/IMAGE][VIA:Akaryakıttaki fiyat artışını protesto ederken polis tarafından öldürülen 22 yaşındaki bir gencin ailesi][/VIA][/VIAIMAGE]
Fiyatlardaki dramatik artışa karşı düzenlenen protestolarda güvenlik güçleri en az bir düzine insanı öldürdü. Üstelik Zimbabve hükûmeti güvenlik güçlerinin tepkisini savundu, muhalefete ve gösterciilere terörist dedi.
2015'te 250.000.000.000.000 (trilyon) Zimbabve doları 1 ABD dolarına eşitti.
Zimbabvelilerin bir kısmı, ABD dolarıyla temel ihtiyaçlarını alabilmek için Güney Afrika veya Botsvana'ya geçmeye başladı. Ülkenin ekonomisi artık pratikte Güney Afrika randı ve ABD dolarıyla dönüyordu.
Bu durum karşısında Zimbabve Merkez Bankası 2009 yılında Zimbabve parası kullanmayı resmen bırakarak işlemlerini ABD doları ve Güney Afrika randı üzerinden yapmaya başladı. Böylece hiperenflasyon eskiye nazaran düştü fakat hâlâ 6. sırada.
Değersizleştiği için tedavülden kaldırılan Zimbabve doları, aradan geçen 10 yılın ardından 2019'da tekrar tedavüle sokuldu. Bu yüzden ülkede hiperenflasyonun geri döneceğinden endişe ediliyor.
Zimbabve bu duruma nasıl geldi?
Zimbabve'nin yüksek enflasyon döneminin 2007'de başlamasından çok önce, ülkenin ekonomik sisteminin zor durumda olduğuna dair işaretler zaten açıktı. 1990'larda toprak sahibi olan beyazların mülklerine el konulmasını da kapsayan tartışmalı toprak reformu sonrasında tarım üretiminde keskin bir düşüş yaşandı.
Toprak reformu girişiminin uygulanması zayıftı ve tarımsal üretim birkaç yıl boyunca büyük zarar gördü. Yiyecek tedarikleri düşüktü ve bu, fiyatların daha da yükselmesine neden oldu.
1997'nin sonlarına doğru, hükûmetin harcama konusundaki savurganlığı da ekonomi için sorun yaratmaya başladı. 2000 yılında işler daha da kötüleşti. Bunlar dışında, Zimbabve'nin 1998 yılında Kongo'daki savaşa karışmasının mali faturası ve 2002 yılında Robert Mugabe hükûmetine AB ve ABD tarafından uygulanan yaptırımlar da eknomiyi kötü etkiledi.
Bu ülkenin iki basamak altına kadar yükselen Türkiye'nin yıllık enflasyonu, TÜİK'in açıkladığı veriye göre %36,08 olsa da farklı görüşler de bulunuyor.
Akademisyenlerin ve ekonomistlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre enflasyondaki 12 aylık artış %82,81 olarak kaydedildi.
50 milyon+ nüfusu olan ülkeler arasında enflasyonda dünya birincisiyiz. En azından TÜİK ve ENAG bu konuda hemfikir.