Oyunlarda ve filmlerde yaygın olarak savaş sahnelerinde veya havalı bulduğumuz çatışma sahnelerinde karşımıza çıkan ‘kafadan vurulma’ senaryolarının ani ölümlerle sonuçlandığını biliyoruz. Gerçek hayatta da aynı ölümcüllüğü taşıyan bu senaryolar, alınan kayıtlara göre yüzde 95 oranında öldürme oranına sahip. Biz de bu yazımızda, kalan yüzde 5 oranı hangi şartlara borçlu olduğumuza değineceğiz.
Fizik ya da biyoloji gibi konulara ucundan değinmemiz gerekecek olsa da yazıda farklı araştırmalardan ve içeriklerden topladığımız bilgileri, herkesin anlayabileceği türde harmanladık. Lafı fazla uzatmadan gelin kafadan vurulma senaryolarının neden bu kadar ölümcül olduğuna ve neden bazı durumlarda kesin ölümle sonuçlanmadığına yakından bakalım.
Kafadan vurulduğunuzda ne olur?
Öncelikle silah konusunda konuşmamız gerekiyor. Pompalı tüfeklerin ya da yüksek ve geniş çaplı etkiye sahip silahları dışarıda tutacağız. Bunlar kafa yapısını tabir yerindeyse ‘tuzla buz’ ettiğinden yaşamaya şansınız olmayacağı için sadece tüfekleri ve tabancaları değerlendireceğiz.
Neden tüfekler tabancalardan daha ölümcül?
Tüfeklerin tabancalardan daha ölümcül olma sebebini düşündüğünüzde aklınıza mermi boyutunun büyümesi gibi etkenler gelebilir. Fakat bunun asıl sebebi merminin aldığı ‘hız’dır. Tüfek namlusunda dönerek ilerleyen mermi, namlu ucundan çıkmadan önce daha uzun mesafe gittiğinden, namludan çıkınca daha hızlı ilerler ve temas ettiği bölgede daha büyük bir etki bırakır.
Tabancalarda da bu senaryo ölümcüldür fakat verilen hasar, mermi namlu içinde daha kısa mesafe katettiği için tüfeklere göre daha azdır. Yani kafaya temas eden bir mermi ne kadar hızlıysa verdiği hasar da o kadar can sıkıcı olacaktır.
Bunun yanında merminin boyutu ve ağırlığı da hasarı artıracaktır fakat aralarında en çok etkileyen etkenin hız olduğunu söyleyebiliriz.
Vurulma anında merminin kafadan çıkması veya çıkmaması neyi değiştirir?
Mermi kafa kısmına girdiğinde karşılaşılabilecek birden fazla senaryo bulunuyor. Bunların birinde mermi, aldığı hızla kafanın arkasından çıkabilir, diğerinde yeterli hızı yakalayamaz ve kafanın içinde kalır ve sonuncusunda da sekmeye benzer bir etkiyle kafanın üst kısmına doğru ilerler.
Fakat bu durumda beynimiz sadece mermiden etkilenmez:
Bu sırada mermi, kafanıza girdiği anda kafatasınızı içe doğru genişleyen bir şekilde deldiğinden, küçük parçalar içeri dağılır. Bunu bir bombanın patlaması esnasında etrafa yayılan şarapnel parçaları gibi düşünebilirsiniz. Aynı o durumda olduğu gibi, bu parçalardan kaynaklanacak olan problemler de duruma göre farklılık gösterecektir. Yine de hiçbirinin mutlu etmeyeceğini düşünmek zor değil.
Ön taraftan kafaya giren bir mermi, eğer kafanın arkasından çıkarsa giriş noktasının küçük, çıkış noktasının görece daha büyük olduğu görülür. Bunun sebebiyse mermi ilerlediği sırada ön tarafında gittikçe genişleyen bir dalganın olmasıdır. Kafa bölgesine girdiği sırada önünde daha küçük bir dalga bulunan mermi ilerlediği sırada bu dalga da genişler ve çıkış noktasında daha büyük bir etki alanı görülür.
Silahın kafaya temas edilerek ateşlenmesi neden en ölümcül senaryo?
Merminin vereceği hasarın hızıyla doğru orantılı olduğunu söylemiştik. Peki merminin katetmesi gereken mesafe sadece namlu kadarsa ne olur? Bunu anlamak için de kısaca beyin yapısından bahsedelim.
Beynimizin yapısının erişkinliğe ulaştıkça kullanılmış bir sünger misali sertleştiği söylenir. Fakat bu, dayanıklı olduğu anlamına gelmez. Zaten beyni koruma işlevini kafatasımız gerçekleştiriyor. O da daha az önce bir mermiyle delindiğinden içerde tamamen savunmasız, oldukça yumuşak bir cismin silah mermisiyle baş başa olduğunu söyleyebiliriz.
Silahlar ateşlendiği sırada namlu uçlarından güçlü bir dalganın çıktığını görürüz. Merminin hemen ardından çıkan bu dalgalar, silah kafaya temas ettiğinde içeri doğru yöneliyor.
