Günümüzde insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen sebepler arasında şüphesiz ki listenin ilk sıralarında çevre kirliliği bulunuyor.
Çarpık kentleşme, hayatımıza giren teknolojilerin etkileri, bilinçsiz toplum, hızlı nüfus artışı, fabrikaların sorumsuz işleyişleri gibi faktörler; çevre kirliliğinin ana sebeplerinden ve bu çevre kirliliğini zaman zaman endüstriyel yollar ile çözmeye çalıştığımız oluyor. Halbuki doğa anayı yine doğa ananın evlatları ile temizlememiz de mümkün. Bugün sizlerle Fitoremediasyon konusunu ele alacağız.
Fitoremediasyon kelimesinin kökeni ve anlamı
Örnek bir Fitoremediasyon sahası
Fitoremediasyon kelimesi, Latincede bitki anlamına gelen Fito (Phytos) kelimesiyle, düzeltmek ya da kötülüğü ortadan kaldırmak anlamına gelen Remedium kelimelerinden oluşan Phytoremediation kelimesinden dilimize geçmiştir. Türkçeye, bitkisel ıslah sistemleri olarak tercüme edebiliriz.
Fitoremediasyon, en genel tabirle yeşil bitkilerin kullanılarak kirli ve tehlikeli atıkların ortamdan uzaklaştırılması ve yok edilmesidir.
Fitoremediasyon’un genel mantığı ve işleyişi
Fitoremediasyon’da tahmin edeceğiniz üzere özellikle toprak ve sudaki kirliliği temizlemek hedeflenir. Toprakta bulunan zehirli ve ağır metal olarak tanımlanan katı, sıvı ya da radyoaktif atıklar, hem çevreyi kirleterek insanlar da dahil olmak üzere canlılara zarar verir hem de toprağın verimini düşürür.
İşte toprağa karışan bu zararlı maddeler, hiperakümülatör bitkiler olarak adlandırılan bazı bitkilerce toplanıp yok edilir ya da zararsız bir şekilde tekrardan doğaya geri salınır.
Fitoremediasyon’da kullanılan bitki türleri
Çin'deki Quzhou Luming Park'ı, dünyanın en popüler Fitoremediasyon bölgelerinden biri ve estetik olmasından ötürü de bolca turist çekiyor.
Toprak ya da suda tercih edilen Fitoremediasyon türüne ve bölgedeki zararlı maddenin çeşidine göre tercih edilen bitki türü de değişmektedir fakat yine de adını duyunca bir hayli şaşıracağımız birçok bitki bu listede yer alıyor.
Hardal, kırmızı yumak çimi, karahindiba (acıyünek, güneyik ya da çıtlık), ayçiçeği, kadife çiçeği (aynısefa), filkulağı, kına çiçeği (türbe çiçeği), buz çiçeği (öğle çiçeği), su sümbülü, karadut, eğrelti, karasöğüt, kavak, servi (selvi), hint otu (kene çiçeği) ve su mercimeği bitkileri Fitoremediasyon’da en sık kullanılan ve en başarılı bitkilerdir.
Fitoremediasyon’un çeşitleri ve uygulama alanları
Fitoremediasyon’un kendi içerisinde birtakım farklı uygulama yöntemleri mevcuttur. Örneğin bazı bitkiler sadece kökleri ile zararlı maddeleri toplarken; bazıları ise kökleri ile zararlı maddeleri gövde ve yapraklarına dağıtır. Bazı bitkiler zararlı maddeleri tamamen yok ederken; bazı bitkiler ise zararlı maddeyi zararsız bir şekilde doğaya bırakır. Kimi bitkiler bu arıtma işlemini tek başına yaparken kimi bitkiler ise bu işlemi topraktaki mikroorganizmalar ile beraber yapar.
Tüm bu Fitoremediasyon çeşitlerinin özel isimleri ve yöntemleri mevcut ama bizler için ileri detay olan bu bilgilere, meraklı takipçilerimiz içeriğin sonundaki kaynaklar bölümünden bilimsel makaleleri okuyarak ulaşabilir.
Fitoremediasyon’un olumlu yanları
Su mercimeği ile Fitoremediasyon'u en yakından takip eden kurbağa
Öncelikle Fitoremediasyon tamamen organik bir arıtma işlevi gördüğü için bu arıtma işlevi boyunca çevre ikinci kez kirlenme durumuyla asla karşılaşmıyor. Arıtım yerinde yapılabiliyor ve sanayi tipi arıtmalarda olduğu gibi atık dökümü için yeni bir alana gerek duyulmuyor.
Uygulaması gayet kolay, toprağa ve atığa göre doğru bitkiyi seçip ekmek dışında başka bir derdimiz olmuyor ve ayrıca bitkilerin sanayi tipi arıtma tesislerinden daha estetik olduğunu da unutmamak gerekiyor. Bitki yetiştirmenin, bir arıtma tesisi kurmaktan çok daha ucuz olduğunu da eklemeye gerek yoktur herhalde diye düşünüyoruz.
Fitoremediasyon da olsanız olumsuz taraflarınız illaki oluyor
Her güzel şey gibi Fitoremediasyon’un da olumsuz yönleri yok değil. Örneğin, bölgedeki arıtma süreci, Fitoremediasyon’da; toprağa, bitkiye ve kirliliğe bağlı olmakla birlikte diğer doğal olmayan arıtma yöntemlerinden daha uzun sürebiliyor.
Yapraklarında ağır metal ya da zararlı maddeler biriktiren ve henüz bunları imha edememiş bitkilerin sonbaharda yaprakları dökülürse, yaprakların toprağa karışmasıyla bu zararlı maddeler de yeniden doğaya karışmış sayılıyor.
Son olarak ise, odunsu bitkilerde (kavak gibi) bitkinin hapsettiği fakat henüz imha etmediği zararlı maddeler varsa ve bu bitkideki bazı bölümler odun olarak sobada yakılırsa; yüksek ihtimalle sobadan çıkan dumanlar ile bu tehlikeli maddeler yeniden doğaya karışmış olacak.
Çernobil'in gizli kahramanı Fitoremediasyon
Fitoremediasyon, tahmin edebileceğiniz üzere bugüne kadar genellikle gelişmiş ülkelerde kullanılan bir arıtma yöntemi fakat yavaş yavaş ülkemizde de kullanılabileceği yönünde çeşitli üniversitelerin araştırmaları mevcut hatta bazı pilot ilçelerde bilimsel düzeyde araştırmalar yapılıyor.
Bugüne kadar elde edilen veriler arasında en ilginç iki bilgi ise; çoğu bitki bünyesinde 100 ppm’lik çinko birikimi yapabiliyorken; Fitoremediasyon bitkilerinin ortalama 26 bin ppm’lik çinko birikimi yapabiliyor olması ve Çernobil’deki faciadan sonra ortaya çıkan Sezyum 137 (Cs-137) radyoaktif maddesinin önemli bir bölümünü Fitoremediasyon bitkilerinin ıslah etmesi olarak sıralayabiliriz..
Peki ya sizler daha önce Fitoremediasyon yöntemini duymuş muydunuz? Fitoremediasyon bitkileri ve bu doğal arıtma yöntemi hakkındaki düşünceleriniz neler? Yorumlarda bizlerle paylaşabilirsiniz.
Kaynaklar: 1 / 2 / 3 / 4 / 5 / 6 / 7 / 8 / 9 /