Yaşlı insanların kulakları ve burunları normalden biraz daha büyüktür. Özellikle onların gençlik yıllarındaki fotoğraflarına baktığınızda bu durumu daha net bir şekilde görmek mümkündür.
Kulakların ve burnun sürekli büyüyen organlar olduğu için bu durumun ortaya çıktığı sanılsa da aslında nedeni daha farklıdır.
Kulaklarımız ve burnumuz yaygın efsanenin aksine tırnaklarımız gibi sürekli büyüyen organlar değildir.
[VIAIMAGE][IMAGE:/images/editor/default/0003/53/260a5215610526894a8fbf4de95a8dea030340cf.jpeg][/IMAGE][VIA:Bu örneği mimik ustası Nejat Uygur üzerinden vurgulamak istedik. Kendisini rahmetle anıyoruz.][/VIA][/VIAIMAGE]
"Büyümek" yerine "hacim olarak genişlemek" daha doğru bir ifade olacaktır. Vücudumuzda üç çeşit kıkırdak bulunur: saydam, elastik ve fibrokartilaj. Kulaklarımızda ve burnumuzda bulunan kıkırdak türü elastiktir, kolajen ve elastin adlı dokulardan oluşur.
Yaşlandıkça bu elastik dokulardaki lifler parçalanır ve yavaş yavaş sarkmaya başlar.
Yerçekimi burada belirleyici faktördür. Yıllar geçtikçe parçalanan dokular yerçekimine direnemeyerek sarkar ve eski hallerine göre daha büyük görünmeye başlarlar. Uzayan bu organların bir bebeğin büyümesi gibi büyüdükleri sanılır, oysa durum yerçekiminin neden olduğu sarkmadan ibarettir. Bu da kulaklarımızın yılda ortalama 0.51 mm büyümesine neden olur.
Yanaklarımız, dudaklarımız yıllar içinde hacim kaybettikleri için kulaklar ve burun bunun da etkisiyle daha büyük görünür. Ayrıca yaşlandıkça kas kaybı, kemik erimesi, boy kısalması gibi çeşitli faktörlerin de bu durumun üzerinde etkisi vardır.