[GIPHY:2jGbnfWYu2fkRHhbMj][/GIPHY]
Kafanızda şöyle canlandırın: Mermi, namlu çıkışına doğru giderken onu takip eden güçlü ve oldukça sıcak bir hava dalgası var. Bu durumda mermi, namludan çıkar çıkmaz kafanızın içinde o dalganın takip edebileceği bir yol açıyor. Beyninize zaten yeterli zararı vermiş olan bu mermiyi bir de oldukça sıcak olan bir hava dalgası takip ediyor ve içeriyi adeta yakıyor.
Beynin de oldukça hassas bir organ olduğunu düşünürsek silahın kafaya temas edildiği durumların neden en ölümcül olanlar olduklarını anlayabiliriz.
Bazı kişiler kafalarından, az önce bahsettiğimiz şekillerde vurulup hayatta kaldı, peki bu nasıl oldu?
Hepsinden önce: Vurulduktan sonra hayatta kalmak için ihtiyacınız olacak olan ilk şey nedir?
Tıbbi müdahaledir elbette. Eğer gerekli zamanda tıbbi bir müdahalede bulunulmazsa, ölümcül olmadığı düşünülen topuk kısmından vurulmalar bile kişileri öldürebilir. Mermi içerde kalsa da çıkış yapsa da kan kaybı önlenmediği sürece her senaryo, kişileri ölüme götürecektir.
Şimdi, bu senaryoları atlatan insanlara bakalım.
Ölümün kıyısından dönmüş olsa da amacından vazgeçmeyen Malala Yusufzay:
Pakistanlı bir aktivist olan ve 2014 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen Malala Yusufzay, 2009 yılında Taliban etkisi altında olan Pakistan’da kızların eğitimine yönelik çabalarıyla tanınmaya başladı. Tehlikeli bir pozisyonda olan genç kız, 2012 yılında gerçekleştirilen bir saldırı esnasında, kafasından boynuna doğru ilerleyen bir mermiyle vuruldu.
Gerçekleştirilen hızlı müdahaleyle Malala’nın beyninde tümöre yol açan bu olay sebebiyle kafatasının bazı yerlerinin alınması gerekse de farklı yerlerde gerçekleştirilen operasyonlarla hayata tutunmayı başardı ve hâlâ da savunduğu dava konusundaki çalışmalarda adı geçiyor.
Eski ABD Temsilciler Meclisi Üyesi olan Gabby Giffords’ın mucizevi senaryosu:
8 Haziran 2011’de gerçekleştirilen Tucson saldırısı sırasında o zamanlarda ABD Temsilciler Meclisi Üyesi olan Gabby Giffords’ın da içinde bulunduğu 19 kişi vuruldu. 6 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıda Giffords, kafasından vurulmuş ve kritik durumda hastaneye kaldırılmıştı.
Neyse ki mermi, beynin en kritik yaralanmaları ortaya çıkaran orta kısmından değil, bir yarım küresinden geçmişti. Bu bağlamda kafatasının sadece bir kısmını kaldırarak tümörün önüne geçmek adına ameliyatı gerçekleştirdi. Bunun ardından Giffords, oldukça yavaş bir şekilde olsa da mucizevi bir şekilde, gittikçe bilişsel aktivitelerini geri kazandı ve en sonunda neredeyse tamamen eski haline dönmeyi başardı.
Ek olarak Giffords’ın yanındaki Daniel Hernandez Jr. tarafından yapılan kalp masajı, kendisinin hayatta kalmasını sağladığından ilk yardım bilincinin önemini bir kez daha gösteriyor.
Son sınıfının başlamasına üç gün kala hayatı tamamen değişen Rachel Barezinsky:
22 Ağustos 2006 tarihinde arkadaşlarıyla kırsal alanda olan Rachel Barezinsky, terk edilmiş bir ahırın yakınlarındayken söz konusu yerin sahibi, karanlıkta onların sesini duymuş ve tüfekle ateş etmeye başlamıştı. Mermilerden biri, Barezinsky’nin kafasının arka kısmından girmiş ve beynin sağ lobundan sol lobuna doğru bir yol izleyip sol göz bölgesinde durdu.
Yine tıbbi müdahalenin kritikliğini anladığımız bir senaryoyla Barezinsky, hızlıca hastaneye yetiştirildi. Burada, dört beyin lobu da hasar alan Barezinsky’nin kafasından mermi ve kemik kalıntıları çıkarılmış olsa da merminin kendisi kurtarılamadı. Ek olarak dört lobdan biri olan temporal lobun bir kısmının alınması gerekti.
Barezinsky, bu durumdan tamamen kurtulmuş olsa da hâlâ hafıza sorunları yaşıyor ve fizik terapisi görüyor.
“Kafadan vurulduğunuzda ne olur?” konulu içeriğimizin bu noktada sonuna geldik. Senaryolardan da anlayabileceğiniz üzere ilk yardım ve erken tıbbi müdahale gibi etkenler, hangi noktadan vurulursanız vurulun hayatta kalmanızda en büyük rolü üstleniyor.
Ayrıca bir silah tetiğinin insanların hayatlarını nasıl etkilediğini de bu senaryolarla görmüş olduk. Sonuç olarak kafadan vurulma senaryolarının hiçbiri iyi bir yere doğru ilerlemiyor olsa da bazı durumlarda kurtulmak mümkündür diyebiliriz.